Güngören'de meydana gelen patlamalara ilişkin soruşturma tamamlandı. 8'i tutuklu 9 şüpheli hakkında dava açıldı. Hazırlanan iddianamede, 2 şüphelinin 18 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 4 bin 42'şer yıla kadar da hapsi istendi. 4 ayrı kod adı kullandığı tespit edilen asıl failin yapılan bütün çalışmalara rağmen yakalanamadığı ve kimliğinin dahi tespit edilemediği iddianamede yer aldı.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Murat Yönder tarafından hazırlanan 35 sayfalık iddianamede, 10 dakika arayla meydana gelen iki ayrı patlamanın el yapımı parça ve basınç etkili cep telefonları ile anahtar sistemi kurulan, patlayıcı madde olarak TNT kullanılan el yapımı bombalar olduğu, bombaların parça etkisini sağlama amacıyla metal vidaların ve bombanın içine yerleştirildiği beton çöp kutusunun parçalarının kullanıldığının tespit edildiği anlatıldı.İddianamede, 17 maktul, 16 müşteki ve 90 yaralının adı yer aldı. İddianamede, yasadışı PKK/Kongra-Gel terör örgütünün üst düzey sorumluları ile bağlantı halinde olan ve örgütün talimatları doğrultusunda eylem gerçekleştirmek amacıyla İstanbul'a geldiğine dair istihbari bilgi bulunan X şahsın tespit edilebilmesi amacıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü'nce teknik takip yapılan şahısların 27 Temmuz 2008 tarihinde Güngören'de meydana gelen patlama olayı ile ilgili olarak konuştuklarının değerlendirildiği kaydedildi.
Yapılan incelemede şüphelilerin yakınlarının yaptıkları görüşmelerde şüpheli Hüseyin Türeli'nin söz konusu patlama olayı ve bu eylemi gerçekleştirdiği değerlendirilen X şahıs ile irtibatlı olduğu sonucuna varılarak soruşturmanın bu yönde genişletildiği kaydedildi.
e-maille ihbar edildi
Patlamadan 4 gün sonra emniyete "Size bazı fotoğraflar gönderiyorum, sağdaki şahsın ismi Nusret'tir. Esenyurt DTP'ye gidip gelir, yanında bulunan diğer şahıs PKK'lıdır ve dağdan yeni geldi. Bunların Güngören patlaması ile bağlantılarının olduğunu düşünüyorum, kolay gelsin" şeklinde bir e-maille ihbarda bulunulduğunun anlatıldığı iddianamede, Nusret'in tutuklu şüpheli Nusret Tebiş olduğu kaydedildi.
Asıl failin dosyası ayrıldı
İddianamede, emniyete gönderilen bir e-mail ihbarının ekinde yer alan fotoğraftaki kişinin İrfan-Sedat-Selçuk-Azat şeklinde dört ayrı kod isim kullandığı ancak, Güngören'de meydana gelen patlamadan bu yana yapılan bütün araştırmalara rağmen bu kişinin gerçek kimliğinin tespit edilemediği ve yakalanamadığı anlatılarak bu kişi hakkındaki soruşturma evrakının ayrı bir numaraya kaydedilerek devam ettirildiğine yer verildi.
Mecidiyeköy bombacısıyla İstanbul'a gelmişler
Şüphelilerden Ziya Kiraç'in diğer şüpheliler Hüseyin Türeli ve Abdurrahman Oral ile birlikte örgüte eleman kazandırmak, yeni kazanılan örgüt elemanlarını kırsal alana aktarmak konusunda kırsal alandan eylem amacıyla gelen örgüt mensuplarına lojistik destek sağlamak üzere faaliyet gösterdiği, yasadışı PKK/Kongra-Gel terör örgütü üyesi olmak suçunu işlediği belirtildi. Soruşturma sırasında ifadesine başvurulan bir gizli tanığın ise, Ziya Kıraç'ı Hüseyin Türeli ve Abdurrahman Oral ile birlikte İstanbul'a gelen Mecidiyeköy'de patlayıcıyla yakalanan Bülent Öztürk ile birlikte İstanbul'a gelen örgüt mensubunu saklayan, barınmasına yardımcı olan, kırsal alan ile irtibatını temin eden, yardımda bulunan kişi olarak beyan ettiği de anlatıldı.
Asıl faili olay yerine götürdü
Hüseyin Türeli'nin ise, PKK/Kongra-Gel terör örgütü içerisinde kırsal alandan gelen örgüt mensuplarına yer temin etme, ihtiyaçlarını karşılama, diğer örgüt mensupları ve kırsal alandaki üst düzey sorumluları ile irtibatlarını sağlama konusunda faaliyet gösterdiği kaydedilerek, Güngören'de meydana gelen patlama öncesinde İrfan-Sedat-Selçuk-Azat kod örgüt mensubunu şüpheli Mehmet Salih Yanak'ın evinden alarak olay mahalline götürdüğü, daha önceden hazırlanan bombaların olay mahalline yerleştirilmesi sırasında gözcülük yaptığı, patlama sonucunda 17 kişinin ölmesine 90 kişinin yaralanmasına neden olduğu kaydedildi.
Toplam 17 kişinin öldüğü 90 kişinin yaralandığı, sakat kaldığı göz önüne alındığından şüphelinin olay mahallinde patlatılan bombalar nedeniyle 17 maktule yönelik olarak kasten adam öldürmek ve olay mahallinde bulunmaları sebebiyle yaralanan mağdurların yaralanmalarından dolayı da öldürücü etkiye sahip iki farklı bombayı olabildiği kadar etkili şekilde kullanarak çok sayıda insanın ölümünü amaçlaması, ancak şüphelinin elinde olmayan sebeplerle bazı mağdurların vücutlarında önemli ölçüde yaralanmasın meydana gelmesi hususu göz önüne alındığında, Türeli'nin yaralanan mağdurlara karşı kasten adam öldürmeye teşebbüs suçunu, yasadışı PKK/Kongra-Gel üyesi olmak, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya teşebbüs, patlama sonucunda ev, iş yeri ve araçlarında zarar gelen 95 müştekiye yönelik mala zarar verme suçlarını işlediği belirtildi. Şüpheli Nusret Tepiş'in de, bombaların olay yerine yerleştirilmesi sırasında diğer şüphelilerle birlikte hareket ederek gözcülük yaptığı da iddianamede yer aldı.
Ne kadar ceza istendi
İddianamede, Hüseyin Türeli ve Nusret Tebiş'in "devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmaya teşebbüs ve bomba patlamak suretiyle 16 kişinin ölümüne neden olmak ve olay esnasında hamile olan Filiz İkiz'in ölümüne neden olmak" suçlarından 18'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmaları istendi. Türeli ve Tebiş'in ayrıca "PKK/Kongra-Gel örgütüne üye olmak, patlayıcı madde bulundurmak ve kullanmak, 90 kez adam öldürmeye teşebbüs etmek ve 95 kez mala zarar vermek" suçlarından bin 965'er yıldan 4 bin 42'şer yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Etkin pişmanlıktan yararlandı
PKK/Kongra-Gel üyesi olduğu belirtilen şüpheliler, Ziay Kiraç, Abdurrahman Oral, Şerafettin Kara, Aydın Ağlar, Mehmet Salih Yanak ve Cevat Aydın'ın 7,5 yıldan 39 yıla kadar değişen hapisle cezalandırılması istenirken etkin pişmanlık yasasından faydalanan Şaban Güneş'in terör örgütü üyesi olmak suçundan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. 9 şüphelinin yargılanmasına İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanacak.