Habertürk yazarı Sevilay Yılman, Anadolu Yayın Platformu’nun başkanı Sinan Burhan'ın, kendisine "FETÖ üzerinden iş adamlarına şantaj yapıp para alan gazeteciler var" dediğini aktardı.
"Şu kadarını söyleyeyim, gerçekten de bu iş resmen sektör olmuş yerel basın tarafında" diyen Yılman, “Bedelli FETÖ’cülük' resmen bir yöntem olmuş. Elbette ki bu şantajları yapan gazeteciler ahlaksız oğlu ahlaksız! Daaaa... Peki ya bedelini ödemek suretiyle bu şantajlara boyun eğen işadamları? Onlar ahlaklı mı?" diye sordu.
Sevilay Yılman'ın Habertürk'te "‘Bedelli FETÖ’cülük’ hayırlı olsun!" başlığıyla yayımlanan (26 Mayıs 2017) yazısı şöyle:
Sinan Burhan... Türkiye genelinde 142 yerel ve bölgesel televizyonun bağlı olduğu Anadolu Yayın Platformu’nun başkanı. Kendisini Başbakan Binali Yıldırım’ın Londra seyahati sırasında tanıdım. Yerel ve bölgesel yayıncılık üzerine bayağı bir sohbetimiz oldu. Dert çok o alanda. Çile büyük.
Sinan Burhan’a göre önümüzdeki dönem bu dertlere çözüm bulunmaz ise yerel ve bölgesel yayıncılık yapan televizyonları daha zor günler bekliyor. Söz verdim, bir gün özel olarak bu konuyu kaleme alacağım, ama bugün değil.
Bugün paylaşacaklarım da Sinan Burhan’ın aktardıklarından, ama daha farklı bir konu. Daha önemli bir mevzu!
Sektör olmuş
Efendim... Bizim ulusal medyada da böyle şeyler yaşandığı yönünde laflar geliyor kulağıma, ama elimde somut bir bilgi ve belge olmadığı için bugüne kadar bu konuya girmek istemedim. Ancak aynı sorunun yerel basının da başına bela olduğunu yetkili bir ağızdan öğrenince konuya girmek elzem oldu artık.
Hepiniz merak ettiniz biliyorum şimdi meselenin ne olduğunu. Mesele FETÖ üzerinden işadamlarına şantaj yapıp para alan gazeteciler!
Burhan diyor ki: “Anadolu’nun dört bir tarafında bu resmen bir sektör haline dönüştü. Çok sayıda şikâyet alıyoruz. Bazı ahlaksızların gazetecilik adı altında bulundukları bölgedeki işadamlarını FETÖ üzerinden korkutup, şantaj yapıp çıkar sağladıklarını biliyoruz. Elimizde delil olmadığı için hukuken bir şey yapamıyoruz, platform olarak bu işin önüne geçmek için de ne yapacağımızı bilemiyoruz!”
Bir yığın hikâye dinledim kendisinden bu konuyla alakalı. Elinde isimler de var, hangi ahlaksızın hangi işadamına şantaj yaptığına dair, ama belge olmadığı için bunları benim de yazmam doğru olmaz. Şu kadarını söyleyeyim, gerçekten de bu iş resmen sektör olmuş yerel basın tarafında.
Birileri bu işten acayip nemalanıyor, bütün yetkililerin haberi olsun. Nasıl oluyor peki bu nemalanma?
Şöyle: Biliyorsunuz, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası çok sayıda işadamı, FETÖ’yle iltisaklı olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Ve bu işadamlarının mal varlıklarına el konuldu. Kim olduklarını yazmama gerek yok, zira bunlar büyük çapta iş yaptıkları için isimleri de medyada yer aldı geniş geniş.
Benzer durum Anadolulu işadamı ve esnaf arasında da var. Yani geçmişinde bir şekilde FETÖ ile yolu kesişenler. Bunların iş hacminin çapı küçük olduğu için gözden kaçmış ve pek dokunulmamış emniyet ile yargı tarafından.
Şantaj yapılıyor
Sinan Bey diyor ki: “İşte bu dokunulmayan işadamlarına bazı ahlaksız gazeteciler dokunuyor ve korkutarak, şantajla istediklerini yaptırıyor!” Kimi aylık haraca bağlıyor, kimi bir tatil parasına, kimi de haftada birkaç akşam yemeğine...
Anlayacağınız değerli okurlarım, FETÖ’yle irtibatı olan bazı Anadolulu esnaf ve işadamları, kendisine şantaj yapan ahlaksız gazeteciye bir şekilde bedelini ödeyip meseleden kurtuluyor. “Bedelli FETÖ’cülük” resmen bir yöntem olmuş.
Sinan Burhan’ın dediği gibi, elbette ki bu şantajları yapan gazeteciler ahlaksız oğlu ahlaksız! Daaaa... Peki ya bedelini ödemek suretiyle bu şantajlara boyun eğen işadamları? Onlar ahlaklı mı?