Hatay'da yaşanan su sıkıntısı sonrası Aslantaş Barajı’ndan neden su verilmediği sorusunu yanıtlayan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, "Kanun ve yönetmelik; ‘kanalizasyon karışan su tesiste arıtılsa bile içme suyu olarak kullanılmaz’ diyor. Bana bu konuda baskı yapanlar kanun dışı iş yapmamı istiyor. Bunun bir de vicdani yönü var. İçmeyeceğim ve aileme içirmeyeceğim suyu Hatay halkına içirmem” dedi.
Savaş, katıldığı yerel bir televizyon programında kendisine yöneltilen soruları cevapladı. 4 saat süren programda Savaş, başta Hatay olmak üzere Türkiye gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Koronavirüs salgını nedeniyle Hatay'da 1 Mart-31 Aralık 2020 tarihleri arasından 1868 yurttaşın yaşamını yitirdiğini açıklayan Savaş, belediye olarak salgın sürecinde yapılması gerekenleri belediye olarak yaptıklarını fakat hükümetin Hatay'da alması gereken önlemleri almadığını söyledi.
"İnsanların ihtiyaçlarını karşılamadan evde kal diyemezsiniz"
Artan vakaların önüne geçmek için 15 günlük karantina çağrısında bulunduklarını anımsatan Savaş, şunları söyledi:
"Pandemi konusunda herkesi elini taşın altına koymaya davet ettim. ‘Hayat eve sığar’ demek kolay. Ancak insanların ihtiyaçlarını karşılamadan evde kal diyemezsiniz. Biz belediye olarak üstümüze düşen her şeyi yaptık. 17 bin aileye ihtiyaçlarını gidermesi için kart dağıttık. Çocuklarımızın eğitimle ilgili ihtiyaçlarını karşıladık. 5 bin aileye her gün ekmek dağıttık. Hatay’da 55 bin aile temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda. 19 yıldır ülkeyi yönetenler bu durumu görmezden gelerek bizi eleştiremezler."
Su sorunu
Savaş, ülke genelinde beklenen yağışların yaşanmaması, kurak geçen kış ve su sıkıntısına ilişkin "Karaçay Barajı'nda ve birçok noktada su seviyesi çok düştü. Eğer önlem almazsak tüm Hatay susuz kalabilir. Konuyla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Tamamlandığında vatandaşlarımızla paylaşacağız. Mevcut suyumuzu verimli ve tasarruflu kullanmalıyız" dedi.
Barajdaki su 13 ayrı noktadan kirlenmiş
Su sıkıntısıyla ilgili olarak İskenderun bölgesindeki Aslantaş Barajı'ndaki suyun kente neden verilmediğine açıklık getiren Savaş, barajdaki suyun 13 ayrı noktadan kirlendiğine dikkat çekerek, "Osmaniye’deki iki ayrı noktadan çıkan su ırmaklar aracılığıyla baraja taşınıyor. Yapılan incelemelerde biyolojik ve kimyasal oksijen değeri normal seviyenin altında çıkması gerekir. Bu konudaki kanun ve yönetmelik; ‘kanalizasyon karışan su tesiste arıtılsa bile içme suyu olarak kullanılmaz’ diyor. Bana bu konuda baskı yapanlar kanun dışı iş yapmamı istiyor. Bunun bir de vicdani yönü var. İçmeyeceğim ve aileme içirmeyeceğim suyu Hatay halkına içirmem" diye konuştu.
"2002 yılındaki büyüme oranı yüzde 6,2 iken şu an ise 0,5 seviyelerinde"
AKP iktidarının Cumhuriyet tarihindeki tüm iktidarlara göre daha fazla satış yaptığını belirten Savaş, "Sadece son 19 yılda 62 milyar dolarlık satış yapıldı. 2002 yılına kadar bu rakam 8,2 milyar dolar. Tekel, Türk Telekom, TÜPRAŞ, PETKİM gibi önemli işletmeler yabancılar satıldı. Türkiye’nin dış borcu 129 milyar dolardan 447 milyar dolara geldi. Borç stoku 5 kat arttı" dedi.
Savaş, 2002 yılındaki büyüme oranının yüzde 6,2, şu an ise 0,5 seviyelerinde olduğuna dikkat çekerek, "Cumhuriyet tarihinde 2002 yılına kadar görev yapan hükümetler 714 milyar dolar harcarken mevcut iktidar sadece 19 yılda 2 trilyon 400 milyar dolar harcamış" açıklamasında bulundu.
Savaş'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Bugüne kadar stadyum ve spor salonunu defalarca revize ettik. Yaklaşık 15 milyon lira harcadık. Ancak stadyumun yerine TOKİ ya da betonarme yapılmasına karşı çıkarım. Halkın nefes alacağı alana ihtiyacı var. O bölge için bizim projemiz var. Bize verirlerse oraya engelli eğitim merkezi, gençlik merkezi, yeşil alan ve altta otoparktan oluşan çok güzel bir tesis yapabiliriz.
"Gerekirse Hatayspor için hapis de yatarım"
Osmanlıspor maçında futbolcuların yanına inip onları tebrik ettiğim için bir yıldır mahkemede savunma veriyorum. Ben gerekirse Hatayspor için hapis de yatarım, taraftarımızın canı sağ olsun.
İskenderun’un Serbest Bölge ilan edilmesi
Bildiğiniz tüm yolar kapalıysa ya yeni yol bulmalısınız ya da yeni yol açmalısınız. İskenderun’un Serbest Bölge ilan edilmesi gerektiğini defalarca dile getirdik. Bu konunun gerekliliği ile ilgili çalışmaları Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü başlatmış. Celal Bayar’ın imzasıyla 1956’da Resmi Gazete’de yayımlanmış. Ancak Cumhuriyet tarihinde en uzun süre iktidarda kalan bu zihniyet bu duruma kulak tıkıyor.
Antakya Organize Sanayi Bölgesi’ndeki (OSB) firma sayısı 63’ten 51’e düştü. Firmalar ya kapandı ya konkordato ilan etti. Sadece OSB’de 300 kişi işsiz kaldı. Enerji tüketimleri yüzde 70 azaldı. Hatay’dan Suriye’ye günde 250 TIR gidiyordu. Şimdi bu sayının çok uzağındayız. İskenderun’un Serbest Bölge ilan edilmesi birçok sektörü yeniden canlandırır."