Gündem

Güney ifadesini kabul etmiyor

Ergenekon’un kara kutusu Tuncay Güney, 32. Gün programında “Emniyet ifadelerini kabul etmediğini söyledi.

11 Nisan 2009 03:00

Ergenekon Soruşturması'yla adı gündeme gelen ve elindeki belgelerle operasyonların yapılmasında önemli rolü olduğu iddia edilen Tuncay Güney, "32 Gün"e Kanada'dan yine canlı yayında katıldı.

32. Gün’de Mehmet Ali Birand ve Rıdvan Akar’ın sorularını cevaplayan Güney, “Hem manevi hem fiziki işkence gördüm. Emniyette verdiğim ifademi hiçbir şekilde kabul etmiyorum” dedi.


Güney'e işkence yapılırken çekilen ses kaydı

Tuncay Güney 2001 yılında polise verdiği ifadelerin işkence altında alındığını iddia etmiş, ancak ifadelerin yer aldığı video kaydını izleyen hiç kimse Güney'e inanmamıştı. Çünkü Güney, o görüntülerde oldukça rahat görünüyordu. Güney'in işkence altında alındığını iddia ettiği o ifadeler Ergenekon'un birinci iddianamesinin en önemli dayanağı olmuş hatta Milli İstihbarat Teşkilatı o ifadelerden bir Ergenekon şeması bile çıkarmıştı. Ancak geçtiğimiz günlerde sürpriz bir gelişme yaşandı. MİT Ergenekon Davası'na bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne bir kaset gönderdi. O kasette Tuncay Güney'in Emniyet'teki sorgusunda işkence gördüğünü ispatlayan ses kayıtları vardı. MİT daha önce 32. Gün'de defalarca işkence gördüğünü iddia eden Tuncay Güney'i doğrulamış oldu.

Gördüğü işkencenin kimsenin umurunda olmadığını söyleyen Güney, “Bugün herkes çıkarının peşinde. Davanın düşmesini bekliyorlar. Dün söylediklerimi duymak istemeyenler, bugün benim sesimi duyurmaya çalışıyor” ifadesini kullandı.

Tuncay Güney yaşadığı işkencenin ayrıntılarını anlattı:

“Copla taciz edildim”

Güney, programda, kendisine işkence edenler arasında dönemin Organize Suçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan’ın da bulunduğunu söyledi. 2 gün boyunca kaba dayak yediğini söyleyen Güney, dönemin İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Ahmet İhtiyaroğlu ve Kemal Karademir’in de işkencecileri arasında bulunduklarını, İhtiyaroğlu’nun kendisini copla taciz edip, işkence yaptığını ve küfür ederek, 'biraz sonra zevk almaya başlarsın' dediğini açıkladı. İfade vermeden önce cinsel organından elektrik verilmek istendiğini, bunun üzerine ağlayarak, “Tamam ne söylerseniz o ifadeyi imzalayacağım. Romayı da ben yaktım” diyerek, işkenceden kurtulduğunu iddia etti. 

Video kasedinde işkence sonrası görünümünün düzeltildiğini söyleyen Güney, "Dikkat edin benim gömleğim kirli değildir video kasette, pantolonumun ütüsü gayet güzel duruyor, o kadar işkenceden sonra..." dedi.


“Yazıcıoğlu’ndan hakkını helal etmesini istedim”


Rıdvan Akar’ın sizin üzerinizden Ergenekon şeması oluşturuldu, Emniyetteki ifadelerinizi kabul ediyormusunuz sorusu üzerine Güney, “O ifadelerin hiçbirini kabul etmiyorum. Bana ne dikta edildiyse onları söyledim. Daha 29 yaşındaydım. Ama Maraş Katliamına karışanları anlattım. Gülay Kömürcü’yü tanımam. Enis Berberoğlu’nu tanımam. 7 TİP’li gencin öldürülmesi olayı hakkında hiçbir bilgim yoktur. Ama bu gençlerin katledilmesine Muhsin Yazıcıoğlu’nun da karıştığını söyledim. Oysa böyle bir şey yok. Ve birkaç hafta önce Yazıcıoğlu beni aradı. Ne yaptın kardeşim. Bu ifadeler nereden çıktı, dedi. Ona bu ifadeyi işkence altında verdiğimi, bana zorla söylettiklerini, anlattım. Hakkını helal etmesini istedim. ” dedi.

“Saçan’ı Allah’ın mahkemesine sevk ettim”

İşkenceler sonrası anüsünden ameliyat olduğunu iddia eden Tuncay Güney, “Ben Adil Serdar Saçan’dan hukuk mahkemesinde şikayetçi değilim. Onu Allahın mahkemesine sevk ettim. Ben Saçan Ergenekon’a aittir, bu yapının içindedir demedim. Çünkü bu konuda da hiçbir bilgim yok”

“İşkencecilerimin kapısına
elimde gülle gideceğim”


Kendisine işkence yapanlarla birgün yüzyüze gelip sohbet etmek istediğini söyleyen Güney, bu insanlar yaptıkları işkencelerin ardından evlerine gidip çocuklarını ailelerini nasıl seviyorlar merak ediyorum. Birgün onların kapılarını elimde bir gül ile çalacağım”

“Sistematik işkence gördüm” 


Sistematik olarak işkence gördüğünü sürekli vurgulayan Güney, “Bizi Haseki Hastanesi'ne getirdiler. Her gün hastaneye getiriyorlar. Erkek doktorlar vardı. Doktorlara bir şey diyemedim. Bir gün bir bayan doktor çıktı. Baktım bu bayan Anadolulu, makyajı olmayan Haseki Hastanesi'nde doktor, ben dedim ki "doktor hanım bize işkence yapıyorlar, zorla konuşturmaya çalışıyorlar. Bana tacizde bulundular". Onun evrakları da vardır. Doktor Hatice hanımdı. Bu hanımefendi kalktı polisin birini çağırdı. Polis beni tekrar minibüse getirdi yeniden işkence yaptılar, sen doktora bunu nasıl söylersin diyerek."

Bu devletin sistematik o dönemki işkencesidir. Ben bugün o günkü koalisyon hükümetini, dönemin İçişleri Bakanı mı suçlayayım, Emniyet Genel Müdürü'nü mü suçlayayım, doktorunu mu suçlayayım? Doktor, polis, siyasal, bürokrat işkenceye göz yummuştur. Tuncay Güney işkence görmüş, cinsel tacize uğramış, hiç kimsenin umrunda değil. Siyasiler de sadece bu dosya nasıl düşer diye bakıyorlar. "

Kendisinin MİT mensubu olup olmadığının sorulmasının üzerine Güney, MİT mensubu değilim. Bunu kurumda açıkladı. Ancak, daha önceden de söylediğim gibi MİT’te çalışmaktan gurur duyardım. Devletimin bütün kurumları için geçerli. Vergi Dairesinde de çalışsam gurur duyardım.

‘Anadoluluyum bugün dünyada
oynuyorum, elitler çekemiyor”


Türk basının bu işi çok büyüttüğünü söyleyen Tuncay Güney, “Ben sade bir insanım. Ama benim şifremi kimse çözemez. Anadoluluyum. Bugün dünyada oynuyorum. Bunu elitler kaldıramıyor”

“Kanadoğlu’na benim işkence kasetlerimi verin”

Zaman zaman iddia ve ifadelerini sertleştiren Güney, “Sözde Onursal Yargıtay Başkanı Kanadoğlu, benim için yalancı ‘deli’ diyordu. Bana hakaret ediyordu. Ben bu kadar işkence gören biri olarak ülkemi AB’ye şikayet etmedim. Ona benim işkence kasetlerimi verin” açıklamasında bulundu. Programcı Akar, Güney’in’Sözde Onursal Yargıtay Başkanı’ sözünü ısrarla düzeltti.

“Türkiye benimle gurur duymalı”

Program sonunda “Olağanüstü Şüpheliler” filmini izlediniz mi sorusunu yönelten Rıdvan Akar’a Güney, “İki kez.” Cevabını verdi. Başrol oyuncusuna kendinizi benzetiyormusunuz sorusunu ise “Hayır. Öyle olsa Türkiye benimle gurur duymalı” diye cevapladı.

‘Çalmanın kılıfını öğreteceğim”

Programın sonuna doğru Türkiye’ye bankacı olarak döneceğini açıklayan Tuncay Güney, “Türkiye’ye çalmanın kılıfını öğreteceğim” dedi.