Hatay Belediye Başkan Lütfü Savaş, "Hatay'da durum çok kötü. Bin 200 civarında bina yıkıldı. Öncelikli olarak arama kurtarma ekiplerine ihtiyacımız var. Ne kadar hızlı olursa, o kadar insana ulaşma şansımız var. Tabii ki dışarıdakilerin de en azından barınmasını ve yeme içmesine destek vermek lazım. Yerel imkanlarla bunu karşılama şansımız maalesef bütünüyle yok" açıklamasını yaptı.
Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin vurduğu Hatay'da enkaz altında kalanları kurtarma çalışmaları devam ediyor.
Bugün sabah saat 04.17’de meydana gelen merkez üssü Kahramanmaraş Pazarcık olan 7,7 büyüklüğündeki deprem, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Malatya, Osmaniye, Hatay ve Kilis’te de hissedildi.
Hatay Belediye Başkan Lütfü Savaş, HaberTürk'e şu açıklamayı yaptı:
"Hatay'da durum çok kötü. Maalesef hem can kaybı konusunda hem bina enkazı konusunda çok sıkıntımız var. Bin 200 civarında bina yıkıldı. Öncelikli olarak arama kurtarma ekiplerine ihtiyacımız var, hem insanlara hem de bu işte kullanacakları alet edevata. Bunun dışında tabii ki şu anda eksi üç derece dışarısı ve yağmur yağıyor, yarın da yağmurlu görünüyor. İnsanlar hipotermiden hayatını kaybedebilir, ısı kaybından. Ne kadar hızlı olursa, o kadar insana ulaşma şansımız var. Bu nedenle biz, Türkiye çapında hem devletimizden hem hükümetten hem sivil toplum örgütlerinden hem hayırsevelerden hem zaten belediyelerimiz hepsi sağolsun koşuşturuyor, yavaş yavaş onlar da arama kurtarma ekiplerini göndermeye başladılar. Ama aşağıdakileri de kurtaralım. Özellikle deprem anında bina altında kalan insanları..
Dışarıdakilerin de barınmaya, kıyafete ve suya ihtiyacı var çünkü deprem anında hepsi kesiliyor, elektrik, su, doğal gaz ve mahrumiyet bölgesi gibi oluyor. Herkesin kendi imkanını zorlayarak, sadece bize değil, bizim gibi Kahramanmaraş'ta da çok yıkım var aldığımız haberlere göre. 10 tane ilde sıkıntılar var, ama en çok sıkıntı gördüğümüz şu an Kahramanmaraş ve Hatay. İvedilikle ne kadar insanımıza ulaşabilirsek, ne kadar çok kısa zamanda, o kadar çok insanımızın hayatını kurtarma imkanımız var. Tabii ki dışarıdakilerin de en azından barınmasını ve yeme içmesine destek vermek lazım. Yerel imkanlarla bunu karşılama şansımız maalesef bütünüyle yok."
