Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın tutuklanmaları taleplerini sağlık durumlarını göz önünde bulundurarak reddeden mahkeme, Cumhurbaşkanlığı’na da müdahillik çağrısında bulundu. Ancak Cumhurbaşkanı Gül, davaya müdahil olmaya sıcak bakmadı...
12 Eylül darbesine ilişkin duruşmanın üçüncü duruşması dün Ankara 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Mahkeme duruşma sonunda sanıklar Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında insanlığa karşı suç olarak nitelenen işkence ve kötü muamele suçlarından dolayı suç duyurusunda bulunulmasına karar verildi. Kararda şöyle denildi: “Evren ve Şahinkaya haklarında sistematik işkenceye neden olma yönünden de suçlamalarda bulunulduğundan iki sanık hakkında soruşturma yürütülebilmesi açısından savcılığa suç duyurusunda bulunulmasına karar verildi.”
Mahkeme, işkenceye ilişkin çok sayıda ifadenin yer aldığı duruşma zabıtları ile dilekçelerin de gereğinin yapılması için savcılığa gönderilmesine karar verdi.
İfadeleri alınacak
Müdahil avukatların tutuklama veya yakalama kararı verilmesi talepleri “sanıkların yaş ve sağlık durumları ile ölçülülük ve orantılılık” ilkeleri göz önüne alınarak reddedildi. Ayrıca telekonferansla ifade almak için Adalet Bakanlığı, İstanbul ve Ankara GATA hastaneleri ile savcılığa yazı yazılmasına karar verildi.
Gül sıcak bakmadı
Kemal Göktaş'ın Vatan gazetesindeki haberine göre; TBMM, Başbakanlık, CHP, MHP, DİSK ve HAK-İŞ’in müdahillik talepleri kabul edildi. Mahkeme, TBMM ve Başbakanlığa yaptığı gibi müdahil olması için Cumhurbaşkanlığı’na da iddianamenin ve duruşma gününün tebliğine de karar verdi. Ancak Cumhurbaşkanı Gül, davaya müdahil olmaya sıcak bakmadı. Gül’ün bu kararında TBMM ve Başbakanlığın müdahil olmasından sonra Cumhurbaşkanlığı’nın devre girmesine gerek olmadığı düşüncesinin yanı sıra darbenin yapıldığı tarihte Cumhurbaşkanlığı’nın boş olması da etkili oldu.
Berfo Ana da müdahil
Darbeden bir gün sonra gözaltına alınan ve daha sonra kaybolan Cemil Kırbayır’ın 104 yaşındaki annesi Berfo Kırbayır’ın müdahillik talebi kabul edildi.
Genelkurmay, darbeden bir yıl önce önce dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’in Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e verdiği muhtıra niteliğindeki mektubun arşivlerde bulunmadığını ancak araştırmaların sürdüğünü bildirdi. Mahkeme de muhtıra metninin Cumhurbaşkanlığı’ndan istenmesine karar verdi.
Mahkeme ayrıca MİT’ten darbenin hazırlık çalışmalarının darbe öncesinde Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı ve TBMM’ye bildirip bildirilmediğinin sorulmasına karar verdi. Başbakanlığa da MİT’in darbe hazırlığına ilişkin bilgi verip vermediğini sorulacak.
1 Mayıs '77 Katliamı devlet sırrıymış!
Mahkeme Başkanı Süleyman İnce, çeşitli devlet kurumlarından gelen davaya belgeleri incelediğinde, tarihin karanlık koridorlarında dolaştığını hissettiğini, bir daha Sivas, Çorum, Maraş, 1 Mayıs gibi katliamların olmaması gerektiğini düşündüğünü söyledi. Mahkemeye gönderilen yanıtlarla ortaya çıkan durum şöyle:
-MİT 12 Eylül darbesi öncesi dönemle ilgili kurumda herhangi bir belge olmadığı yanıtı verildi.
- MİT ve Emniyet, 1 Mayıs 1977, Sivas, Çorum ve Maraş katliamları ile ilgili olarak 1’er klasör evrak gönderdi. Jandarma Genel Komutanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı da aynı konularla ilgili 2 klasör evrak gönderdi. Ancak evrakın büyük bir bölümü Maraş olaylarına ilişkin mahkeme kararları.
-Jandarma ve MSB’den sorulan 1 Mayıs 1977 katliamı ile ilgili evraklara ilişkin olarak Genelkurmay Başkanlığı’ndan yanıt geldi. Genelkurmay gönderdiği evrakın CMK’nın 125. maddesinde sayılan “devlet sırrı” niteliğinde belgeler olduğu yönünde mahkemeyi uyardı. Mahkeme, bu doğrultuda evrakı inceleyerek bir tutanak tuttu.