Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve hükümet, Gülen cemaati lideri Fethullah Gülen’in iadesi için Washington’a baskıyı artırmaya hazırlanırken, 14 Aralık operasyonu sonrasında “yakalama kararı” çıkaran mahkeme aracılığıyla hükümet “kırmızı bülten” için harekete geçti. Hükümet, Fethullah Gülen’in iadesini sağlamak için, Türkiye ile ABD arasındaki Kasım 1980 tarihli darbe yönetiminin “devlet başkanı” Kenan Evren’in imzasını taşıyan “Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Yardım Anlaşması”nı gerekçe “darbe teşebbüsü” olarak gören hükümetin, “darbe suçu” çerçevesinde Gülen’i isteyeceği iddia ediliyor.
ABD ile Türkiye arasındaki “Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Yardım Anlaşması” 20 Kasım 1980’de Kenan Evren tarafından ‘Devlet Başkanı’ sıfatıyla onaylandı.
Anlaşmanın altında ise Bülend Ulusu başbakanlığındaki darbe hükümetinin imzaları bulunuyor. Halen yürürlükte olan bu anlaşmanın, ‘Reddetme Koşulları’ başlıklı 3’üncü bölününde, iadenin hangi koşullarda gerçekleşmeyeceği şöyle sıralanıyor: “Geri verme istemine konu olan suç, istenilen tarafça, siyasi nitelikte veya böyle bir suçla murtabıt bir suç sayılır ise; veya geri verme isteminin, gerçekte, istenen kişiyi, siyasi görüşleri nedeniyle kovuşturmak veya cezalandırmak için yapılmış olduğuna istenilen tarafça kanaat getirilir ise. Bununla birlikte, bir Devlet Başkanına veya Hükümet Başkanına veya aileleri üyelerinden birine karşı işlenmiş veya işlenmeye teşebbüs edilmiş bir suç, siyasi nitelikte bir suç sayılmayacaktır.”
Bass ve Sinirlioğlu görüştü
Cumhuriyet gazetesinden Duygu Güvenç’in haberine göre, hükümet, bu anlaşmadaki “Hükümet başkanına ve aile üyelerine yönelik suç” tanımlamasına işaret ederken, kaynaklara göre ABD’nin yargı süreci tamamlanana kadar harekete geçmesi de beklenmiyor. Bu gelişmeler yaşanırken, ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass, Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile dün bir araya geldi. Ancak görüşmenin içeriği konusunda kaynaklar bilgi vermedi.
‘ABD vatandaşı olmayacak’
Gülen’in yeşil pasaportu iptal edilirken en büyük hukuki dayanağını ABD’de taşıdığı yeşil kart oluşturuyor. 1999’da ABD’ye giden ve ilk oturum izninin ardından açtığı davalar sonucunda 10 Ekim 2008’den bu yana yeşil kart taşıyan Gülen, 5 yılını tamamladığı için ABD vatandaşlığı alma hakkına da sahip. Gülen’in Türkiye’deki avukatı Nurullah Albayrak, “Gülen ABD vatandaşlığına başvurmayacak. Tüm bu başvurular kabul edilse dahi, ki edilmesini beklemiyoruz, Gülen’in bir yere gitme gibi niyeti yok. Türkiye’nin iade talebinin ABD Adalet Bakanlığı tarafından da kabul görmesini beklemiyoruz” dedi.
Ergenekon örneği
Avukat Albayrak, Gülen için çıkartılmak istenen kırmızı bülten ve iade talebinde Ergenekon davası sırasında hem iadesi istenen hem de kırmızı bülten çıkartılması hedeflenen eski Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Gülsever Yaşer’i örnek gösterdi. Albayrak, Yaşer’in iade edilmediğini ve Fransa’daki Interpol Genel Kurulu tarafından da karar çıkartılmadığını anımsatıp “Önce terör örgütü tanımlamasının hükme bağlanması, sonra da bunun diğer ülkeler tarafından tanınması gerek. Interpol de ABD de mesela Ergenekon’u terör örgütü olarak tanımadı” dedi.
Türkiye iade etmedi
Hükümet, Gülen için kırmızı bülten ile arama kararına hazırlanırken, Türkiye’de de diğer ülkeler tarafından ‘terörist’ ilan edilen ve aranılan çok sayıda ismi barındırıyor. Bu isimler arasında rejim muhalifi Suriyelilerin yanı sıra çok sayıda Müslüman Kardeşler üyesi de bulunuyor. Öyle ki Mısır’da hapse girmemek için Türkiye’ye kaçan ve hakkında arama kararı çıkartılan, aralarında eski bakanlardan Amr Darrag’ın da olduğu isimler İstanbul’da yaşıyor. Eski Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el Haşimi de Türkiye’de yaşıyor. Benzer şekilde, Türkiye, yıllardır iadesini istediği 150’den fazla ismi geri alamadı.