Dünya

'Gücümüz silahtan değil, demokrasimizden geliyor'

'İkinci Amerikan Devrimi” olarak nitelenen seçimle ABD Başkanı seçilen Barack Obama, Chicago’da yaptığı tarihi konuşmada, “Mavi-kırmızı yok, Amerika var” dedi.

05 Kasım 2008 02:00

'İkinci Amerikan Devrimi” olarak nitelenen seçimle ABD Başkanı seçilen Barack Obama, Chicago’da yaptığı tarihi konuşmada, “Mavi-kırmızı yok, Amerika var” dedi.

Kenya'da Obama sevinci

ABD’nin askeri gücünü dünyanın birçok bölgesinde kullanmaktan çekinmeyen George W. Bush’tan görevi Ocak 2009’da devralacak olan Obama, “Gücümüz silahlarımızdan değil demokrasimizden geliyor. Barışa destek vereceğiz” vurgusunu yaptı.

'Herkesin başkanı olacağım'

Obama “Merhaba Chicago” diye başladığı konuşmasında on binlerce Amerikalıya hitap ederken, iyi bir hatip olduğunu bir kez daha gösterdi, ancak yürüttüğü zorlu kampanyanın yorgunluğu yüzüne yansıdı. “Herkesin başkanı olacağını” vurgulayan Obama, özetle şunları söyledi:

“Eğer hâlâ Amerika’da her şeyin mümkün olduğunu düşünenler varsa, hâlâ Amerika’da değişimden umudunu kesenler varsa bu akşam buna çok iyi bir cevap teşkil etti. Bu ülkede mavi-kırmızı yok, Amerika Birleşik Devletleri var. Buradan dünyayı ortadan kaldırmak isteyenlere de sesleniyorum; sizi yenilgiye uğratacağız. Barışı destekleyenlere destek vereceğiz. Bizim gücümüz silahlarımızdan değil demokrasimizden, özgürlüğümüzden, fırsat eşitliğinden, hiçbir zaman vazgeçmediğimiz umudumuzdan geliyor.”

Martin Luther King'i hatırlattı

Amerikan halkını birleştirici bir unsur olmayı hedefleyen ve 'değişim' sloganıyla kampanyasını yürüten Obama, Amerikalı yurttaş hakları savunucusu, ırkçılık karşıtı aktivist Martin Luther King'in ünlü "Bir rüyam var" konuşmasına gönderme yaparcasına, coşku dolu taraftarlarına hitaben, "Amerika'ya değişim geldi, rüya gerçek oldu" dedi.

Obama, ABD’den şüphesi olanlara karşı genç, yaşlı, zengin, fakir, Demokrat Partili, Cumhuriyetçi Partili, siyah, beyaz, Hispanik, Asyalı, Amerikan yerlisi, eşcinsel, eşcinsel olmayan, özürlü ve özürlü olmayan bütün Amerikalılar tarafından, Amerikalılar’ın, sadece bir bireyler topluluğu, kırmızı ya da mavi eyaletler topluluğu olmadığı, daima “Amerika Birleşik Devletleri” olduğu ve olacağı mesajının verildiğini vurguladı.

Dinleyicilerin büyük kısmının, Obama’nın konuşmasını göz yaşları içinde dinlediği görüldü. Obama, “bu seçim, bizim alaycı ve şüphecilere cevabımızdır. Bu gece yaptığımız şey, Amerika’ya değişimi getirdi” dedi.

Cumhuriyetçi Partili rakibi John McCain’den tebrik mesajı aldığını söyleyen Obama, McCain’in seçim kampanyası sırasında uzun ve zorlu bir savaş verdiğini belirtti ve hem McCain’i hem de başkan yardımcısı adayı Sarah Palin’i tebrik etti.

Obama, “ülkeyi yenilemek için”, onların yardımına da ihtiyaç duyduğuna işaret etti ve kendisine oy vermeyenlerin de başkanı olacağını vurgulayarak uzlaşma mesajı verdi.

Obama ile birlikte ABD’nin başkan yardımcısı seçilen Joe Biden’a da teşekkür eden Obama, ABD’nin ilk siyah başbayanı olacak olan eşi Michele Obama’ya da ayrıca teşekkür etti.

Kızları Sasha ve Malia’ya da seslenen Obama, “ikinizi de tahmininizin ötesinde seviyorum. Beyaz Saray’a bizimle beraber götüreceğimiz o köpek yavrusunu hakkıyla kazandınız” dedi.

Obama’nın kızlarına, zorlu seçim kampanyasının sonunda bir köpek yavrusu almaya söz verdiği yönünde haberler bulunuyordu.

Kanserden ölen anneannesinin bu tarihi günü görememesinden duyduğu üzüntüyü dile getiren Obama, “bütün kızkardeşlerim ve erkek kardeşlerime teşekkür ediyorum” dedi.

Seçim kampanyasının yöneticisi David Plough ve baş strateji uzmanı David Axelrod’a özellikle teşekkürlerini ileten Obama, “Onlara minnettarım. Bu ekip ABD tarihindeki en iyi seçim kampanyası ekibidir. Ayrıca şunu hiç unutmayacağım. Bu zafer bana ait değil. Bu zafer size ait. Bizim seçim kampanyamız, Washington’ın arka bahçesinde başlamadı. Sizin gönderdiğiniz 5 dolar, 10 dolar, 20 dolarlarla başladı. Bu sizin zaferiniz” diye konuştu.

'Önümüzdeki yol uzun ve  zorlu'

Obama, bugün seçimi kazanmayı kutlamakla birlikte yarın ülkenin problemleriyle yüzleşmek gerekeceğine işaret etti ve “İki tane savaş var, gezegenimiz tehlikede ve finansal bir krizin içindeyiz” dedi. Ülkede yeni bir enerji olduğunu belirten Obama, “Önümüzdeki yol uzun ve zorlu olacak. Belki önümüzdeki 4 yılda istediğimiz yere gelemeyeceğiz. Ama size söz veriyorum, bir gün hedeflerimize ulaşacağız. Evet, yapabiliriz!” ifadelerini kullandı.

Hatalı başlangıçlar ve geri tepmeler olabileceğini, iktidardaki her tercihinin herkesçe kabul görmeyebileceğini vurgulayan Obama, her durumda halka karşı dürüst olma sözü verdi ve ülkeyi tuğla, tuğla, sokak, sokak birlikte inşa edeceklerini söyledi.

ABD’de Wall Street zenginlikleri yaşarken, “diğer sokakların” sıkıntı çekmesinin önüne geçeceğini belirten Obama, “Biz bu seçimi alçakgönüllülükle kazandık ve bölünmeleri iyileştirme kararlılığımızı da sürdürüyoruz” dedi.

Kendisini dünyanın farklı köşelerinden dinleyenlere de seslenen Obama, “ABD’de bugün yeni bir liderlik doğdu” diyerek önemli bir mesaj verdi. Obama, dünyaya zarar vermek isteyenleri yenecekleri ve barışın yanında olanları da destekleyeceklerini, “demokrasi, özgürlük, fırsat, umut” gibi ideallerin peşinde gideceklerini söyledi.

Obama’nın konuşmasının en ilginç yönlerinden biri de, 106 yaşındaki Atlantalı Ann Nixon Cooper’dan bahsetmesi oldu. Cooper’ın, bir asrı aşkın yaşıyla, kadınların oy kullanamadığı, siyahlara ayrımcılık yapılan bir dönemden geçtiğini anlatan Obama, bu seçmenin bugün elektronik oy kullanma makinasının ekranına dokunarak oy kullandığını söyledi. Obama, ABD’nin aya ayak bastığını, Berlin duvarının yıkıldığını gören yaşlı kadının varlığının önemli bir mesaj olduğunu belirterek, ABD’nin çocuklarının, kendi kızlarının, bu kadar uzun yaşama şansı bulurlarsa, daha iyi bir dönemde yaşamasına imkan sağlayacak şekilde yaşaması yönünde herkesin çaba harcamasını istedi.

Obama konuşmasını, “Tanrı sizi ve ABD’yi korusun” diyerek bitirdi.






Martin Luther King 1963 yılında ırk ayrımcılığına karşı yaptığı ünlü konuşmasında şunları söylemişti:

“Bugün diyorum ki dostlarım, şu anın getirdiği güçlüklere ve engellemelere rağmen bir rüyam var benim.

Bir rüyam var: Gün gelecek bu ulus, ayağa kalkıp kendi inancını gerçek anlamıyla yaşayacak; Şunu kendinden menkul bir gerçek kabul ederiz ki, bütün insanlar eşit yaratılmıştır.

Bir rüyam var: Gün gelecek eski kölelerin evlatlarıyla eski köle sahiplerinin evlatları, Georgia’nın kızıl tepelerinde kardeşlik sofrasına birlikte oturacaklar.

Bir rüyam var: Gün gelecek Mississippi Eyaleti bile, adaletsizliğin ve baskıların sıcağıyla bunalıp çölleşmiş olan o eyalet bile, bir özgürlük ve adalet vahasına dönüşecek.

Bir rüyam var: Gün gelecek dört küçük çocuğum, derilerinin rengine göre değil karakterlerine göre değerlendirildikleri bir ülkede yaşayacaklar.”