İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısı 10'uncu gününe girerken, ölü sayısı (şimdilik) 555, yaralı sayısı ise 2 bin 700 olarak açıklanıyor. İsrail'in Hamas füzelerine karşı başlattığı operasyonda, yaşlı genç, kadın çocuk, sivil, militan yüzlerce insan can veriyor. İsrail Hamas'ı kendilerine roket atmakla suçlarken, Gazze'nin kontrolünü elinde bulunduran Hamas da İsrail'i, Gazze'yi dünyadan tamamen izole etmek, hatta kuşatma altında tutmakla suçluyor.
İsrail babamı neden vurdu!Akşam gazetesi, Hamas'ın iki numarası Dr. Musa Ebu Marzuk ile konuyu masaya yatırdı. Röportaj şöyle:
Suriye'ye gelince arayın"Hamas'ın iki numarası Dr. Musa Ebu Marzuk, örgütün kuruluşundan beri yönetiminde yer alan ve şu anda siyasi büro şefliğini yöneten isim. Halid Meşal'in sağ kolu. Başta ABD olmak üzere onlarca ülkenin 'uluslararası teröristler listesinin üst sıralarında. Neredeyse Suriye dışında her yerde aranıyor. Hamas'ın beyni. Marzuk bize Şam'da cumartesi günü için randevu verdi. Verdi ama randevu için adres belirtmedi. 'Suriye'ye gelince arayın' dedi.
Biz de cumartesi sabahı söylenen numarayı aradık. Buluşma noktası olarak bir cami ismi verdiler. Şam'ın tepelerine doğru yarım saat yol aldık. Önce zengin, sonra fakir mahallelerden geçtik ve nihayet 'Meşru Denmar' denen bölgeye ulaştık. Taksi bizi sözü edilen caminin önünde bıraktı. Orada 10 dakika kadar bekledik. Sonra beyaz bir Mercedes önümüzde durdu. Camları siyah film kaplı bir otomobil. Sakallı genç bir şoför bizi selamladı ve bangır bangır Kuran eşliğinde yaklaşık 10 dakika kadar saatte 120 km hızla yol aldık.
Sonunda otomobil Beşar Esad'ın bir tepeye konumlanmış konutuna nazır başka bir tepenin başında, bir binanın önünde durdu. Kapıda bizi iki kişi karşıladı ve tepedeki binaya kadar eşlik etti. Detektörlerden geçerek nihayet içeri girdik. Etrafta yalnızca sakallı erkekler vardı. Telefonlarımızı aldılar ve bizi bir odaya buyur ettiler. Ancak asla yalnız bırakmadılar. 3-4 kişi sürekli yanımızdaydı. . Hiçbir şeyin fotoğrafını çekmememiz için uyarıldık. Bir süre sonra içeri Dr. Musa Ebu Marzuk girdi ve röportaj başladı.
45 dakika süren röportajın ardından bizi yine aynı otomobile bindirdiler ve aldıkları yere bıraktılar.
Hamas'ın merkezinde geçirdiğimiz o 45 dakikada tedirginlikleri yüzlerine böylesine yansımış onlarca insanı ilk kez bir arada gördüm. Yaşamları boyunca tetikte olmanın getirdiği güvensizlik ve korku her yerde hissediliyordu.
Zaten birkaç saat sonra da İsrail'in kara harekatına başladığı haberini aldık. Bu haber üzerine Şam'daki Filistin mülteci kampına ulaştık. Orada onlarca insan bir Filistin haritası çizmiş, içine kan lekeleri yapıp, mumlar yakmışlardı. Gencinden yaşlısına konuştuğumuz hemen hepsi aynı şeyi söyledi: Filistin asla düşmeyecek ve tek olacak. İsrail yakınlarımızı öldürebilir ama hayallerimizi öldüremez. İşte Hamas'ın karargahındaki röportaj ve kara harekatının ardından Şam sokaklarında yaşananlar.
İsrail'in Gazze'deki harekatı katlanarak büyüyor. Bu, lideriniz Halid Meşal'in de dediği gibi 3. intifadanın başlangıcı mı demek? İntifada emir ya da dışarıdan müdahale ile başlamaz. Şu anda İsrail'in uyguladığı şiddettir 3. intifadayı tetikleyecek olan. Ve süreç başladı. Bütün Filistinliler İsrail'e karşı bütünleşiyor.
İsrail'e karşı durmak için bu yeterli mi? Karadan başlayan harekata hazırlıklı mısınız?
Tabii ki. Bizim sistemimiz her zaman hazır. O sistem insanların kendisi. Bunu İsrail de gayet iyi biliyor. Biliyorlar ki Filistinliler hiçbir zaman teslim olmuyor. Görecekler, şimdi de olmayacağız.
Teslim olmayacağız diyorsunuz ama bu arada binlerce insan ölüyor. Halid Meşal de geçtiğimiz gün 'neredeyse kazandık' diye bir açıklama yaptı. Siz kazanmak ile ne kastediyorsunuz?
Kazanmak bizim için İsrail'in savaşa devam etmesi demek. İsrail'in saldırılarına karşı yapacak fazla bir şeyimiz yok. Onlar çok güçlüler ve sivilleri öldürüyorlar. Amaçları öldürmek. Kim olursa olsun. Ama kimse sadece savaşmak için savaşmaz. Savaşmanın ucunda bir hedef vardır. Eğer sürekli savaşıyorsan bir şeyleri başaramıyorsun demektir. Bu yüzden İsrail kesinlikle kaybedecek, çünkü asla Hamas'ın teslim olduğunu görmeyecek.
Ama aynı şekilde siz de savaşıyorsunuz. Bu durumda siz de kaybeden olmuyor musunuz?
Hayır, çünkü bize saldıran onlar.
Siz de roket atarak saldırıyorsunuz?
Bizim ne istediğimiz belli: Gazze üzerindeki ambargo kalksın, kapılar açılsın diyoruz. Çünkü bize uygulanan da bir nevi savaş. Bunun sona ermesini istiyoruz.
Öyle ama bu denklemde bir dengesizlik var. Bir tarafta dünyanın askeri açıdan güçlü ülkelerinden biri, diğer tarafta ellerinde taşlarla saldıran, roket atan bir örgüt. Siz nereden besleniyorsunuz da İsrail'e karşı hala ayaktasınız? Bizim ABD ya da dünyadaki herhangi bir güçten çok daha kudretli bir kaynağımız var: Allah.
Onun yanı sıra maddi kaynaklarınız neler?
Başta İran. Ama onu yanında Suriye ve tüm İslam dünyası bize çok yardımcı oluyor.
Bu dünyanın içine Türkiye de giriyor mu? Diplomatik çabaların dışındaki yardımdan bahsediyorum. Türkiye'deki belli çevrelerde gayri resmi olarak önemli yardımlar alıyoruz. Kim olduklarını söyleyemem ama tahmin edersiniz. Arap ülkelerindeki para çevreleri de büyük katkılar sağlıyorlar. Eksik olan resmi yardım. Ve maalesef dünya resmi olarak güçlü olanların yanında duruyor.
Evet ama Filistin'e gelen resmi yardımın önemli bir kısmı Hamas hükümete girdiği için kesildi. AB 1.1 milyar dolar, ABD 70 milyon dolar yıllık yardım yapıyordu. Artık yapmıyor. Bunu nasıl telafi ediyorsunuz? Evet maalesef öyle. Bu adil değil ama dostlarımız sayesinde telafi ediyoruz. Dediğim gibi İran çok yardımcı oluyor. Arap dünyası da öyle.
Söylediğiniz şaşırtıcı, çünkü Arap dünyası sessiz kalmakla suçlanıyor.
Evet çünkü ABD'ye karşı öyle görünmek zorundalar. Ama gayri resmi olarak pozisyonları çok farklı. Güçlü olan istediği resmi çiziyor. Bizde eksik olan bu. Polititk güç ama önemli değil. Sabrımız sonsuz.
Yeterli gücünüzün olmamasından bahsediyorsunuz ancak bu güçsüzlüğün sebeplerinden biri de Filistinli liderlerin kendi aralarındaki anlaşmazlıklardan kaynaklanıyor. El Fetih ile anlaşmaya varma umudunuz var mı?
Mahmud Abbas ABD ve İsrail ile pazarlığa oturuyor, onlarla birlikte çalışıyor. Bundan şüphemiz yok ancak yine de anlaşmazlığın bize büyük zarar verdiğinin farkındayız. Bir çözüm yolu arıyoruz. Aslında sorun ne biliyor musunuz? Dış güçler. Biz kendi başımıza kalsak arada hiç problem olmaz. Aslında El Fetih de Hamas gibi başladı ama 37 yılda geldikleri noktaya bakın. Ne başardılar? Filistinliler'in daha çok acı çekmesi dışında hiçbir şey.
Bu yüzden mi siz yönetime talip oldunuz?
Biz talip olmadık. Halk karar verdi.
Sizin en büyük problemlerinizden biri imajınız. Neden canlı bombalar ya da roketler yerine kendinizi diplomasi ve medya yolu ile anlatmak üzerine çalışmıyorsunuz?
İstemiyoruz mu sanıyorsunuz? Dünya mülteci kamplarında yaşayan Filistinliler'i görmek istemiyor. Medyayı da Yahudiler kontrol ediyor. Örneğin Obama İsrail'e gidip bacağı kopmuş bir çocuğu ziyaret ediyor. İsrail'de böyle iki çocuk var. Oysa yalnızca Gazze'de böyle 4 bin çocuk yaşıyor.
Başbakan Erdoğan'ın Gazze ile ilgili devreye girmesi ve Ortadoğu temaslarına başlamasından memnun musunuz?
Erdoğan'ın yaptığı çok akıllıca bir hamle. Türkiye güçlenmek için Arap dünyasından doğan boşluğu doldurmalı. Mısır bir şey yapamıyor, Irak işgal altında, İran'a karşı büyük bir uluslararası tepki var. Türkiye için ortam çok müsait. Erdoğan'ı tebrik ediyorum. Türkiye Ortadoğu'da süper güç olma yolunda ilerliyor.
Türk Hükümeti Hamas ile de temaslarda bulundu.
Evet saldıralarla ilgili Meşal ile Davutoğlu görüştü. Hamas olarak duyduğumuz memnuniyeti dile getirdik. En rahat hareket eden ülke Türkiye. Yardımları çok önemli.
Bazı çevreler Suriye'nin Hamas'ı topraklarından çıkarıp Güney Lübnan'a göndermek istediğini iddia ediyor. Siz burada kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Bu iddialar doğru değil. Hamas, Hizbullah ve Suriye birbirine çok yakındır. Bakın Gazze'de olanlar ile ilgili bir adım atmak isteyenler doğrudan Şam'a geliyor. Biz burada kabul görüyoruz. Devlet ideolojisine ters değiliz.
Üzerinizde bir tehdit hissediyor musunuz?
İsrail'in her an her yerde bir şey yapabileceğini biliyoruz. Temkinliyiz.
Şu isimlere ne söylemek istersiniz: Obama, Tayyip Erdoğan, Mahmud Abbas, Ehud Olmert.
Obama'ya: Bir şeyleri gerçekten değiştirmek istiyorsan yalnızca ABD'nin içi ile yetinme. Ortadoğu politikasını değiştir. Irak'tan çekileceğini söylüyorsun ama son anlaşmaya göre Bush'un istediği olacak gibi görünüyor.
Erdoğan'a: Devam etmek istiyorsan iyi şanslar. Pes etme, başarınızı istiyoruz.
Abbas'a: Hamas'ın pozisyonunu anlamalısın. Onların senin teslimiyetini istiyorlar, bu yüzden Batı Şeria'da yaptığını Gazze'de yapmaya çalışma.
Olmert'e: Asla kazanamayacaksın. Hamas'ın ne olduğunu anla. Filistinliler'i öldürmekten vazgeç artık!