Sarıkaya, "Gerekçeye de gerekçe lazım" başlığıyla yayımlanan yazısının bir bölümünde şunları kaydetti:
YSK’nın 7 üyesinin İstanbul seçiminin iptaline ilişkin kararının gerekçesi ile 4 üyenin karşı oy yazısı dün açıklandı.
Toplamda 250 sayfa tutan gerekçeli kararda ilçe seçim kurullarından gelen bilgilere de yer vermiş.
Bu tür belgeler ve kararlar biz Ankaralı gazetecilerin genetik kodundan kaynaklansa hemen dikkatini çeker ve satır satır okur.
Buna ister sevgili arkadaşım Serdar Turgut, “Ankaralı gazetecilerin belge okumak gibi ruh hastalığı vardır” yaklaşımından bakın, isterseniz olması gerekenin yapıldığı şeklinde değerlendirin.
Karar yayınlanınca oturup 250 sayfayı okudum…
Karşı oy yazılarında da vurgulandığı gibi, bugüne kadar hiç rastlanmadığı bir şekilde gerekçeli kararda kısa kararın dışına çıkılmış; karar genişletilmiş.
Oysa kısa karar hüküm niteliğinde olup, gerekçeli kararın da hükme uygun olması gerekir.
Buna rağmen oy döküm cetvellerine ilişkin iddialar da gerekçeli karara eklenmiş.
Karar gerekçe olmuş
Buradaki paradoks ise YSK’nın adı geçen sandıklara ilişkin 8 Nisan tarihinde karara varmış olması.
YSK o toplantıda sandık kurullarındaki durumu inceledi ve oy çokluğu ile bu iddiaları reddetti.
Örnek mi; 2216 sayılı Bağcılar İlçe Seçim Kurulu’na ilişkin itirazın reddedildiği karar.
YSK'da o gün iddiaların geçerliliğinin olmadığına karar veriliyor.
Dolayısıyla 7 üye üzerinde sonuca varılmış kararı da aksi yönde yeniden karara bağlamış.