Gündem

'Hakan Fidan sır küpüm, devletin sır küpü'

Çin gezisinin son gününde MİT- yargı kriziyle ilgili konuşan Başbakan Erdoğan, MİT Müsteşarı'na bir kez daha sahip çıktı

12 Nisan 2012 11:08

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Çin gezisinin son gününde iç politikaya döndü. Erdoğan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan için, “Sır küpüm, devletin sır küpü” ifadesini kullandı.

Erdoğan, 2014’te kendisi dahil AK Partili bakan ve vekillerin yeniden adaylığını engelleyen düzenleme için, “Koltuğa oturanlar, kalkmak bilmiyor. Türkiye fanilerle değil, ilkelerle yürümeyi öğrenmeli. Tayyip Erdoğan fanidir, öldü ne olacak? Öldüğü zaman ne yapılacaksa vatandaşım onu yapsın” dedi. 
 
Başbakan Erdoğan, Hürriyet gazetesi yazarı Enis Berberoğlu'nun sorularını yanıtladı
 
-  AK Parti’de 3 dönemden sonra yeniden seçilememe düzenlemesinin istikrarı bozacağı endişesi var. Değerlendirmeniz ne?
 
Değerli basın mensubu arkadaşlarımız yıllar yılı şunu yazdılar. Bu koltuğa oturan bir daha kalkmayı bilmez. Biz partiyi kurarken bunu enine boyuna konuştuk. Eskisi gibi mi olacağız. Partide hücre yenilemesi yapacak mıyız? Kaldı ki bırakıp gitmiyoruz. Bir dönem dinleniyorsunuz. Formumuzu muhafaza ediyoruz. Partimizde de hücre değişimini yapmak için bu dönemde 160 arkadaşımızı aday yapmadık. Bize kan kaybettirmedi. Gücümüzü çok daha artırarak devam ettik. 
 
Artık Türkiye fanilerle yürümeyi değil, ilkelerle yürümeyi bilmeli. Tayyip Erdoğan fani, öldü, ne olacak, öldüyse vatandaşım ne yapacaksa şimdi onu yapsın. Olayı faniler üzerine bina etmeye çalışırsak hareket hiçbir zaman beklediğimiz gücü kazanamaz. Süremiz dolduğunda partimiz bize hangi misyonu biçtiyse öyle çalışacağız. Anadolu’yu gezer hallaç pamuğu gibi atarız. Konferanslara, seminerlere katılırız. Ak Parti en ideal kurumsallaşmasını yapan partidir. Kadın kolları, gençlik kolları... Her ay 2-3 araştırma yapan bir parti var mı? Nerede eksik, aksaklık var diye bakıyoruz. Gidermeye çalışıyoruz.
 
 

'Kürt seçmenin oylarını alıyoruz'

 
 
-  BDP’nin son söylemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Bütün etnik yapıları kuşatan bir partiyiz. 60 civarında Kürt kökenli milletvekili arkadaş var. Kabinemde 5 bakan arkadaşım Kürt. Süs eşyası diye taşımıyorum. Bekir Bey (Bekir Bozdağ) Kürt’tür. Binali Bey (Binali Yıldırım) bile bilmiyor. Böyle bir derdim yok. Derdimiz olmadığı için rahatız. Birbirimize karşı olan sevgimiz aynı. Onların yaklaşımı, BDP için, Kürt partisi yönünde. Biz onların o söyleminin yanlış olduğunu söylüyoruz. Oylarını almak için yapıyorlar. Halbuki biz birinci derecede Kürt seçmenin oylarını alıyoruz. Türkiye’nin partisiyiz. Ben Rizeliyim, bana Laz diyorlar. Halbuki alakam yok. Nusret Bey (Bayraktar) Laz, ama kimse onun öyle olduğunu bilmez. Kucaklayan parti olmamız ve bu yönde çalışma yapmamız bizi yüzde 50’ye taşıdı. Yeni anayasada da biz gelin bunu bir yere yerleştirelim, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı herkesi kucaklasın. Burada rahatsız edici bir şey yok, öbürü rahatsız edici. Burada ezber bozan bir mantık var, artık çözelim istiyoruz.
 
 

'Bütün planlarımız yetişecek şekilde'

 
 
-  Cumhurbaşkanlığı eğitim yasasını onayladı. 17 milyon öğrencinin ailesi uygulamanın önümüzdeki döneme yetişip yetişmediğini merak ediyor. Yetişir mi?
 
Hiç endişeniz olmasın bütün planlarımız yetişecek şekilde yapılıyor. Hiçbir sıkıntıya mahal bırakmadan ufak tefek bazı hususlar dışında tereyağından kıl çeker gibi yoluna girecek.
 
-  Anayasa Mahkemesi cumhurbaşkanlığı konusunda 7 yıllık görev süresini iptal ederse ne olur?
 
Yorumu Anayasa Mahkemesi kendi içinde yapacaktır. Yorum yapmadan bizim konuşmamız doğru olmaz.
 
-  Çin’le ekonomik ilişkilerde bir ilerleme var mı?
 
Ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinden yanalar. Boğaz köprüsü, demiryolu ağı, nükleer enerji alanlarında işbirliğine girmek istediklerini ifade ettiler. Temenni ederiz ki Çin sermayesinin Türkiye’ye gelmesini sağlamış oluruz.
 
-  MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la ilgili ifade kararı için soruşturma yaptırdığınız doğru mu?
 
MİT olayındaki gelişmelerde sessiz kalmak mümkün değil. Niye. Benim malum nekahat dönemime rastlayan süreçti. Benim sır küpüm. Türkiye Cumhuriyeti devletinin sır küpü. Türkiye’nin geleceğinin sır küpü. Uluslararası alanda bu görevi yapanlar ajan olarak nitelendirilir. Operasyon yapacakları zaman görevlendirmeyle devlet adına giderler. ABD, Rusya, Çin, Batı ülkelerinin hepsinde var. İmralı’ya da gönderen benim, Oslo’ya da gönderen benim. Niye, ortada bir problem var. 
 
Terör mücadelesinde başarılı olmamız lazım. Bunun için bazı bilgi alışverişlerine sahip olmamız lazım. Gazetelerde çıkanın hiçbirisi Müsteşarım tarafından verilmiş söz değil, hepsi yalandır. Yazılı değildir. Konuşmalar görüşmeler olmuştur, asla verilmiş sözler değildir. Bunu söyleyenler siyasi menfaat elde eder miyiz, acaba ne devşirebiliriz gayreti içine girmişlerdir. Gayretlerinden çok çok memnunum. Gerek öncesi, gerek sonrasında ve şimdi, ülkeme çok şeyler kazandırdı. Müsteşar yardımcılığı ve TİKA’nın başında olduğu zaman da iyiydi. İyi yetişmiş bir bürokrattır. İnsan kıyma makinesi değiliz. Bu insan takdir edilmesi gerekirken, bunu yemeye çalışan bazı mahfiller olmuştur. 
 
Ana muhalefet partisi başta olmak üzere. Yargı, görevi olmayan bir alana girdi. Bu konuda hakkı olmayan konumda kendini hissedince kusura bakmasın bizi karşısında görür. Yargı, kendini yasamanın üzerinde göremez. 250 meselesinden Müsteşar’ı yargılama süreci içine sokmaya çalıştı. Bu konuda ilk kez konuşuyorum.
 
 

'Sınır ihlalinde gereken yapılır'

 
 
-  BM Güvenlik Konseyi’nin son kararı size ulaştı mı?
 
Artık Beşar’ın verdiği sözü yerine getirmediğini, muhalif kanadın Kofi Annan’a verdikleri sözleri devam ettirdiklerini görüyoruz. BM’nin konuya eğilmesi istikametinde bir karar çıkıyor. Biz bunu daha sıkı bir şekilde takip etmek suretiyle çalışmalarımızı yürüteceğiz. Tarafımıza gelen yaralılardan ölenlerin sayısı 4’e çıktı. Suriye tarafındaki ölü rakamı 10 bine yaklaştı. Durumlar içler acısı. Kentlerin harap edilmesi, insanların acımasızca öldürülmesi, annelerin gözlerinin önünde... Bunları anlattım Çin tarafına. Durumu tasvip etmediklerini söylediler. Kendilerinin BM’de 8 veto kararı olduğunu, 2 tanesinin Suriye ile ilgili olduğunu hatırlattım. Bundan sonra da böyle bir yaklaşımın kolay kolay olmayacağını söyledim, ‘Hayır’ demediler. Döner dönmez Rusya ile münasebetleri daha da sıklaştıracağız. Perşembe akşamı Suudi Arabistan’a günübirlik bir seyahat yapacağız. Ondan sonra nasip olursa kampları ziyaret edeceğim. Kampları yerinde görmeyi arzuluyorum. Yerinde görmek istiyorum.
 
 

'Zulme rıza zulümdür'

 
 
-  Suriye konusunda Türkiye’nin yaklaşımı ve pozisyonu, BM’ye bir karar aldırmak mı?
 
Bu başından beri kovaladığımız bir konu. Bu daha acil bir hale geldi. Şimdiye kadar gelen sığınmacı sayısı 2’ye katlandı. Adeta patlama noktasına geldi. Görüntüler var. Bu insanlar kaçarken vuruluyor. Öleni var yaralananı var. Annelerin feryatları var. Evleri nasıl tarumar ettiklerini, evlatlarının nasıl boğazlarının kesilerek öldürüldüğünü anlattılar Kofi Annan’a. Birleşmiş Milletler bunu takip etmeyecek de neyi takip edecek. Biz takip edeceğiz. Türkiye’nin hassasiyeti bellidir. En üst seviyede ortaya koymamız ve BM nezdinde takip etmemiz gerekir. Zulme rıza zulümdür, buna evet diyemezsiniz. Halkını terörist olarak görüyorlar. Bu yaklaşımları Beşar’ın yaklaşımıyla, ağzıyla konuştuklarını söyledim. Lütfen onların ağzıyla konuşmayın. Ufacık bir çocuk, bebe, terörist olur mu? Bu sizin dini değerlerinizle çatışır. 
 
Bizim değerlerimizde savunmasız bir insana saldıramazsınız, vuramazsınız. Buna nasıl terörist dersiniz. Bunlar halk. Halkın olduğu sokakta tankın ne işi var. Türkiye’nin Batı’nın uşağı olduğu yönündeki gibi çok çirkin bir şey olmuştu. Esad, olayı çok farklı bir zemine kaydırmak istiyor. Bunu (İranlı) dini lidere de söyledim. ‘Bu savaş Arap milliyetçileriyle İslamcılar arasındaki savaştır.’ Bakın Beşar böyle diyor. Bu tabloya bir değerlendirme yapmadılar. Esad olayı farklı bir yere çekerek güya Arap ligini dağıtmaya çalışacak.
 
 

'5'inci madde görevi'

 
 
-  1998’de Kara Kuvvetleri Komutanı Suriye’yi uyardı. Siz de aynı şekilde bir çıkış mı yaptınız?
 
Bu 98 olayından çok farklı, o zaman böyle bir şey olmamıştı. Olmadan Atilla Paşa’nın öyle bir çıkışı olmuştu. Şimdi sınır ihlali olmuştur. Dün de sınırımızı aşan silahlı saldırılar oldu. Uluslararası hukuk açısından adeta işaret fişeğidir bu. Yapanın yanında kâr kalamaz. Herhangi bir ülkenin şöyle böyle yaklaşımı bizi enterese etmez. Türkiye Cumhuriyeti’nin kendine has bir tavrı vardır. Tarihte bu vardır. Türkiye en az benzerlerinde ne yapıldıysa onu yapmak durumundadır. Suriye’den gelen kardeşlerimize kapıyı asla kapatmayacağız. Suriye vurmaya devam ederse neticelerine katlanmak durumundadır. BM toplanıp kararını almalı. İstanbul’da bir araya gelen kurum ve kuruluşlar baskı yapıp kararı aldırmak zorundadır.
 
-  En kötüsü ‘haklısınız’ deyip bir şey yapmamaları. İş bu noktaya geldiğinde Türkiye’nin opsiyonları nelerdir?
 
Opsiyonlar çok. Sınır ihlallerine karşı uluslararası hukuktan doğan hakları olan bir ülke var. Sınırın ihlali sebebiyle alacağı tavır karşısında yapacakları şey ortadadır. Bunların hepsi tartışılacak meseleler. BM bunu da açıkladı. Sınır ihlali var dedi. Bunların hepsi masaya yatırılacak konular. Bunların hepsi son görüşmelerimizi yapıp adım atılacak konulardır. Ayrıca NATO’nun Türkiye’nin sınırlarıyla ilgili görevleri var. 5’inci maddeye göre.
 
-  Esad sonrası için Suriye’de durum ne olur. Baas rejimi devam eder diyorlar?
 
Baas rejimi şu anki mevcut yönetimle ayakta duruyor. Irak’ta Saddam’la birlikte çöktü, sadece kalıntıları var. Suriye’de de durumun aynı olduğu kanaatindeyim. Oradaki mezhep yapısı Irak’a göre çok daha farklı. Çok partili demokratik bir hayata hızla gireceğini bekliyorum.