Gündem

Milletvekili adaylarına siz de sorun: 90'larla nasıl yüzleşeceksiniz?

Hakikat Adalet Hafıza Merkezi, üç partiye 90'larla yüzleşme çağrısı yaparak Twitter’dan bir kampanya başlattı

07 Mayıs 2015 21:00

Hakikat Adalet Hafıza Merkezi, binlerce faili meçhul cinayetin işlendiği 90’lı yıllarda yaşananlar için üç partiye yüzleşme çağrısı yaptı. Twitter'daki @hakikatadalet adlı hesapları üzerinden 10 gün boyunca 3 partiden 3 adaya sorular yöneltecek Hafıza Merkezi'nin kampanyası yarın başlayacak.     

Hafıza Merkezi, yarın saat 12.00 ila 14.00 arasında geçmişle yüzleşme konusunda neler planladıklarını AKP’den Yılmaz Ensaroğlu, CHP’den Sezgin Tanrıkulu ve HDP’den Mithat Sancar’a soracak. Milletvekili adaylarına kendi sorularını yöneltmek isteyen Twitter kullanıcıları, #90larlaYÜZLEŞMEKiçin hashtagiyle sorularını kampanya kapsamında dolaşıma sokabilecek. 

8-29 Mayıs tarihleri arasında her pazartesi, çarşamba ve cuma günleri gerçekleşecek kampanyayla, Hafıza Merkezi, 10 günde toplam 30 vekil adayına ulaşmayı hedefliyor.

Hakikat Adalet Hafıza Merkezi'nden kampanyayla ilgili yapılan açıklama şöyle:

Hakikat Adalet Hafıza Merkezi olarak seçime yönelik #90larlaYÜZLEŞMEKiçin sloganıyla bir twitter kampanyası düzenliyoruz. En genel hatlarıyla 90’larla yüzleşme meselesini seçim gündemine sokmayı amaçladığımız kampanyamızda Twitter hesabımız üzerinden her hafta 3 partiden (CHP, AKP ve HDP) milletvekili adaylarına geçmişle yüzleşme konusunda vaatlerini, yapmayı düşündükleri çalışmaları soracağız.

 

Neden?

 

Yeni Anayasa ve çözüm süreci önümüzdeki genel seçimler sonrasında Türkiye’nin en önemli gündem maddeleri olacak. Bu iki gündemin akıbeti ise büyük ölçüde Kürt meselesinin seyrine bağlı. Seçimler ertesinde bu seyrin kalıcı barış ve demokratikleşme yönüne evirilip evirilmeyeceğini bize siyasetin geçmişle yüzleşme iradesi gösterecek. İşte bu yüzden geleceğin siyasi iradesini oluşturacak olan vekil adaylarına soruyoruz: #90larlaYÜZLEŞMEKiçin ne yapacaksınız?

 

Nerede, ne zaman?


 

Milletvekili adaylarına  sorularımızı Twitter hesabımız üzerinden soracağız.

8 Mayıs Cuma günü başlayacak ve 29 Mayıs Cuma günü sona erecek olan kampanya sırasında sorularımızı bu dönem boyunca Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri belirli saat aralıklarında soracağız. Sorularımızı hangi adaya hangi gün yönelteceğimizi önceden websitemizTwitter ve Facebook hesaplarımızdan duyuruyor olacağız.

Kampanya takvimi için tıklayınız.

 

Kim?

 

AKP, CHP ve HDP’den her gün 1’er aday olmak üzere günde 3 adaya sorularımızı yönelteceğiz. 8 – 29 Mayıs tarihleri arasındaki Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri sürecek kampanya boyunca, 10 günde toplam 30 vekil adayına ulaşmayı hedefliyoruz.

 

Nasıl Katılabilirsiniz?

 

Soru sormayı planladığımız tüm adaylara önceden ulaşıp kampanyadan haberdar etmek için yoğun çaba harcıyoruz, ancak bunun mümkün olmadığı durumlarda sorularımızı yine de soracağız. Bu tür durumlarda adaylardan cevap gelmesi için twitter kullanıcısı siz seçmenlerin kampanyaya katılması, sorularımızı desteklemesi ve çoğaltması son derece önemli! Bunun için;

  1. Soruları kampanya sloganı olan #90larlaYÜZLEŞMEKiçin hashtag’i eşliğinde soracağız. Bizi Twitter adresimizden takip edip hem sorularımızı retweet’leyebilir, hem de kampanya sloganı #90larlaYÜZLEŞMEKiçin hashtag’ini kullanarak kendi sorularınızı sorabilirsiniz. Bu hashtag’i kullanarak sorduğunuz sorular yakında yayına hazır olacak kampanya sitemiz http://90larlayuzlesmekicin.org adresinde görüntülenecek.
  2. Kampanya görsel malzemelerini kullanarak taleplerimizin görünürlüğüne katkıda bulunabilirsiniz. Sticker, broşür ve benzeri diğer görsel malzemelerimiz http://90larlayuzlesmekicin.org ve http://hakikatadalethafiza.org adresleri üzerinden en kısa sürede erişilebilir olacak.
  3. Kampanyamızın Facebook etkinlik sayfasına katılabilirsiniz. Böylece güncel gelişmeler ve görsel malzemeler facebook üzerinden de takip edilebilir.

 

İnsan hakları ihlallerinden sorumlu olanlar hakkında yürütülen adli soruşturmalarda, savcılar genellikle “büyük balıkların”, yani kitlesel veya sistemli suçlardan en fazla sorumlu olduğu düşünülen şüphelilerin soruşturulmasına öncelik verirler.

 

 

Reform girişimleri ordu, polis, yargı ve bağlantılı devlet kurumlarını baskı ve yozlaşmanın araçlarından kamusal hizmet ve bütünleşmenin araçlarına dönüştürmeyi amaçlar.

 

Hafızalaştırma girişimleri, mağdurların kamusal hafızasını koruyan ve tekrarlanmaları karşısında bir duvar örmek amacıyla geçmişteki ihlallere dair ahlaki bilinci artıran müzeleri ve anıtları içerir.

 

Neden 90’lar?

 

Kürt meselesi ekseninde yaşanan silahlı çatışmanın derinleşmesiyle beraber 90’lı yıllar devletin silahlı kuvvetler içindeki kontrgerilla yapılanmalar aracılığıyla Kürt illerinde gerçekleştirdiği birçok insanlık suçunun en yoğun yaşandığı dönem oldu. Kampanya yürütücüsü olan Hafıza Merkezi, geçmişte yaşanmış tüm ağır ve sistematik hak ihlalleriyle yüzleşilmesi amacıyla kurulduğu 2011 tarihinden itibaren faaliyetlerini somut olarak bu yıllarda devlet şiddetinin önemli bileşenlerinden ‘zorla kaybetmeler’ üzerine yoğunlaştırdı. Bu yüzden kurguladığımız kampanya yüzleşme taleplerimize konu olan ‘zorla kaybetmeler’, yargısız ve keyfi infazlar, zorla göç ettirme politikasının en yaygın kullanıldığı 90’lı yıllar olmuştur. Bu tür uygulamalar konusunda sorumluların yargılanmaması, cezasızlık zırhıyla korunmaları ve hatta ödüllendirilip terfi ettirilmeleri bugün Türkiye’de hem demokrasinin vazgeçilmez ilkesi olan yasalar karşısındaki eşitlik ilkesini zedelemekte hem de barışın kalıcılaşması önünde engel teşkil etmektedir. Bu nedenle bu uygulamaya son verecek düzenlemeler yapılması, kamu vicdanını yaralayan cezasızlık uygulamasının da son bulması için 90’larla yüzleşmeyi önemsiyoruz.

 

Neden üç siyasi parti?

 

Parti programları, seçim bildirgeleri, siyasi söylem ve pratikler itibariyle sorularımızı AKP, CHP ve HDP ile sınırlandırmanın anlamlı olacağını düşündük. Bütçe ve insan kaynağı olarak sınırlı imkânlarımız sebebiyle de bu üç siyasi parti dışındaki vekil adaylarını çalışmaya dâhil edemedik.

 

90’larda ne oldu?

 

1980’lerin başından itibaren Kürt meselesine devlet aygıtından gelen cevap esasen güvenlik eksenli oldu ve temelde iki yapısal dönüşümü barındırmaktaydı. Bunlardan birincisi olağanüstü hal uygulamaları iken, ikincisi yeni ‘düşman’ anlayışına uygun askeri, siyasi ve idari dönüşüm oldu. 1990’lı yılların politik atmosferini büyük ölçüde devlet aygıtı içindeki bu yapılanmalar ve yaygın, ağır ve sistematik hak ihlalleri ile işlenen insanlığa karşı suçlar belirledi.

Bu dönemde Diyarbakır, Hakkâri, Siirt, Van, Bingöl, Elazığ, Mardin, Bitlis, Batman ve Şırnak illeri 23 yıl Olağanüstü Hal rejimi ile yönetildi, OHAL valilikleri çok geniş yetkilerle donatıldı, kurumun statü ve pratikleri tamamen hukukun dışına taşındı. Buna paralel askeri, siyasi ve idari dönüşüm çerçevesinde “koruculuk” sistemi devreye sokuldu, TSK ‘düşük yoğunluklu savaş’ konseptine uygun biçimde yeniden yapılandırıldı ve Özel Harp Dairesi 1993 yılında Özel Kuvvetler Komutanlığı adını aldı. Bu tarihten itibaren dönemin Başbakanı Tansu Çiller ve Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş ekibi tarafından ‘Alan Hâkimiyeti ve PKK Örgütünü Bölgede Barındırmama’ konsepti yürürlüğe konuldu. Köylerin ve diğer yerleşim birimlerinin zorla boşaltılması, ‘faili meçhul’ cinayetler ve sivil infazlar ile zorla kaybetmelerin gözle görünür bir biçimde artması yeni strateji sonrasında oldu. Bu strateji, özellikle Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanı, Tansu Çiller’in Başbakan, sırasıyla Doğan Güreş ve İsmail Hakkı Karadayı’nın Genelkurmay Başkanı olduğu 93-95 yılları arasında sivillere yönelik sistematik, çeşitli ve bütünlük oluşturan insan hakkı ihlali pratikleriyle birlikte uygulamaya kondu.

Bu yıllarda devletin Kürt illerinde silahlı kuvvetler içindeki kontrgerilla yapılanmaları aracılığıyla gerçekleştirdiği şiddet repertuarının önemli bileşenlerinden biri de zorla kaybetmeler oldu.  Hafıza Merkezi olarak zorla kaybetmeler üzerine insan hakları kuruluşlarının elindeki hepsi doğrulanmamış bilgilerin tamamını birleştirdiğimizde,Türkiye’de 1980 ila 2004 yılları arasında zorla kaybedilmiş olan 1353 kişilik bir listeye ulaşıyoruz. Saha ve adli dokümantasyon çalışmaları sonucu Ocak 2015 itibariyle Hafıza Merkezi olarak bu listeden ancak 380 kişinin kaybedildiği bilgisini doğrulamış bulunmaktayız.