T24 - Bir Akbank müşterisinin şikâyetini Taraf'taki köşesine taşıyan Süleyman Yaşar, kendisine gönderilen mektubu aktararak Akbank'ın çek defteri kullanan müşterilerine zorunlu olarak sigorta poliçesi ödettiğini dile getiriyor. Yaşar bunun yasal bir zorunluluk olmadığına dikkat çekerken BDDK'ya da seslenerek "konuyu incelemesinde fayda var" diyor.
Diğer ülkelerdeki bankaların küçük ve orta büyüklükteki işletmelerle olan ilişkilerine de değinen Yaşar, "Dünyada bankalar, küçük ve orta büyüklükteki işletmelere büyümeleri için fırsat verirler. Onların ceplerini boşaltmazlar" ifadelerini kullanıyor.
Sülayman Yaşar'ın Taraf gazetesinde yer alan "Hacer Hanım'dan Akbank'a mektup var" (16 Nisan 2010) başlıklı yazısı şöyle:
Hacer Hanım’dan Akbank’a mektup var
Akbank’ın müşterileri şikâyetlerini göndermeye devam ediyorlar. İşte Hacer Hanım’ın mektubu,
“Tünel Geçidi’nde küçük sayılmayacak bir yeme-içme işletmesini cansiperane yürütüyorum. Başlarda tek sahibi olduğumu zannederken aslında öncelikli ortaklarımın bankalar olduğuna geç de olsa uyandım. Hiç de yabana atılmayacak meblağlara dokunamadan ertesi günü hesabımıza geçenleri kabulleniriz, o da “sistem”lerinde bir sorun yoksa... Önceleri bedelsiz aldığımız çek karnelerine sonraları karne, daha sonra yaprak başına bir bedel ödediğimiz malum da en son AKBANK’a aşağıda belgelediğimiz dayatma sigortayı yıllık ödemek zorunda kaldık; çek defteri kullandığım ve her sayfasına 500 TL değer biçildiği için.”
Anlayacağınız, Akbank’a, çek defteri kullanıyorsanız zorunlu olarak sigorta poliçesi bedeli ödemek zorunda kalıyorsunuz. “Çek defteri kullananlar sigorta yaptırmak zorundadır” şeklinde bilinen bir yasal düzenleme yok. Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu’nun konuyu incelemesinde fayda var. Hazine Müsteşarlığı da sigorta açısından konuyu incelerse daha iyi olur. Vatandaşın dertlerini çözmek için zahmet ederlerse tabii.
Diğer ülkelerdeki bankacılık uygulamalarına gelince... Dünyada bankalar, küçük ve orta büyüklükteki işletmelere büyümeleri için fırsat verirler. Onların ceplerini boşaltmazlar. İşletmeler büyüdükçe kendilerinin de büyüceğini bilirler. İşte bu nedenle pek çok ülkenin pek çok büyük bankası vardır.
Aktif büyüklüğü açısından dünyanın en büyük bankası Britanya bankası Royal Bank Of Scotland’ın aktif toplamı 3,9 trilyon doları buluyor. İkinci sırada yer alan Alman bankası Deutsche Bank’ın aktif büyüklüğü 3 trilyon dolar, Britanya bankası Barclays Bank’ın aktif büyüklüğü 2,9 trilyon doları buluyor. Bir Çin bankası olan China Construction Bank Corp. 1 trilyon 105 milyar dolarlık aktif toplamıyla dünyada 20. sırada yerini alıyor.
“Peki Türk bankalarının dünya sıralamasındaki yeri nedir” diyerek sorarsanız, Türkiye’de faaliyette bulunan “46 bankanın aktif toplamı ancak 561 milyar doları” buluyor. Böyle bir aktif büyüklüğü 46. sıradaki National Australia Bank Ltd’nin 566 milyar doları bulan aktif büyüklüğünün altında kalıyor. Bizim banka yöneticilerinin yükseklerden söylemine bakmayın, Türkiye’deki bankaların tümünü toplasanız 46. sıradaki bir Avustralya bankası kadar etmiyorlar. Niye? Çünkü “müşterilerine” büyümeleri için fırsat vermeyen bankaların kendilerinin büyümesi de mümkün değil. Dolayısıyla “kısa dönemde kârı cebime atayım” anlayışı bankalarımızın küresel bankalarla rekabet etmesine imkân vermiyor.
Dünyanın en büyük aktife sahip bankaları (milyar dolar)
1. Royal Bank of Scotland Britanya 3.950
2. Deutsche Bank Almanya 3.065
3. Barclays Bank Britanya 2.992
4. BNP Paribas Fransa 2.888
5. HSBC Holdings Britanya 2.418
Kaynak: The Banker