T24-Lizbon'da yapılan Nato Zirvesi'ni değerlendiren Özgür Mumcu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün zirve yemeği sonrasında "Türkiye olmazsa konu yok. NATO zirvesi 10 dakikada biter" sözlerini "Kendi toprağında kurulacak bir sistem hakkında kendinden bahsediliyor diye heyecanlanan bir iktidar" diyerek eleştirdi.
Özgür Mumcu'nun Radikal gazetesinde yayımlanan (25 Kasım 2010) yazısı şöyle:
Memleketimizin NATO Lizbon Zirvesi’ndeki haklı zaferini kutlamaya devam ettiğimiz şu günlerde, NATO hakkında yazmanın büyük bir saadet olduğunu sanırım teslim edersiniz. Bir uluslararası toplantının zirvesinden memnun ayrılmanın bir zevki olduğu hususunda da ister istemez bir mutabakat olduğunu tahmin etmekteyim.
Ne iyi ki, milli şuurumuzun temsilcisi iktidarımızın temsilcileri Lizbon nam küffar diyarındaki beynelmilel NATO zirvesinden mağrur ve yaman bir karakucakçının ecdadına yakışır bir tavırla ayrılmasını bildi. Kündeye getirdiği rakibine acı çektirmemeyi şiar edinmiş yiğitlerin sakin ateşini Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanımız nezdinde görmemek müşküldü.
Bu güzel ikilideki haklı neşeyi gazetemizde okuma fırsatı bulamamışlar için Sayın Çandar’ın mevzunun sıcağında işleyen kaleminden bir bölümü buraya aktarmayı en samimi bir vazife görmem herhalde anlayışla karşılanacaktır:
Cumhurbaşkanı Gül, gece yarısı ‘21. yüzyıl NATO’su’nun kararlarının alındığı, eğilimlerin belirdiği zirve yemeğinden çıkıp, kaldığımız otele geldiği anda yüzünde güller açarak söylediği ilk söz, “Türkiye olmasa konu yok. NATO zirvesi 10 dakikada biter” oldu. İşin ilginç yanı, Cumhurbaşkanı Gül’den yarım saat sonra NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’ndan çıkıp otele gelen Dışişleri Bakanı Davutoğlu da yüzünde keyifli bir gülümsemeyle odaya girdiği anda, sanki önceden sözleşmişler gibi, “Biz olmasak konuşulacak konu olmayacaktı” sözleriyle Gül’ün yanına ilişti.
Bu kadar güzel bir memlekette yaşamanın şahaneliğini fark etmemek mümkün değil. Hem Cumhurbaşkanımızın yüzünde güller açıyor hem de Türkiye olmasa NATO’da konu yok. Biz yoksak mevzu 10 dakikada bitecek. Koca Lizbon ekonomisi sekteye uğrayacak. Neticede şehr-i Lizbon kendini buna hazırlamamış.
Sevişmek bir dakika
Düşünün tüm bir NATO Türkiye’yi konuşuyor. Hem de alt tarafı bir füze kalkanı projesi konuşulurken ve bu proje Ortadoğu’ya karşı kurulurken. Bunca NATO üyesi arasından sadece NATO’nun Ortadoğu’daki yegâne üyesi Türkiye hakkında konuşuluyor. Ortadoğu hakkındaki bir konuda bugün bir Benelüks’ün gururu Belçika, bir ev sahibi Atlantik’in yıldızı Portekiz bir Akdeniz temsilcisi İspanya sefilleri oynuyor. Memleket ahalisi olarak hepimize dirayetli ve komplekssiz olmamızı salık veren Sayın Davutoğlu bu komplekssiz tavrını “Biz olmasak konuşulacak konu olmayacaktı” diye pekiştiriyor. Bu komplekssiz duruş karşısında gözleri dolmayanın sadece gözleri daha açılmamıştır.
İran’a karşı savunma sistemi kurulurken “Sistemi aynen kuralım ama İran’a İran demeyelim” diyen bir iktidar en kutlu iktidardır. Kompleks sahibi olmayalım diyerek, kendi toprağında kurulacak bir sistem hakkında kendinden bahsediliyor diye heyecanlanan bir iktidar ne güzel bir komplekssizliğin iktidarıdır. İktidara muhalefetini NATO argümanlarıyla yapan muhalefet ne güzel yarınların muhalefeti, dış politikasını NATO konseptleriyle savunan bir iktidar ne derin stratejilerin bir güzel iktidarıdır.
Bu kargaşada Avrupa nam anarşist yatağının solcuları terbiyesizce bağırıyor: “NATO ortadan kaldırılmalıdır ve Avrupa halkları ve dünya için silahsızlanma, adil işbirliği ve ortak gelişme yoluyla barışı korumak amacıyla AGİT ve onun ilkelerine dayalı kapsamlı bir tüm Avrupa güvenlik sistemi kurulmalıdır.”
Yazarken bile içim daraldı ne kadar demode. Duymamış olalım, onun yerine amentümüzü tekrar edelim: Türkiye olmasa konu yok. NATO zirvesi 10 dakikada biter.