HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, "Cumhurbaşkanlığı adaylığı TBMM’de 20 milletvekilinin imzası şartına bağlandı. Keşke halk da 100 bin, 200 bin, 300 bin imza toplayarak aday gösterebilseydi. Şu anda adaylar arasında kadın yok, başka kesimleri temsil eden aday yok. Üçümüz de toplumun 100’de yüzünü temsil etmiyoruz" dedi.
Musul Konsolosluğu'ndaki Türk vatandaşlarının IŞİD tarafından kaçırılmasıyla ilgili de konuşan Demirtaş, "Bakanlar IŞİD'e çağrı yapıyor 'Allah'a inanıyorsanız serbest bırakın' diyor. Kime? Kafa kesip top oynayan, görüntülerini yayan kişilere. Bunlara ricada bulunuyor. İsmiyle, cismiyle, adıyla, sanıyla anmaya bile cesaret edemiyor" diye konuştu.
Demirtaş, "IŞİD terörist grubu diyemiyor. Ama ekmek almaya giderken öldürülen Berkin Elvan'a çok rahat bir şekilde teröristler diyebiliyor. Ali İsmail Korkmaz'a terörist diyebiliyor" dedi.
HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, Köşk seçimi turu kapsamında gerçekleştirdiği DİSK ziyaretinde açıklama yaptı.
Demirtaş'ın açıklamalarının satırbaşları şöyle:
Cumhurbaşkanlığı adaylığı TBMM’de 20 milletvekilinin imzası şartına bağlandı. Keşke halk da 100 bin, 200 bin, 300 bin imza toplayarak aday gösterebilseydi. Şu anda adaylar arasında kadın yok, başka kesimleri temsil eden aday yok. Üçümüz de toplumun 100’de yüzünü temsil etmiyoruz. Bunun bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçiminde düzeltilmesi gerekiyor.
Söylemekten gurur duydum, babam işçi emeklidir. Kendisi okuma yazma bilmezdi, yedi çocuk okuttu, yedisini de üniversitede okuttu.
Gönül isterdi ki Türkiye, gerek Suriye’de, Gerek Irak’ta, Mısır’da, Filisten’de, Lübnan’da, Libya’da yaşanan bütün bu iç savaşlarda, müdahalelerde, çatışmalarda ağırlığını koruyabilen, barıştan yana tavır koyduğunda etkili olabilen bir dış politikaya sahip olabilseydi. Bu ağırlığı bırakın bir tarafa, şu anda gayrıciddi bir ülke konumunda.
En son Türkiye’nin Musul Konsolosluğu’nda IŞİD teröristleri tarafından rehin alınan konsolosluk görevlileri vatandaşların durumu zaten bunu özetliyor. Ne diyor hükümet adına konuşanlar
IŞİD'e terörist diyemiyor
Bakanlar IŞİD'e çağrı yapıyor "Allah'a inanıyorsanız serbest bırakın" diyor. Kime? Kafa kesip top oynayan, görüntülerini yayan kişilere. Bunlara ricada bulunuyor. İsmiyle, cismiyle, adıyla, sanıyla anmaya bile cesaret edemiyor.
IŞİD terörist grubu diyemiyor. Ama ekmek almaya giderken öldürülen Berkin Elvan'a çok rahat bir şekilde teröristler diyebiliyor. Ali İsmail Korkmaz'a terörist diyebiliyor.
İşte bu dış politikadaki ciddiyetsizliğin, sıfırlanan kredinin nedenlerindendir. Sen kendi ülkende bu kadar tutarsız davranırsan, başkası Filistin'de katliam yaparken, söylediğin sözün hiçbir anlamı kalmaz.
Eminim ki İsrail'e yaptığı çağrılar bugün İsrail devleti hükümeti ve İsrailliler tarafından tuhaf karşılanıyordur. Yakın zamanda Roboski, Gezi ve Soma için o açıklamaları yapan Başbakan'ın İsrail'i kınaması elbetteki ciddiye alınmıyor.
Bu vesileyle hükümetin bütün bu yanlış politikalarının en azından bu kritik dönemde bir kez daha gözden geçireleceğini umuyorum.
Düzelmediği müddetçe, hükümet kendine çeki düzen vermediği müddetçe de Türkiye'nin içeride ve dışarıda ciddi sıkıntılar yaşayabileceğini hepimiz maalesef öngörüyoruz.
Sayın Genel Başkan DİSK adına görüşlerini ifade ederken, aslında vicdanı olan, demokrasiye biraz da olsa inancı olan her insanın altına imza atabileceği bir profil çizdi.
Elinden gelse sendikaları, mahkemeleri de kapatacak. Kendisine hatırlatırız, bu bir başkanlık değil cumhurbaşkanlığı seçimidir.
Bir yandan başbakanlık yetkilerini kullanır, bir yandan da Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasını yürütürken bir baskı oluşturmak istiyor.
TRT babanızın mı?
3 gün içinde 44 saniye benimle ilgili haber yapmış. TRT açıklama yapıyor, en popüler aday Erdoğan olduğu için onu takip ediyoruz.
Böyle bir kepazelik olabilir mi?! TRT babanızın mı?! Kendi çiftliğiniz gibi kullanamazsınız. Bu rezalete bir son vereceksiniz.
Tazminat davası açacağız ama TRT'ye değil, tek tek şahsınıza. Cebinizden ödeyeceksiniz.
Memleketi yiyip bitirdiniz
Memleketi yiyip bitirdiniz, bir yandan timsah fözyaşı dökerken, bir yandan emekçileri gazladınız, copladınız" deme şansınız var.
Cumhurbaşkanlığı makamı ötekilerin makamına dönüşürse, parlamentonun da halkın aleyhine atabileceği adımları önleyen önemli bir mevzi olur.
Bir öteki olarak, mesele benim şahsımın Çankaya'ya taşınması değildir. Kazansak da kaybetsek de biz buradayız deme meselesidir.