Cumhuriyet yazarı Kadri Gürsel, 24 Haziran'da gidilecek erken seçimlerde 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün aday olmayacağını açıklamasına ilişkin olarak, "Gül formülünde mutabakat, üç nedenden ötürü sağlanamadı" dedi.
Gürsel, "Önem derecesine göre birinci sırada Abdullah Gül’ün tutumu vardır. Gül, özellikle de 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’nin normalleşmesi amacıyla kapsayıcı bir rol üstlenebileceği yönünde, kendisine şüpheyle bakan kesimlere güven vermek için neredeyse hiçbir şey yapmadı" diye kaydetti.
"Türkiye’nin en acil ve en önemli sorunu AKP’den oy almadan nasıl çözülemeyecekse, Gül’ün de bu sorunu çözmek için CHP tabanının desteği olmadan bir yere varamayacağı gün gibi aşikârdı" diyen Gürsel, "Gül’ün siyasetler üstü kalma tercihi, “siyasetsizlik” şeklinde tezahür etti" yorumunda bulundu.
Gürsel şöyle devam etti:
"Bakınız, Gül’ün geçen cumartesi aday olmadığını açıklarken yaptığı konuşmada dile getirdiği şu ilkeler aslında bahse konu asgari müşterekleri tarif ediyor:
“Kuvvetler ayrılığına dayalı güçlü bir demokrasi, hukukun üstünlüğü, temel hakve özgürlüklerin evrensel kriterlerde uygulanması...
Liyakat, şeffaflık ve hesap verebilirlik kural ve ilkelerinin geçerli olduğu bir düzen.”
Bu süreçte Gül, yukarıdaki ilke ve değerlerin altını çizmek için yolun sonunu bekledi.
Zamanında bu ilkelere yaslanarak inşa edilmiş, zaaf içermeyen güçlü bir duruş, kendisini adaylıktan vazgeçirmek için vazifelendirilmiş bir Genelkurmay Başkanı açısından da “caydırıcı” olurdu."