“Dua ile Hazine borç stoku arasında ne ilişki var?” diyenlerden yazıyı sabırla okumalarını rica edeceğim.
Yazılarımı izleyenler hatırlarlar. Hazine (merkezi yönetim) borç stokundaki değişimleri periyodik olarak bilginize sunmaya çalışıyorum. Hem derslerimde hem de yazılarımda, Hazine’nin borç stokunun, kur ve faiz değişimlerinin yarattığı etkilere karşı kırılgan olduğuna devamlı vurgu yapıyorum.
Evet doğrudur. Kamu borç stoku, diğer ülkelerle ve geçmiş dönemlerle karşılaştırıldığında çok değil. Reel olarak (merkezi yönetim borç stoku/milli gelir oranı) değerlendirildiğinde yüzde 30’dan az.
Ancak geçen yıl olduğu gibi, kurlar ve faizler yükseldiği zaman, devletin borcu durduğu yerde büyüyor. Durduğu yerde derken, yeni/taze borç almadan stok şişiyor.
Sizi rakamlara fazla boğmadan, Hazine web sitesinden aldığım verilerle hazırladığım grafikler yardımıyla konuyu özetleyeyim.
İlk grafik 2003-2018 yılları arasında, Hazine borç stokunun bir öneki yıl sonuna göre değişimini gösteriyor. Resim çok net. Borç stokundaki artış 2015 yılından sonra hızlanıyor. 2018’deki yıllık artış 191 milyar lira olmuş. Bu artış son 16 yılın rekoru.
Peki, Hazine bu kadar borçlandı mı? Hayır. Geçen yıl nakit olarak sadece 53 milyar lira net borçlanma yaptı. Diğer bir deyimle borçlanmadan kasasına giren taze para sadece 53 milyar lira.
O zaman bu kadar artışın nedeni ne?
Bunu anlayabilmek için stokun enstrüman yapısına (sabit faizli TL, değişken faizli TL ve döviz kâğıt ayrımı) bakmak gerekiyor. Grafik 2’den de görüleceği üzere; Krizden hemen sonraki yıl olan 2003’te, toplam kağıtların yüzde 46’sı dövizli, yüzde 29 değişken TL, yüzde 24’ü ise sabit TL kağıtlardan oluşuyordu. Sonrasında dövizli kağıtlar ile değişken TL kağıtlar arasında bir değişim gözleniyor. 2012 yılından itibaren dövizli enstrümanlarda gözlenen artış 2018’de yüzde 45 ile 2003 yıl düzeyine çıkıyor.
Diğer bir bakış açısıyla, stokun sadece yüzde 35 sabit, kur ve faiz değişimlerinden etkilenmiyor. Kalan yüzde 65’i ise, kurlar ve faizlerdeki her değişimden etkileniyor.
Girişte vurguladığım gerçek burada ortaya çıkıyor. Grafik 3’ten net olarak anlaşılacağı üzere,191 milyar liralık değişimin 144 milyar liralık bölümü dövizli stokun artışından geliyor. TL stoku değişimi ise sadece 47 milyar lira (rakam farkları tablolardaki yuvarlamadan geliyor). Eğer 2018’de kurlar çok değişmeseydi stokun değişimi bu kadar olmayacaktı.
Konuyla ilişkili olan ve üzerinde durulması gereken diğer bir konu da bütçe açığı ile borç stoku artışı arasındaki fark. 2018 yılı bütçe açığı ne kadardı? Yaklaşık 73 milyar lira. Peki, Hazine borç stoku neden 191 milyar lira artmış? Yukarıda açıkladığım nedenden. Faizler, özellikle kurlardaki değişimden.
Grafik 4, 1999-2018 arasındaki dönemde bütçe açığı ile Hazine borç stokunun yıllık değişimi arasındaki farkı gösteriyor. Görüldüğü gibi, 2018 yılındaki fark, 2001 Krizindeki farktan da büyük.
Yeni borç almadan, durduğu yerde artan borç stoku dar ve sabit gelirliler için ne demek?
Hazine döviz basmadığına göre, tüm borçlarını öderken olduğu gibi bu farkı öderken de ya TL kaynak bulacak ya da yeniden borçlanacak. TL kaynak daha fazla vergi toplamak demek.
Yeni borç ise bugünü yaşamak için gelecek nesillerin gelirlerine ipotek koymak demek. Kısacası çocuklarımızın, torunlarımızın parasıyla sefa sürüyoruz ama çoğumuz farkında değiliz.
Umarım, torunlarımız, (Allah geçinden versin) ölünce mezarımıza gelip bir hayır duası okurlar.