Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kendisini ziyaret eden bazı Sayıştay üyelerinin "TSK, en rahat çalıştıkları kurumlardan biri. Sivil kurumlardan daha şikâyetçiler" dediğini aktardı.
İngiltere'de gerçekleşen Tatlı Dil Forumu'nda Cumhurbaşkanı Gül ile konuşmasını da yazan Zaman yazarı Abdülhamit Bilici'nin "Sayıştay’da parlak reform, tuhaf sonuç!" başlıklı (5 Kasım 2013) yazısı şöyle:
Sayıştay’da parlak reform, tuhaf sonuç!
Batı ile ilişkilerde belki iki asırdır daha çok gayret gösteren, dostluklarını elde etmek için çabalayan, hatta bu amaçla çağdaşlaşmak ile eşit görülen Batılılaşmayı resmî politika haline getiren Türkiye tarafı oldu.
Güç dengesindeki durumun doğal yansıması olan bu vaziyet, Tanzimat ve Islahat reformlarında ne kadar belirgin idiyse son dönemdeki ilişkilerde de o derece açık. AB’ye üye olmak için yıllardır gösterdiğimiz gayret karşısında çeşitli Avrupa başkentlerinin hep işi yokuşa süren hali tek başına bu durumu izah için yeterli.
İngiltere’nin 3 yıl önce başlattığı Tatlı Dil Forumu, bir Batı ülkesinin Türkiye ile ilişkileri geliştirme iradesini yansıtması bakımından bir ilk. Girişimin İngiltere tarafındaki eşbaşkanı eski İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw; Türkiye tarafındaki isim ise eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış. İki ülkenin siyaset, iş dünyası ve medyasından önde gelen isimleri sivil ve samimi bir ortamda buluşturarak ilişkilere ivme kazandırmayı amaçlayan bir girişim bu. Daha önce Fransa, Almanya ve Japonya gibi ülkelerle denenip başarılı olmuş bu yöntem, bu kez Türkiye için uygulanıyordu.
İlki Oxford’da, ikincisi geçen yıl İstanbul’da yapılan forumun son toplantısı hafta sonu Edinburgh’ta yapıldı. İlk iki toplantıda da hem katılan isimlerin düzeyi hem gösterilen ilgi açısından İngiltere tarafı Türkiye’nin çok önündeydi. Problemi fark eden Yakış, konuyu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e açarak toplantıya davet etti. Gül’ün daveti kabul etmesiyle sorun büyük oranda çözüldü. İngiliz tarafından Vodafone, BP, Rolls Royce gibi dev şirketlerin tepe isimlerinin geldiği Edinburgh’ta, bu kez Ahmet Çalık, Ali Kibar, Ersin Özince, Ali Sabancı gibi isimler de vardı. AK Parti’nin yanı sıra muhalefetten isimler, akademisyenler ve benim de aralarında olduğum gazeteciler de davetliydi. İngiltere Kraliçesinin oğlu ve Edinburgh Dükü Prens Andrew, foruma katılanların onuruna Holyroodhouse Sarayı’nda yemek verdi. İngiltere tarafından toplantıya katılan önemli bir isim, gösterilen ilginin etkileyici olduğunu ve ülkenin krema tabakasının salonda olduğunu söylüyordu.
Oturumlarda, ekonomik ilişkilerden AB sürecine, Ortadoğu’daki krizlerden enerji meselesine pek çok konu tartışıldı. Bazen sadece bizde problemler var gibi karamsar oluyoruz ama niteliği farklı olsa da İngiltere’nin problemleri de az değil. Mesela AB’nin ele alındığı toplantıda, biz “Üye olacak mıyız, olamayacak mıyız?” sorusunu tartışırken, onlar “AB’den çıksak mı, çıkmasak mı?”yı tartışıyor. Bu yaz yapılan bir ankete göre yüzde 44, “Ayrılalım” derken, yüzde 45 karşı çıkıyor. Yüzde 11 ise kararsız. Parçalanma sorunu İngiltere’nin de gündeminde. İskoçya, seneye yapılacak referandumda Britanya’dan ayrılıp ayrılmayacağına karar verecek. Ayrılma eğilimi şimdilik yüzde 40 civarında.
Forum sırasında Cumhurbaşkanı Gül ile özel görüşme imkânı da oldu. Büyük önem verip yakından takip ettiği Sayıştay’la ilgili tartışmaları sordum. Biliyorsunuz, 2010’da AK Parti’nin çıkardığı Sayıştay yasası, ilk kez sivil-asker ayırmaksızın tüm kamu harcamalarının denetimine imkân vermiş; AB de bu düzenlemeyi geçen yılki raporunda övmüştü. Ama bu yılki raporda çok ciddi eleştiri var. Çünkü Sayıştay’ın Meclis’e gönderdiği raporlar, vahim bir duruma işaret ediyor. Jandarma Genel Komutanlığı, Basın Enformasyon Genel Müdürlüğü, Savunma Bakanlığı gibi onlarca kurumla ilgili denetim raporu şu cümleyle bitiyor: “Gerekli mali raporlar, tablo ve bilgiler sağlanamadığı için görüş bildirilememektedir.”
Gül’ün soruma verdiği cevap, Sayıştay’la ilgili çabaların böyle sonuçlanmasından duyduğu hayal kırıklığını anlatıyordu. Kurumun 150. yılı münasebetiyle düzenlenen törende de “Türkiye’nin en büyük reformlarından biri” diye gördüğü yeni yasadan kimsenin bahsetmemesine kırılıp, “Bakıyorum, bu yasayla tek övünen benmişim?” dediğini hatırlattı. Kendisini ziyaret eden bazı Sayıştay üyelerinin, “TSK, en rahat çalıştıkları kurumlardan biri. Sivil kurumlardan daha şikâyetçiler.” değerlendirmesini paylaştı.
Yeni yasada sorunlar varsa elbette giderilmeli ama nedeni her ne ise bu netameli tablo; şeffaf, güçlü ve demokratik yeni Türkiye idealine yakışmıyor!