T24 Ankara
Haciz işlemi için evine gelen avukat Ersin Arslan’ı silahla öldüren Yavuz Yazıcı, indirim uygulanmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Sanık Yazıcı kendisini “Milyonlarca kez pişmanım” sözleriyle savundu.
Kocaeli'nin Gebze ilçesinde haciz için evine gelen İstanbul Barosuna kayıtlı avukat Ersin Arslan'ı tabancayla öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan zanlı Yavuz Yazıcı, bugün son kez hâkim karşısına çıktı. Gebze 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada baro il başkanları ile taraf avukatları hazır bulundu. Sanığa hatalı mahkûmiyet kararı verilmemesi için ek süre talep ettiklerini belirten sanık avukatı, şunları söyledi:
Ev haczi son uygulanacak usul
“İcra takiplerinde ev haczi son uygulanacak usul iken maaş haczi, araç bağlama, banka hesaplarında bloke koyma yapılmadan direkt ev haczine çıkılmasını hatalı bulmaktayız. 2 bin 500 TL'lik bir parayı zaten aracı yakalasalar, araç 2 gün bağlı kalsa ev haczi yapılmaksızın tahsil edilebilirdi. Müvekkilimizin usule aykırı olarak vekaletsiz avukatın yaptığı icra takibini engellemek amacıyla korkutmak kastıyla hedef gözetmeksizin ateş ettiği kanaatindeyiz. Şöyle ki, müvekkilimiz maktulün hastaneye kaldırılması ve teslim olmak amacıyla polise de haber vermiştir. Fail, suç işleme yönünde önceden karar vermeksizin dışarıdan gelen etki ile bu suçu işlemiştir. 40 günlük süreçte 2 defa ev haczine gelinmesi, en az 3-4 defa telefon görüşmesi yapılması, müvekkilimizin her ne kadar ifadesine itibar edilmese de ‘donuna kadar alırız’ cümlesinin kullanılması psikolojik durumunun oluşturduğu duygularla bu olayın meydana gelmesine sebep olmuştur."
Sanık Yazıcı: Keşke o kelimeyi kullanmasaydı
Sanık Yazıcı da şu ifadeleri kullandı:
“Sanki olay yerindeymiş gibi konuşuyorlar. Ben 2 bin 500 TL için bir insanı öldürecek değilim. 2 bin 500 TL için bir insanı öldürmek bu kadar kolay mı? Talihsiz bir şekilde gerçekleşen olay oldu. Ben pişmanım, her iki tarafın da ailesi perişan oldu. Ben de perişan oldum. Bu kadar kısa sürede yargılanmayı kabul etmiyorum. Burada şahit olduğumuz değişik suçlardan yatan insanlar var. Benim olayımda adil bir yargılama olmadığını düşünüyorum. Ben silahı namluya verip gelmedim. Yaptığım olay bağışlanacak bir olay değil, pişmanım. Allah'ın verdiği canı ondan başkası alamaz. Allah'ın huzurunda ne cevap vereceğim ben onu da düşünüyorum. Her iki aileyi de perişan ettim. Keşke zamanı geri getirebilsem ve bu olay olmasa. Ancak ne yazık ki geri getiremiyorum. Bunun daha da ötesi yok, milyonlarca pişmanım. Keşke o kelimeyi kullanmasaydı, biz namus şeref için yaşarız. Ailemin yanında keşke bana ‘tecavüz bizim işimiz’ demeseydi, o zaman iki tarafta üzülmeyecekti. Ben sanık olmayacaktım. Milyonlarca pişmanım, pişmanım, pişmanım."
Müşteki avukatı: Kabul etmiyoruz
Müşteki avukatı ise "Olay yerinde bulunan tanıklar maktul tarafından herhangi bir şekilde haksız tahrik oluşturacak bir davranışın bulunmadığını söylediler. Hükme esas alınamayacak ve iftira niteliğinde olan bu söylemleri katılanlar olarak kabul etmiyoruz" şeklinde konuştu. Savunmaların ardından kararını açıklamayan mahkeme heyeti ise sanığa haksız tahrik indirim uygulanmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.
Baro Başkanı Durakoğlu: İstediğimiz ceza verildi
Duruşma sonrası basın açıklaması yapan İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu ise, istedikleri cezanın verilmesini sağladıklarının altını çizerek, şöyle konuştu:
"Zanlıya ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi, haksız ve diğer indirimler de uygulanmadı. Bu kuşkusuz Ersin Arslan'ı geri getirmeye yetmiyor. Onun isminin yaşatılmasına yönelik yaptığımız çalışmalar ve anma törenlerimiz uzun yıllar devam edecek. Yargı sürecine ilişkin geldiğimiz noktada adına zafer diyemediğimiz bir büyük kazancı sağlamış olmamıza rağmen bugün en azından kendi açımızdan sorunu bir ölçüde izah edebildiğimiz bir noktadayız. Bir avukatın öldürülmesi sıradan bir olay değildir. Bir avukatın öldürülmesi ceza mahkemelerinde yapılan yargılanmalara benzer yargılamalar değildir. Bir avukatın öldürülmesi, sadece bir avukatın öldürülmesi değildir. Bir avukatın öldürülmesi bir kişinin yaşamını yitirmesinden ibaret değildir. Bir avukatın öldürülmesi bütün avukatların öldürülmeye çalışılmasıdır. Bir avukatın öldürülmesi, yargının en temel olgularından birisi olan savunmanın ortadan kaldırılması, bir ülke de insanların soluklarının kesilmesi demektir, yıllarca bunu anlatmaya çalıştık. Bunun karşılığının bugün yargıda verilebilmiş olmasını, bir başarı olarak görsek bile bizim açımızdan asıl önemli olan toplumumuzun bunu algılayabilmesinin sağlanmasıdır. Şu ana kadar çok meslektaşımızı kaybettik, Ersin Aslan bunlardan sonuncusu oldu ama maalesef biliyoruz ki bu son olmayacak. Ama en azından bunun son olmasını sağlayabilecek bütün yargı güçlerinin yanımızda olduğunu görmek, bizi teselli ediyor."