Gündem

Gül: Türkiye her türlü tedbiri alır, umarım Suriye akılsız hareket etmez

Cumhurbaşkanı Gül, 'Umarım Suriye Türkiye’ye karşı akılsız bir hareket yapmaz. Ama bu tip sıcak gelişmeler oldukça bazı tedbirlerin alınması zorunludur' dedi

08 Kasım 2012 13:34

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "TSK terörle mücadelede kendini yeniden yapılandırıyor. Teröristler silaha şiddete başvurduğu sürece taviz verilmeyecektir. Sorunları konuşarak tartışarak çözmenin yolları vardır ülkemizde" dedi.

Gül, Çankırı Valiliği ziyaretinde basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

''Terörle mücadelede yeni bir döneme girileceğinin işaretlerinin verildiğinin'' belirtilerek, ''Yeni bir dönem söz konusu olabilir mi, yoksa stratejiler üzerinde çalışmalar sürüyor mu'' sorusu üzerine Gül, Türkiye'nin uzun süredir terörle mücadele ettiğini ve devletin bütün kurumlarının bu konuda çok kararlı olduğunu belirtti.

''Şiddete silaha ve teröre kim hangi gerekçe ile başvurursa vursun, muhakkak ki bu karşılıksız kalmayacaktır'' diyen Cumhurbaşkanı Gül, son dönemde Ortadoğu'da ve bazı komşu ülkelerde ortaya çıkan siyasi konjonktür ve değişimlerin, boşluk doğduğuna dair bir izlenim yarattığını, terör örgütünün de bundan faydalanmak için bazı unsurların oyuncağı haline geldiğini söyledi.

Gül, şunları kaydetti:

''Bunların hepsi geçici olacaktır ve Türkiye hiçbir taviz vermeden terörle mücadelesine kararlı bir şekilde devam edecektir. Şüphesiz ki Türkiye her şeyin konuşulabildiği bir ülkedir. Bu çok önemli. Herkes düşüncesini, fikrini, en aykırı görüşünü bile Türkiye'de ifade edebilir. Bunların ifade edilebildiği, her şeyin konuşulabildiği bir ülkede silaha, şiddete ve teröre başvurmak asla affedilmez. Onun için güvenlik güçlerimiz bu uzun mücadele içerisinde elde ettikleri tecrübelerle yöntemlerini tekrar tekrar gözden geçiriyorlar, silahlı kuvvetlerimiz kendilerini terörle mücadele konusunda yeniden yapılandırıyor. Bunu bir süredir sizler de takip ediyorsunuzdur. O bakımdan bu mücadele maalesef devam etmektedir. Teröristler silaha şiddete başvurduğu süre içerisinde de hiçbir şekilde taviz verilmeyecektir.

Tekrar söylüyorum. Türkiye her şeyin konuşulabildiği bir ülkedir. Şüphesiz ki çeşitli sorunlarımız vardır. Bu sorunları konuşarak tartışarak karşılıklı bir birimizi ikna ederek çözmenin de yolları daima mevcuttur.''

   

'Her türlü mücadele meşruiyetimiz vardır'

   

Cumhurbaşkanı Gül, bir gazetecinin Irak'ın kuzeyine sınır ötesine operasyon düzenlendiğine ilişkin haberlerle Patriot Füze Bataryası almak için NATO'ya başvurulduğu iddialarını hatırlatması üzerine, terör örgütünün Irak ve Suriye'deki otorite boşluğundan faydalandığını dile getirdi.

Gül sözlerini şöyle sürdürdü:

''Biz de bunu göz ardı edemeyiz şüphesiz ki. Sınırımızın hemen ötesini terör örgütü kendisi için bir serbest alan haline getirdiyse buna hiçbir ülke müsaade etmez. Biz de buna asla müsaade etmeyiz. Onun için her türlü mücadele meşruiyetimiz vardır. Bizim hiçbir ülkenin toprağında gözümüz yoktur. Hiçbir ülkenin içişlerine karışmak niyetimiz yoktur ama başka bir ülkeden bize karşı terör saldırıları olur ve bunu o ülke kendi imkanlarıyla susturamıyorsa bizim ona karşı her türlü tedbiri alma hakkımız vardır. Bu hem kendi meşru hakkımızdır hem de uluslararası hukukun verdiği haktır.''

Türkiye'nin NATO'nun en eski üyelerinden biri olduğunu anımsatan Gül, örgütün çeşitli ihtiyatları, hesapları ve programları olduğunu söyledi.

Suriye'de bir iç savaşın sürdüğünü dile getiren Gül, acımasız bir şekilde yüzlerce insanın katledildiğini söyledi. Suriye'de çeşitli kimyasal silahların olduğunun bilindiğine vurgu yapan Gül, ''Türkiye'nin herhangi bir şekilde Suriye ile savaşa girmesi, böyle bir niyeti söz konusu değildir. Umarım ki Suriye'nin de herhangi bir şekilde Türkiye'ye karşı akıl almaz bir davranış içerisine girme niyeti söz konusu değildir. Ama bu tip sıcak gelişmeler söz konusu olunca, bu tip potansiyel tehlikeler ortada olunca buna karşı her türlü tedbir alınır. Bu tedbirlerden bir tanesi de balistik füzelere orta ve yakın menzilli füzelere karşı alınacak tedbirlerdir. Dolayısıyla NATO içerisinde uzun süredir, savunma amaçlı olarak, bunun altını çizmek isterim, bu tip ihtiyat planlamaları söz konusudur.''

 

‘Açlık grevinden vazgeçilmeli’

 

Gül, açlık grevlerine ilişkin, ''Yanlış mücadele metotları hiçbir zaman problemlerin çözümüne yardımcı olmaz. O bakımdan bu eylemlerden herkesin vazgeçmesi çağrısında bulunuyorum'' dedi.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile yaptıkları açlık grevlerine ilişkin görüşmenin hatırlatılması ve bu konudaki değerlendirmesinin sorulması üzerine Gül, herkesin her şeyi söylediği bir konuda sağlıklı bilgi almak için Adalet Bakanı Ergin'i davet ederek, detaylı bir görüşme yaptığını belirtti.

Türkiye'nin en aykırı düşüncelerin bile konuşulabildiği bir ülke olduğuna vurgu yapan Gül, ''Memlekette diyalog ortamları vardır. Dolayısıyla yanlış mücadele metotları hiçbir zaman problemlerin çözümüne yardımcı olmaz. O bakımdan bu eylemlerden herkesin vazgeçmesi çağrısında bulunuyorum ben de'' diye konuştu.

Gül, AKP'nin başkanlık sistemine ilişkin TBMM'ye sunduğu teklifi nasıl değerlendirdiğine yönelik soru üzerine, bu konuların sağlıklı bir şekilde tartışılmasının, neyin ne olduğunun bilinmesinin iyi olduğunu daha önce de söylediğini hatırlattı. Türkiye'de herhangi bir sistem değişikliğine ihtiyaç olup olmadığının, mevcut sisteme devam mı edileceği yoksa sistemin revize mi edileceğinin önümüzdeki dönemde tartışılabileceğini ifade eden Gül, böyle bir değişikliğe de ya TBMM'nin ya da halkın karar vereceğini söyledi.

ABD Başkanı seçilen Barack Obama'yı tebrik ettiğini bildiren Gül, Obama'nın ikinci kez başkan seçilmesini ''büyük bir olay'' olarak niteledi.

Gül, şöyle konuştu:

''Özellikle ABD'nin içinde bulunduğu ekonomik şartları dikkate aldığınızda, böyle bir ortam içerisinde bir başkanın seçim kazanması gerçekten büyük başarıdır. Ayrıca bazı çok etkin çevreler, lobiler Başkan Obama'nın seçilmemesi için de çok uğraştılar biliyorsunuz. Tabana yayılan büyük bir destekle tekrar başkan oldu.

Türkiye ile ABD'nin ilişkileri her zaman çok önemlidir, bizim dış politikamızda Amerika'nın çok ayrı bir yeri vardır. Başkan Obama'nın yönetimindeki ABD ile de en iyi dönemlerimizden birini yaşadığımızı ifade edebilirim. Hem Başkan ile olan hepimizin şahsi dostlukları hem yönetimle yakın işbirliği bugün Türk-Amerikan ilişkilerini çok daha değerli hale getirmiştir. Başkan Obama da bunun farkındadır, bizler de bunun farkındayız. İnanıyorum ki bu ikinci dönemde kurduğumuz ilişkiler çok daha sağlam bir şekilde geleceğe taşınmaktadır. Hem ikili ilişkilerimiz açısından hem de uluslararası konulardaki daha çok istişareye ihtiyaç duyulduğu bir dönemde Obama'nın seçimleri tekrar kazanmasının önemli olduğuna inanıyorum.''

ABD gibi dünyanın en güçlü askeri gücüne sahip bir ülkenin başkanı olan Obama'nın, uluslararası anlaşmazlıklarda diplomasiye, diyaloga büyük önem verdiğini vurgulayan Gül, ''Askeri güç kullanmayı son çare olarak düşünen bir başkan. Bu anlamda da dünya barışı için bu dönemin iyi gelişmelere fırsat vereceğini ümit ediyorum'' dedi.

 

'Bölge ülkelerin önemli'

   

Başkanlık seçimini geride bırakan ABD'nin Suriye konusunda daha etkin bir rol üstlenmesine ilişkin beklentisinin olup olmadığına ilişkin soruya Cumhurbaşkanı Gül, şu yanıtı verdi:

''Şüphesiz ki bir seçim varken bir ülke bütün dikkatlerini kendi iç politikasına verir. Yalnız Suriye'deki olayda bölgenin çok daha önemi vardır, bölge ülkelerinin önemi çok daha fazladır. Bugün artık Suriye'de gelinen nokta bu işin daha fazla devam edemeyeceğini göstermektedir. Her gün yüzlerce insanın ölüyor olması... Uçaklar geçen cuma da camiyi ve cemaatleri, sivil halkı bombaladılar. Dünyanın gözü önünde bunlar. Bu kadar büyük insan hakları ihlallerinin yapılmasına dünya tabii ki göz yumamaz. Bunlar artık iç mesele olmaktan tamamen çıkmış vaziyettedir, Suriye'deki olaylar. Eğer bu durum çok daha fazla uzarsa çok daha tehlikeli gelişmeler olur. Çünkü çok daha fazla radikal akımlar gelişir, intikam duyguları gelişir. Uluslararası dünyanın başta BM, BM'nin daimi üyeleri, Rusya başta olmak üzere herkesin bu konuya daha fazla önyargısız eğilmesi ve Suriye'de yeni bir dönemin, geçiş döneminin başlaması için kararlı bir şekilde hareket etmesi gerekir.

ABD'de seçimlerin bitmiş olması bu açıdan büyük bir şanstır. Ümit ediyorum ki gerek Başkan Obama gerek ABD yönetimi iç politikadaki meseleleri bittikten sonra bu konuya daha çok önem verirler ve bölge ülkeleriyle diyalog, işbirliği içerisinde Suriye'de kanın durması için daha kararlı adımlar atılır.''

   

Suriye'de esir tutulan gazeteciler

   

Cumhurbaşkanı Gül, bir gazetecinin Suriye'de esir tutulan gazeteciler Cüneyt Ünal ve Beşar Kadumi'nin durumlarına ilişkin sorusunu yanıtlarken hem Türkiye'nin hem de başka ülkelerin gayret gösterdiğini belirtti.

Gül, ''Bu konu çok fazla dillendirilince o zaman siyasi mesele haline geliyor. Siyasi mesele haline gelince de kurtarmak zorlaşıyor. O bakımdan belki yetkililer, hepimiz aleni konuşmuyoruz bu konuyu ama sadece haber toplamak, olup biteni dünyayı dünyaya duyurmaktan öteye bir görevi olmayan gazetecilerin kurtarılması için de büyük bir çaba gösterildiğini burada ifade etmek isterim'' diye konuştu.

Gazetecileri esir tutanlara, bunun dünya kamuoyunda kendilerine olan tavrı çok daha fazla olumsuz hale getirdiğini söyleyerek seslenen Gül, herkesin bu kişilerin profesyonel gazeteci olduğunu, kimliklerinden ve geçmişlerinden bildiğine dikkati çekti.

Gül, ''Dolayısıyla mesleği gazetecilik olan bu insanlara karşı, onları çatışanların bir unsuru gibi tutmak çok büyük yanlıştır. Bir an önce onların bırakılmasıyla ilgili de açık çağrıda bulunmak isterim'' dedi.