Ahmet Küçük
www.twitter.com/kucukxahmet
[email protected]
Kimse bunun bir Alex-Hagi karşılaştırması olduğunu düşünmesin.
Bu benim işim değil. Onu fanatikler konuşadursun, biz Hagi’nin ayrılmasından sonra Galatasaray’ın yaşadıklarına ve bunun Fenerbahçe’ye örnek olması gerektiğinden bahsedelim.
Hagi 31 yaşında Galatasaray’a geldiğinde herkesin aklından aynı düşünceler geçiyordu: “Son yıllarda başarısız olan, 31 yaşına gelmiş bir futbolcudan ne beklenir ki?”
Fatih Terim’le 1996 yılında başlayan efsanevi dönemin mimarları arasında belki de Hagi en önemlilerindendi. Zira 36 yaşına kadar giydiği Galatasaray formasıyla birçok başarılar kazanmış, çok sayıda kupa kaldırmış ve unutulmaz maçlar oynamıştı. Yurtiçinden ve yurtdışından milyonlarca kişinin hayranlığını, sevgisini ve saygısını kazanmış olan Hagi, futbolculuğunun yanında kişiliği, sempatik tavrı ve yetiştirdiği genç yeteneklerle de ön plana çıkmıştı.
Hagi, Galatasaray’ın şampiyonluğu son maçta Fenerbahçe’ye kaptırdığı Trabzonspor maçıyla futbola veda etti. Galatasaray jübile düzenlemedi belki ama Romanya Federasyonu’nun organize ettiği şölen her futbolseverin hafızasına kazındı.
Futbolu bırakma kararı aldığını açıklayan Hagi duyguları şöyle ifade etmişti:
“Manen çok yoruldum. Ancak vedanın çok zor olacağını biliyorum, ağlayacağımı da zannediyorum ancak hepsi bu... Herkes zamanını doldurduktan sonra yerini genç oyunculara bırakmak için‘hoşçakalın’ diyecek.”
Ve Hagi 24 Nisan 2001’de Romanya’ya, 26 Mayıs 2001’de de Galatasaray’a veda ederek futbolculuk kariyerine son verdi.
İşte Galatasaray’ın “trajedi”si de bu tarihten sonra başladı.
5 yıl boyunca tüm oyun planları, stratejileri Hagi üstüne kurulu Galatasaray, onun yokluğunu hep aradı. Birçok ismi takıma getiren ve “Yeni Hagi” diye tanıtılanlar arasında Sergen Yalçın, Pavel Horvath, Felipe, Haim Revivo, Elvir Baliç, Sasa Iliç, Marcelo Carrusca, Lincoln, Elano ve Zvjezdan Misimoviç bulundu. Galatasaray sadece Hagi’nin yerini doldurabilmek için 8 senede en az 27 milyon dolar harcadı!
Galatasaraylılar, artık “işte yeni Hagi” dedikleri Arda Turan’ı ise “küstürüp” yurtdışına göndermek zorunda kaldı. Şimdilerde ise belki Galatasaray Hagi’sini hâlâ bulamadı ama Barcelona’nın Xavi’siyle karşılaştırılan Selçuk İnan’la bu açığı kapatmaya uğraşıyor.
Ve Alex’siz Fenerbahçe
Günlerdir spor medyasında bir Alex fırtınası esiyor. Yok, bu Alex’in üstün performansından değil. “Alex gidecek mi, gitmeyecek mi? Kalmalı mı, kalmamalı mı? Aykut Kocaman mı haklı, Alex mi?” soruları sanki hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor.
Futboldan zevk almayanlar, hoşlanmayanlar, sıkılanlar belki de bu tartışmadan bir hayli bunaldı.
Evet. Haklılar da… Artık bu “kavga”ya bir son verme zamanı geldi.
Hem bakın Fenerbahçe’nin Başkanı Aziz Yıldırım da ne demiş:
“Aykut Kocaman'ın istekleri doğrultusunda bir yola giriyoruz ama buna izin vermiyorlar. Bu büyük bir olay değil. Hocasıyla oturup konuşuyorsa sorun yoktur. Bir maç oynamadı diye bunları kavga haline getirmek yakışmıyor. Alex diye bir problemimiz yok. Alex kalabilir de kalmayabilir de.”
Yıldırım aynı konuşmasında başka bir cümlede şunları söylüyor:
“Alex, iyi bir oyuncu, kaptanımız. Ama efsane değil!”
Oysa ki Hagi de Alex de hem kendi kulüpleri, taraftarları için birer efsane.
Biz hâlâ Gündüz Kılıç’ı, Metin Oktay’ı, Turgay Şeren’i, Cevad Prekazi’yi, Zoran Simoviç’i, Fatih Terim’i, Tanju Çolak’ı, Bülent Korkmaz’ı, Hakan Şükür’ü, Hakkı Yeten’i, Rıza Çalımbay’ı, Metin-Ali-Feyyaz üçlüsünü, Mehmet Özdilek’i, Sergen Yalçın’ı, Can Bartu’yu, Zeki Rıza Sporel’i, Cemil Turan’ı, Lefter Küçükandonyanis’i, Selçuk Yula’yı, Oğuz Çetin’i, Rıdvan Dilmen’i, Aykut Kocaman’ı konuşuyorsak elbette de Hagi’yi de Alex’i konuşmak zorundayız.
Alex Fenerbahçe ve Türk futbolu için bir efsanedir. Ve efsanelerin yeri kolay kolay doldurulamaz. Aykut Kocaman geçen sezondan bu yana hep Alex’siz Fenerbahçe’yi hayal ediyor. Bunda da sonuna kadar haklı. Çünkü önünde Hagi’siz bir Galatasaray’ın ne duruma düştüğünün resmi duruyor. Fenerbahçe’nin de aynı duruma düşmesini istemiyor. Alex’in varlığında Alex’siz bir Fenerbahçe yaratma düşüncesini uygulamaya çalışıyor. Doğru da yapıyor.
Fenerbahçelilerin buna alışması, bu süreçte şike davası karşısında gösterdiği birlikteliği, anlayışı bu olayda da göstermesi gerek.
Alex bir gün gidecek. Futbolu bırakacak.
Alex’in yokluğuna varlığında alışmak en doğru seçim olacak.
Alex, “Herkes zamanını dolduktan sonra yerini genç oyunculara bırakmak için‘hoşçakalın’ diyecek” diye veda edecek.