Gündem

HaberTürk yazarı Karaca: Kılıçdaroğlu tabanının çok ilerisinde

17 Kasım 2021 17:06

HaberTürk gazetesi yazarı Nihal Bengisu Karaca, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun helalleşme açıklamasını değerlendirdi. Karaca, "Kılıçdaroğlu tabanının çok ilerisinde" dedi.

Karaca yazısında, "Çünkü Kılıçdaroğlu sözünü tutar da, verdiği güçlü mesajın çektiği çizgide dirayet gösterirse, parti tabanındaki şahinler, ayrılıkçı Kemalistler (evet, onlara böyle demek bile mümkün hale gelir bu sayede) partinin yeni çizgisini hesaba katmazlarsa marjinalize olacaklarını anlayarak değişim gayreti içine girebilirler. Bu durumun da muhafazakar/dindarlara bakan yönü olsa olsa sevindirici olur. Çünkü bir dindar, iktidara kim gelirse gelsin değerlerine küfredilemeyeceği güvencesini olsa olsa memnuniyetle karşılar. İktidarı huzursuz eden de tam olarak bu." ifadesini kullandı. 

Karaca şu ifadeleri kullandı: 

"Huzurun anahtarı olarak sadece kendi iktidarının vereceği teminatı gösteren ve kitleleri bu teminata mahkum eden bir yapı, o aparatı kaybetmek istemez. Gelgelelim, bir hellaleşme çağrısına bu kadar aleni karşı çıkmak da akıl beliritisi değildir. Helalleşmek istiyorum diyen adama "Hayır olamaz yalan söylüyorsun" demek kadar abes bir tutum olamaz. Hele hele adam sırf kendi tabanını özeleştiriye davet etti ve yaraları sarmak istiyorum dedi diye, "Sen önce tezkereye niye hayır dedin onu anlat, artı 1993’ün Aralık ayında Kardelen Pastanesinde kimle buluştun onun hesabını ver, ya da bir dakika, önce Havva anamızın yasak elmayı yemeden önce konuştuğu yılan sizin adamınız mıydı cevap ver, yok yok en iyisi sen intihar et ama intihar etmeden önce iki rekat da işrah namazı…” diye uzayan imkansızlıklar listesiyle mukabele edilmez. İzlerken utanıyorum.

Helalleşme kavramı hukuki bir sonuç doğuracak değil. Dindar kesim de CHP’nin yoluna kırmızı halılar sermeyecek. Epi topu en fazla biraz daha güvende hissedecek. Amaç ontolojik olarak CHP seçmeni olan kemik tabanı dönüştürmek. Onlardaki bitmek tükenmek bilmeyen muhafazakar çoğunluk öfkesini almak ve yerine empati duygusu, duygu birliği, toplumla senkronize olabilme becerisi koymak. Eh şimdi normal bir insan aklıyla da vicdanıyla da kendisine sormak zorundadır: Bu iyi bir şey mi, kötü bir şey mi? İktidar pragmatik oy hesabını bir yana bırakmaz, temsil ettiği kitleler adına ve nihai olarak ‘ülke’ adına, ‘iyi’ olacak bir girişime agresif şekillerde karşı çıkmaya devam ederse bugüne kadar temsil ettiği mağduriyetlerin tekrarlanmaması gibi bir dert taşımadığını deklare etmiş olur, yani aslında meşruiyyet üretme noktasında tükendiğini ilan etmiş olur. Meseleye soğukkanlı bakan kazanır, kaybedecekse bile onurlu kaybeder. Hala dert eden varsa diye belirtme gereği duydum."