Ergenekon soruşturmasının 10’uncu dalgası iktidar ile ana muhalefeti yine karşı karşıya getirdi. AKP ve CHP’nin grup başkanvekilleri ağır konuştu
CHP KENDİ KENDİNİ DİNLETİYOR
AKP Grup Başkanvekili Nihat Ergün şunları söyledi: Türkiye'de işlenen ve işlenmek istenen cinayetlerin üstü ‘Cumhuriyetle hesaplaşılıyor’ sözleriyle örtülemez. Türkiye bir hukuk devletidir. Kimseye ayrıcalık tanınamaz.
Sayın Baykal'ın uzun zamandır yargıyı tehdit eden ve toplum kesimlerini tahrike soyunan bir rol oynaması da manidardır. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi konusunda yargıyı etki altına alma girişimi, Şemdinli davasında yargıya hakaretler yağdırması, Cumhurbaşkanı seçiminde 367 ile tehditkar tutumlar, partimize açılan kapatma sürecinde açıkça taraf olması, Danıştay saldırısı ile ilgili suçu hükümete yıkma teşebbüsleri, şimdi de Ergenekon davasında açıkça taraf haline gelmesi, yargı mercilerinin özel olarak değerlendirmesi gereken bir durumdur.
Kimse dinlemiyor
Sayın Baykal sizi kimse dinlemiyor. Hakkın hukukun değirmeni yavaş döner, ince işler. Bırakalım yargı çalışsın, Cumhuriyetin Türkiye'nin geleceğini karartmak isteyenler bir daha cesaret bulamasınlar. Hiç kimse halkı hükümete karşı silahlı isyana teşvik etmesin. Cumhuriyet Gazetesi bir 3 kez daha bombalanmasın. Kimsenin iş yerinde evinde bombalar bulunmasın, derelere atılmış silahlar olmasın...
Millet egemenliğinin kullanılmasına kimse engel olmasın, gayrimüslim vatandaşlar öldürülmesin, Başbakanlara, Genelkurmay Başkanlarına suikast planları ele geçirilemesin... İllegal örgütler taşeron olarak kullanılamasın... Kimse bunların görmezden gelinmesini beklemesin...
Bu davada hukuk işliyor
Kimsenin neyle suçlandığını bilmediği söyleniyor. Hayır. Herkese neyle suçlandığı yüzüne karşı açıkça söyleniyor. Yasa gereği herkesin yüzüne suçları okunmaktadır. Dolayısıyla bu davada hukuk işlemektedir.
1990’daki Baykal’ı arıyoruz
Sayın Baykal belli ki, laik devletin din ve vicdan hürriyeti sağlayan ilkesinden rahatsızdır, sosyal devletten rahatsızdır, Alevi ve Kürt vatandaşlarımızın daha fazla haklardan yararlanmasından rahatsızdır, yasaların herkese eşit ve adil bir şekilde uygulanmasından rahatsızdır...
Soruyoruz kendisine, Sayın Baykal nasıl bir Cumhuriyet hayal etmektedir? Sayın Baykal sizi paniğe sevk eden şey nedir? Yoksa Ergenekon virüsünün size de bulaşmış olmasından mı endişe ediyorsunuz? Sizin başınızı ağrıtan bu mudur?
Biz 1990 yılındaki Baykal'ı arıyoruz. Bu tutumuz sizin demokratik siyasetin bir unsuru olup olmadığınız yolunda ciddi bir şüpheye yol açıyor.
Yine de endişeye gerek yoktur. Şunu hatırlatıyoruz hakkın ve hukukun değirmeni yavaş döner, ama ince öğütür.
Bizi dinliyor diye bağırıyor
Baykal'ın dinleme iddialarını gördük. Bir komisyon kurduk. CHP'liler kendilerini başkalarına dinletip, sonra da bizi başkaları dinliyor diye bağırmaktadır. Bu onların bir adeti, bir geleneği olmuştur. Bunu onların kendi tutumlarına dayanarak söylüyorum.
AKP DEMOKRASİYE SAVAŞ AÇTI
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Baykal’ın Ergenekon göz altıları konusundaki sözlerine AKP’li Grup Başkanvekili Nihat Ergün’den gelen yanıta tepki gösterdi.
Ergenekon soruşturmasının bir hukuk katliamı olduğunu, AKP’nin cumhuriyete, aydınlanma ve demokrasiye belli yargı organlarını kullanarak savaş açtığını savunan Kılıçdaroğlu, “AKP, Genel Başkanımızın söylediği gibi, Hitler ve Peron yönetimine ağır ağır giden bir görüntü sergilemektedir” dedi.
Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal’la birlikte, kanser hastası olan “kot taşlama işçileri”nin sorunlarını dile getirmek üzere düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin, Baykal’a yanıt veren AKP Grup Başkanvekili Nihat Ergün’ün sözlerine ilişkin sorusunu yanıtladı. Ergenekon’un bir hukuk katliamı olduğunu başından beri söylediklerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Neden hukuk katliamı, Eğer bir davanın savcısı, bir ülkenin başbakanıysa o ülkede hukukun çalışmadığını, başbakan kendisi itiraf etmiş oluyor. Acaba sayın Ergün, Başbakanı böyle bir açıklama yaptığında, çıkıp televizyona bir yasama organının üyesi olarak ‘Sayın Başbakan siz doğruyu söylemiyorsunuz, yanlış yapıyorsunuz, siz bir davanın savcısı olamazsınız’ dedi mi, demedi?” diye konuştu.
F tipi örgütlenmeden güç alınıyor
Ana muhalefet partisinin temel görevinin yanlışları kamuoyuna duyurmak olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, Nihat Ergün’ün yaptığı açıklamada “Türkiye bir hukuk devletidir, kimseye ayrıcalık tanınamaz” dediğini de hatırlattı. Ergün’e “Dokunulmazlık kimin ayrıcalığı? Dokunulmazlık kendisinin ayrıcalığı değil mi? Madem hukuk davasıydı, kimseye ayrıcalık tanınmıyordu, size niçin bu ayrıcalık tanındı?” diye soran Kılıçdaroğlu, Ergün’ün “Sayın Baykal’ın dinleme iddialarını gördük, bir komisyon kurduk” dediğini de hatırlattı. Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
"CHP'de dinlenme olup olmadığını AKP, kimlerle kurduğu komisyonla belirledi. Sayın Ergün, hukuk devletinden söz ediyor. Bu ülkede yargının bağımsız olmadığını, AB İlerleme Raporlarından okumadı mı? Yargının bağımsız olmadığına yönelik Yargıtay Başkanlar Kurulunun bundan iki yıl önce açıkladığı bildiriyi duymadı mı? Yargının bağımsız olmadığını, savcılara baskı yapıldığını, en son dinlemeyle ilgili görev yapan bir savcının, pasif bir göreve atandığını Sayın Ergün duymadı mı? Ergün'e soruyorum: Dinlemeyle ilgili birimin başkanlığına, sadece Başbakanın imzasıyla atama yapan, dünyada acaba hangi demokratik ülke var? Demokrasi, yargının bağımsızlığı deniliyorsa, bunlar yok. 'Parlamentoda yasaları yapan AK Parti'dir' diyen söyleyen grup sözcüsü kim, Ergün bunu sordu mu? Parlamentoyu bile dışlayan, insanları gece yarıları alıp sorgulayan bir düzen, 21. yüzyılın Türkiye’sine yakışıyor mu? Siz bu ülkede F tipi örgütlenmeden güç alarak bir şeyler yapmak, AKP'yi eleştirenleri sabaha karşı gözaltına almak istiyorsanız, o ülkede demokrasiden söz edemezsiniz."
Yargı üzerinde baskı var
AKP’nin kendisini eleştirenleri dinlemesi gerektiğine de işaret eden Kılıçdaroğlu, yargı üzerinde “olağanüstü bir baskı” olduğunu söyledi. AKP’nin hoşuna gitmeyen bir karara karşı Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu’nu, HSYK’nın değil Adalet Bakanı’nın harekete geçirdiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Nihat Ergün’ün, Teftiş Kurulu'nun Adalet Bakanlığı'na bağlı olmasının mantıklı bir açıklamasını yapıp yapamayacağı” sorusunu yöneltti.
AKP savaş açtı
Kılıçdaroğlu, AKP’yi “Cumhuriyete, aydınlanma ve demokrasiye karşı belli yargı organlarını kullanarak savaş açmak”la da suçladı. Vatandaşları duyarlı olmaya çağırmanın CHP’nin görevi olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, demokrasiyi Nihat Ergün ve AKP’den daha çok istediklerini kaydetti. Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
"AKP'nin demokrasi anlayışı, tek parti yönetiminin demokrasi anlayışıdır. Çoğunluk esasına dayanır, çoğulculuğa değil. Muhalefetin sesini kısma üzerine dayanır, onların özgürce konuşması üzerine değil. AKP'nin demokrasi anlayışı, medya üzerine baskı kurarak, kendi yandaş medyasını yaratma üzerine dayanır, bağımsız ve özgür haber yapmasını sağlamak değildir. Bu nedenlerle AKP, Genel Başkanımızın söylediği gibi Hitler ve Peron yönetimine ağır ağır giden bir görüntü sergilemektedir. Kimse, Yalçın Küçük'ün haklı bir gerekçeyle tutuklandığını bize izah edemez. Bu ülkede, şiddeti ve baskıyı, yargıyı kullanarak, bu dozda kullanan AKP'dir, demokrasilerde böyle bir şey olmaz."