Gündem
BBC Türkçe

Grafiklerle: Türkiye'de kızların eğitim hayatına katılımı

11 Ekim Birleşmiş Milletler Dünya Kız Çocukları Günü'nde, Türkiye'de kız çocukların okullaşma oranı sosyal gündemini oluşturdu. Peki kız çocuklarının okula erişimi erkeklere oranla nasıl? PISA testlerinin sonuçlarında cinsiyete dayalı bir başarı farkı var

29 Nisan 2018 20:30

#DünyaKızÇocuklarıGünü 2016 Tek Bakışta Eğitim

Dünya Ekonomik Forumu'nun 2015'te yayınladığı Küresel Cinsiyet Eşitsizlik Raporu'nda ise Türkiye, 145 ülke arasında 130'uncu sırada.

Uzmanlar, kızların okullaşma oranının artırılması için hükümet ve sivil toplum kuruluşları (STK) eliyle yapılan projelerin olumlu sonuç verdiğini ancak kızların eğitime erişim oranında yaşanan artışın, belli bölgelerle sınırlı olduğunu belirtiyor.

Eğitim ya da iş hayatında yer almayan 15-19 yaş arası kadınların sayısının erkeklerden daha fazla olması da endişe yaratıyor.

Eğitim Reformu Girişimi'nin (ERG) 2016-2017 Eğitim İzleme Raporu'na göre, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve STK'ların toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik projeleri sonuç verdi ve kız çocukların eğitime erişimi konusunda Türkiye son yıllarda önemli yol kat etti.

MEB'in örgün eğitimi istatistiklerine göre, 2016-2017 eğitim ve öğretim döneminde resmi okullarda eğitim görenlerin yüzde 51,3'ü erkek, yüzde 48,7'sini ise kız öğrenciler oluşturdu. Özel okullarda erkeklerin oranı yüzde 54,3, kız öğrencilerinse yüzde 45,7 olarak kaydedildi.

ERG'nin raporuna göre ise Türkiye'nin farklı coğrafik bölgelerinde kızların okullaşma oranı yine de farklılık göstermeyi sürdürüyor.

Okula giden kız çocuklarının oranı Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki illerinde 2015-16'da yüzde 64,2 iken 2016-17'de yüzde 65,8'e çıktı. Ortadoğu Anadolu Bölgesi'nde ise bu oran yüzde 64,4'ten, yüzde 66,8'e yükseldi.

Ancak ERG'den Aysel Madra, bu bölgelerde kızların okullaşma oranının diğer bölgelere kıyasla daha düşük olmasının sorunun ortadan kalkmadığının da bir işareti olduğunu söylüyor.

Güneydoğu Anadolu bölgesinde, 2016-17 yılında erkeklerin okullaşma oranı yüzde 70,6 iken kadınlar için bu oran yüzde 65,8.

Dünya Ekonomik Forumu'nun verilerine göreyse, Türkiye'de okuma yazma bilmeyen insanların yüzde 83'ü, okuma yazma bilen ancak bir okul bitirmeyenlerin de yüzde 58'i kadın.

OECD'nin 2016 verilerine göre, çalışmayan ve aynı zamanda eğitim-öğretimine devam edemeyen 15-19 yaş arası kadınların toplam nüfusa oranı yüzde 24,5 iken, aynı yaş aralığında erkeklerin oranı yüzde 12,62.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2015 yıl sonu verilerine göre de, Türkiye'de 25 yaşının üstündeki 100 kişiden 5'i okur yazar değil. Ancak bu oran cinsiyet olarak ayrıştırıldığında 25 yaşından büyük 10 kadından 1'inin okur yazar olmadığı görülüyor.

ortak yaptığı bir araştırmada

Araştırma raporuna göre, kız öğrenciler okumada erkek öğrencilere kıyasla en az 25 puan ileride, matematikte ise en az 7 puan geride bulunuyor. Fende ise erkek ve kız çocukları aynı performansı gösterdi.

En yüksek puanları alanların toplama oranı yüzde 0,3 seviyesinde kalan Türkiye, bu alanda yüzde 1'in altında kalan 20 OECD ülkesinden biri olmuştu.

ERG'nin raporunda, OECD ve Türkiye'nin okuma sınavındaki puanları, kızlar ve erkekler arasında değişiklik gösteriyor:

15 yaş grubunun okuma, matematik ve fen alanlarındaki becerilerini test eden PISA'dan farklı olarak, Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması (TIMSS) ise, müfredata dayalı olarak dördüncü sınıf (ilkokul) ve sekizinci sınıf (ortaokul) öğrencilerinin matematik ve fen bilgilerini test ediyor.

ERG'nin verilerine göre, 2015 TIMSS bulguları Türkiye'de eğitimde cinsiyete dayalı başarı farklılıklarına da işaret etti.

Dördüncü sınıf düzeyinde erkekler, 8'inci sınıf düzeyinde ise kızlar, matematik sınavında daha iyi ortalama yakaladı. 4. sınıf fen bilimlerinde kızlar erkekleri bir puanla geride bırakırken, 8'inci sınıfta da durum değişmedi.

Kızlar, erkeklerin ortalama 10 puan üstünde ortalamaya ulaştı.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir