Handelsblatt gazetesi Türkiye ile Almanya arasında yaşanan İncirlik krizini konu alıyor yorumunda.
"Sadece tek bir çözüm olabilir. O da İncirlik'ten çekilmektir. Tartışma saçma hale geldi. Alman askerlerinin İncirlik'ten çekilmesi her iki tarafın da yararınadır. Alman hükümetinin Ürdün seçeneği var. Alman askerlerini Suriye'nin bu komşu ülkesine konuşlandırarak bölgede az sayıdaki istikrarlı partnerden biri olan Ürdün'ün rolünü güçlendirebilir. Altı milyon nüfuslu küçük bir ülke olan Ürdün, farklı verilere göre 1,5 milyona varan mülteciyi barındırıyor. Almanya ile Türkiye arasındaki ilişki krizine gelince, kavgalı konulardan biri bile eksilse kâr olacaktır."
Afganistan'ın başkenti Kabil'de Çarşamba sabahı Alman Büyükelçiliği yakınında meydana gelen ve en az 80 kişinin ölümüne yol açan bombalı saldırı Almanya'da geniş yankı buldu. Die Welt gazetesinin yorumunda şu satırları okuyoruz:
"Afganistan'daki savaş bir kanser vakasına benziyor. Henüz tedavi edememiş olmamız, tedavisinin bulunmadığı anlamına gelmez. Özellikle de tedavi arayışını bırakabileceğimiz anlamına gelmez. Bunun sonuçları terör ve sığınmacılar şeklinde yakamızı hiç bir zaman bırakmayacaktır. Tek başına Batı'nın silahlarıyla demokratik barış dayatılamaz. Ancak tüm vatandaşlarına katılım ve güvenlik sunan bir devletin oluşturulması zorlu bir süreç de olsa alternatifsizdir. Onlarca yıl sürecek ve pahalıya mal olacaktır. Ama Afganistan'da başarısız olunmasının sonuçlarıyla sonsuza dek mücadele etmektense bu daha az maliyetli ve daha kolay."
Afganistan'daki saldırı, Almanya'da iltica başvurusu reddedilen ve sınırdışı tehlikesiyle yaşayan Afgan mültecilerin durumuyla ilgili tartışmaları da alevlendirdi. Berlin'de yayımlanan Tagesspiegel gazetesinin yorumunda şu satırlar dikkat çekiyor:
"Afganistan'ın güvenlik durumu o kadar kestirilemez bir halde ki, BM Mültecilere Yardım Örgütü, "güvenli" ve "güvenli olmayan" bölgeler diye bir ayrım yapmaktan bile kaçınıyor. Hatta dahası, ülkeyi son üç yıl içinde terk etmek zorunda kalanların sayısı neredeyse ikiye katlanarak 1 milyon 400 bine çıktı. Peki ya NATO? O da neredeyse kendini korumaktan aciz, mültecileri nasıl koruyacak? Bu yüzden hemen Afganistan'daki mevcut duruma ilişkin bir rapor hazırlanması şart. Böylece Afganistan'a geri gönderilme olasılığı olan iltica talebi sahiplerine ilişkin dosyalar münferit olarak daha iyi, daha güncel ve adil bir biçimde karara bağlanabilecek. Afgan sığınmacıların buna hakkı var. Almanların hakkı da adil ve titiz bir iltica başvuru inceleme sürecini sunmaktır. Zira İçişleri Bakanlığı bunun faturasını şimdi son iki yıldır yapılan başvurularını yeniden kontrol edilmesiyle çıkarıyor."
Neue Ruhr/Neue Rhein Zeitung da uluslararası toplumun Afganistan konusundaki sorumluluğunu hatırlatıyor:
"Kabil'de Alman Büyükelçiliği binasının bombalanmış dış cephesi, uluslararası toplumun feci Afganistan politikasının simgesi niteliğinde. Uluslararası toplum ülkedeki şiddet sarmalının üstesinden gelemiyor. Ülkeye yeniden yeni askerler gönderip, özgürleştirilmesi için orada uzun süreli kalma seçeneğini saymazsak. Ancak bu olmayacak. Bu yüzden elimizden gelen tek şey en azından insanları kaçmayı başardıkları savaş ortamına yeniden geri yollamamak olur."
© Deutsche Welle Türkçe
MK/BK