Gündem

Hasan Cemal: Ne 'emret komutanım', ne de 'beyefendi rahatsız olmasın' gazeteciliği!

Gazetecilik atölyelerinin bu yılki ilk durağı İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi oldu

29 Kasım 2014 16:51

Sinem Babul

Bağımsız Gazetecilik Platformu P24'ün 2014-2015 akademik yılı seminerlerinin ilk ikisi İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde yapıldı.

"Nasıl Yapılıyor / Nasıl Yapmalı?" temalı gazetecilik atölyelerinin bu yılki ilk durağı İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi oldu. 26 Kasım Çarşamba günü akademik kadroyla yapıldıktan sonra dün öğrenciler için yinelendi.

Haber televizyonları, haber siteleri, haber radyoları ve ajanslardaki bir günlük haber trafiğinin anlatıldığı ‘Haber Merkezlerinde Bir Gün’ paneline; P24 Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Cemal, NTV’nin kurucu Genel Yayın Yönetmeni olan ve NTV Radyo’da da uzun süre haber programı yapan Tayfun Ertan, uzun süre CNN Türk’te Haber Müdürlüğü yapan T24 yazarı Rıdvan Akar, Cumhuriyet Gazetesi Yayın Koordinatörü Murat Sabuncu, Doğan Haber Ajansı editörü Cihan Oğuz konuşmacı olarak katıldı. Moderatörlüğünü T24 Genel Yayın Yönetmeni Doğan Akın’ın üstlendiği panelde açılış konuşmasını Hasan Cemal yaptı.

Haber merkezlerinin büyük bir heyecan yeri olduğunu vurgulayan Cemal, "Bugün Ankara'da parlamento muhabirliği yapıyor olsaydım Türkiye'ye hayata karşı bakış açım, siyasi görüşüm ne olursa olsun içimi karalar bağlamıştı" dedi. Cemal şöyle devam etti:

"Çünkü Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmemiş bir yayın yasağı getirildi, Meclis'e kondu. Yolsuzluklarla ilgili kurulan soruşturma komisyonunda haberler karartıldı ve haber yasağı getirildi. Bizim mesleğimiz, gazetecilik denen şey  özgürlük üzerine oturur. Özgürlüğün olmadığı hiçbir yerde biz kendi mesleğimizi yapamayız. Biz gazeteciler ne yapıp yapıp mesleğimize sahip çıkacağız.  Biz mesleğimize sahip çıkarken özgürlüğe de sahip çıkacağız. Burada görüşümüz ne olursa olsun bu değişmez. Haberlerinizin yayınlanmayacağı bir ortamda bizim mesleğimizin varlık nedeni kalmaz, bunu bir kenara yazın. Bizim mesleğimizin de bir etiği var ve sahip çıkacağız. Bunu saymayan ve görmeyen iktidarlara karşı da, çalıştığımız yerlerde patronlara karşı da savunacağız. Bunu yapabildiğimiz takdirde keyif alırız. Gazetecilik ancak özgür hukukun kol gezdiği bir ortamda yapılır. Bu yoksa o gazetecilik değil, memurluktur. Ne emret komutanım gazeteciliği gazeteciliktir, ne de beyefendi rahatsız olmasın gazeteciliği gazeteciliktir.  Biz geliriz otururuz, haberimizi yaparız ve pnun yayınlanmasını kovalarız. Biz mesleğimize sahip çıkarsak, Türkiye’de demokrasinin işleyişi adam olur."

 

'Artık bir şeyi en iyi bilen
gazetecilere ihtiyaç var'

 

Panelde ilk sunumu yapan Cumhuriyet Gazetesi Yayın Koordinatörü ve P24 kurucularından Murat Sabuncu, "İyi bir gazeteci her şeyden biraz değil, bir konuyu çok iyi bilir" diyen Sabuncu "Piyasada az hukuk, az siyaset bilen gazetecilere ihtiyaç yok. Artık bir  şeyi en iyi bilen gazetecilere ihtiyaç var. Hukuk Fakültesi ya da İktisat mezunu adaylar iletişimde yüksek lisans yapmalı ya da iletişim fakültesi mezunu adaylar yönelimlerine göre, ilgili fakültelerde yüksek lisans yapmalı" dedi. İkinci sınıftan itibaren öğrencilerin uzmanlık alanlarını belirlemeleri ve ilgili kitapları okumalarını, en az bir dil bilmelerini ve kısa süre de olsa dünya kültürünü tanımalarını öneren Sabuncu konuşmasına şöyle devam etti:

"Sansüre ve yok olmaya karşı artık internet gazeteciliği var. Artık ‘Olanaklar kısıtlı, haber yapamadık’ diye bir cümle yok. Biz T24'te bir Ipad’le Lice’ye gittik. Elimizde yalnızca Ipad vardı. Çatışmanın ortasında kaldık. Video çektik. Haberini yazdık ve yayınladık. Ciddi bir paylaşım ve okuma oldu. Tık aldı."

Sabuncu daha sonra gazete yazı işlerinde bir günün nasıl geçtiğini anlattı.

 

Haber kanallarında bir gün

 

Rıdvan Akar, televizyonların haber merkezlerinde bir günün nasıl geçtiğini anlattı. Televizyon haberciliğinde gazetelerin önemli bir kaynak olduğunu anlatan Akar; rutin bir günün, haber müdürü ve editörlerin gazeteleri taramasıyla başladığını belirtti. Akar konuşmasına şöyle devam etti:

"Gazete okumak önemlidir. Çünkü televizyon haberciliğinin en önemli haber kaynağı gazetelerdir. Haber toplantıları iki aşamada gerçekleşir. Birinci aşama ilgili bölümlerin kendi aralarında yaptıkları toplantılardır. Muhabir bu toplantılara haber önerileri ya da kendi gündemiyle gelmiyorsa ilk önce kendisinin gözden çıkarılması kaçınılmazdır. Bu toplantı sonrası muhabirler haberlerine dağılır."

Gün içindeki genel planlamanın oluştuğu ikinci ve genel toplantıda haberler kuşaklara dağıtıldıktan sonra ilgili bölümlerin kendi haberleri üzerinde çalışma yapmak üzere dağıldıklarını söyleyen Akar, "Toplantının yöneticisi Genel Yayın Yönetmenidir ve burada tüm servis şefleri bulunur. O toplantıya Ankara Büro da dahil olur. Ve kuşak editörleri ya da sunucuları da o toplantıya katılırlar" diye konuşu.

Haber merkezindeki üçüncü toplantının 14:00-16:00 saatleri arasında ana haber bülteni için gerçekleştiğini anlatan Akar; toplantıda yeni gelişmelerin ve sıralamanın konuştuğunu belirtti. Ana haberde ortalama 19 ile 23 haber kullanıldığını ve bu haberlerin içerik ve özelliğine göre zamanlandırıldığını anlatan Akar "Seçilen haberlerle reyting rekabetinde geriye düşmemek önemlidir. Sıralamada ağırlıklı görev editöründür. Meşakatlı ve gerilimli bir iştir" diye ekledi.

Ana Haber Bülteni sırasında yaşanan en büyük gerilimin son dakikalar olduğunu belirten Akar; "Gerginlik ana reji ve haber merkezi arasında yaşanır. Son dakika akışın değişmesi demektir. Akışın değişmesi demek reklamın kesilmesi demek, reklamın kesilmesi demek ise para kaybetmek demetir. Bu durumda yöneticiler ve reji arasında ciddi bir telefon trafiği yaşanır, hatta oda ziyaretleri de olur’" dedi.

 

 Ajanslarda bir gün

 

Doğan Haber Ajansı editörlerinden Cihan Oğuz, konuşmasına ajansların yapılanmasını anlatarak başladı. "Dünyanın hiçbir yerinde Türkiyedeki gibi canlı ve dinamik ajansçılık yok" diyen Cihan Oğuz "Türkiye'nin herhangi bir yerinde gerçekleşen olay sonrası ajanslar aracılığyla ilk görüntüler 15 dakika içerisinde yayınlanmaya başlıyor. Hiçbir televizyon ya da gazetenin İstanbul dışında böyle bir yapılanması yok. Dolayısıyla bu noktada ajanslar çok büyük önem arz ediyor" dedi.

Bir haber anında kameranın ya da muhabirin görüntüyü kaydedip internet yoluyla kendilerine en hızlı biçimde geçmesinin öenmli olduğunu vurgulayan Oğuz, "Muhabirlerimiz gruplar halinde bölgelere ayrılyor, araçlar da tüm gün ait oldukları bölgelerde geziyor ve herhangi bir olay olduğunda en yakın muhabir olay yerine ulaşıyor.

Cihan Oğuz ana haber bültenlerinde İstanbul ve Ankara dışında haberlerin genellikle ajanslardan alındığını ekledi.

 

Radyo yayıncılığı

 

Tayfun Ertan da radyo yayıncılığının en eski yayıncılık olduğunu ve aslında günlük işleyiş anlamında televizyon gibi gazeteden ayrılan ama ajansla da birlikte çalışan bir mecra olduğunu belirtti.

Türkiye'de radyonun biraz geri planda kaldığını söyleyen Ertan, "Televizyondan daha hızlı bir yayın aracıdır radyo. Çünkü size her yerde ulaşır. Siz televizyonunuzu arabanızda seyredemezsiniz. Ama radyonuzu açtığınız anda otomobilinizde radyo oradadır. Radyo her yerde size ulaşır ve siz her yerde radyo dinleme olanağına sahipsiniz" dedi.

Radyonun televizyondan bir önemli yanı daha olduğunu belirten Ertan, 'Özellikle Türkiyedeki haber televizyonlarına baktığımızda televizyon yayınlarının çok büyük bir kısmı aslında televizyon yayını değil. Bunların hepsi radyo yayını. Şunu kastediyorum, siz karşınızda Hasan Cemal'i konuşurken seyrediyor olabilirsiniz. Ama o televizyonu televizyon yapan stüdyodaki o donuk, masa etrafındaki konuşanların  görüntüsü oluşturmuyor. O bir radyo, çünkü ben orada söylenen her şeyi radyodan da dinliyor olabilirdim. Ve en ufak bir şey kaçırmazdım" dedi.

 

'Bu meslek bizim, patronların değil'

 

T24 Genel Yayın Yönetmeni Doğan Akın da internet haberciliğini ve internet haberciliğinde bir günün nasıl geçtiğini anlattı.

İnternetin haber merkezlerindeki gelenekleri de değiştirdiğini vurgulayan Akın, "Önceden, sahaya çıkmadan iyi editör olunamayacağını düşünüyordum. Fakat editör arkadaşlarımı sahaya gönderdikten sonra aldığım pozitif dönüşler fikrimi değiştirdi. Sahaya çıkmadan da, muhabirlik geçmişi olmadan da iyi editörler olabiliyor, T24'te bunu tecrübe ettik" dedi.

Genç gazeteciler için internetin diğer mecralara göre daha kestirme kariyer fırsatları sunduğunu belirten Akın, internetteki bağımsız gazetecilik imkânlarına da değindi ve "Bu meslek bizim, patronların değil. İnternet olmasaydı bunu bu kadar rahat söyleyemezdim.' dedi.

Atölye sonunda öğrencilerden "Neden gazeteci olmak istiyorsunuz" sorusunun cevaplarını içeren bir yazı yazmaları istendi. En iyi bulunan yazı P24 tarafından ödüllendirilecek.