Hakan KABAHASANOĞLU/GİRESUN, (DHA)- TÜRKİYE Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, yargıya güvenin düştüğünü belirterek, “Yargıya güven düşmüştür. Yargıya güvenin düşmesinin tek sebebi yargının içine Gülen cemaatinin isimlerinin vaktiyle yerleştirilmiş olması değildir. Elbette bir paralel devlet yapılanmasının yargıyı ele geçirmesi başlı başına bir felakettir. Ancak \'Bunları temizleyeceğiz\' diye yargının bir başka güç odaklarının eline geçirilmiş olmasını ya da geçirilmeye başlanmış olmasını da kabul edemeyiz” dedi.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, Giresun Gazeteciler Derneği’nin davetlisi olarak geldiği Giresun’da basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin sorununun keyfilik olduğunu ve her alanda da keyfilik yaşandığını kaydeden Feyzioğlu, “Kamu ihalelerinde de keyfilik var, dış politikada da keyfilik var. Memur alımında keyfilik var, hakim alımında da keyfilik var. Her alanda keyfilik hüküm sürmekte. Liyakatın yerini, yani layık olanın, layık olduğu göreve getirilmesinin yerini, iktidarda kimse ona sadakat almış durumda tamamen. Dolayısıyla göreve en uygun, en layık olan değil, en boyun eğecek, sözünü her zaman için dinleyecek veya dinleyeceği düşünülen kişilerin belli görevlere getirilmesi gibi bir sıkıntı ile karşı karşıyayız. Bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti\'nin varlığını tehdit eder noktaya gelmiş halde” dedi.
\'EN BÜYÜK SORUN KEYFİLİK\'
Feyzioğlu, Türkiye Cumhuriyeti Devlet\'inin dünden ders alarak yarına sağlam adımlarla yürümek zorunda olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
“O sebeple tarihimizdeki dersler iyisiyle kötüsüyle bize yol göstermek zorundadır. Bugün Türkiye’de olan her şey bizim sorunumuzdur. Neme gerek diyenlerden olmadık, olmayacağız. Bugün Türkiye\'nin en büyük sorunu keyfiliktir. Kendi de keyfiliklerin içerisine düşmüş yargı vardır. Yargının tarihin en az güvenilen seviyesine düşmesi işte bunun bir göstergesidir. Yüzde 20’lere düştüğünden söz edilmektedir. Ben söylemiyorum. Yargının içindeki önemli isimler söylüyor bunu. Yargıtay Başkanının da ifadesinde vardır, bakan beyin ifadesinde de vardır. Yargıya güven düşmüştür. Yargıya güvenin düşmesinin tek sebebi yargının içine Gülen cemaatinin isimlerinin vaktiyle yerleştirilmiş olması değildir. Bunlar sınırla kabul etmek çok derece yanlıştır. Elbette bir paralel devlet yapılanmasının yargıyı ele geçirmesi başlı başına bir felakettir. Bir vahamettir. Ancak \'Bunları temizleyeceğiz\' diye yargının bir başka güç odaklarının eline geçirilmiş olmasını, ya da geçirilmeye başlanmış olmasını da kabul edemeyiz.\"
\'KEYFİLİĞİ ÇÖZMELİYİZ\'
Kurumsal güvenilirliğin çökmüş durumda olduğuna işaret eden Feyzioğlu, \"Yapmamız gereken Türkiye’nin 10 binlerce namuslu, fedakar dürüst çalışan avukatı, hakimi ve savcısı var. Ancak kurumsal güvenilirlik çökmüş durumda. Bugün yargının doğru karar vermesi kişilerin namusuna, cesaretine havale edilmiş. Kişilerin cesaretine, namusuna havale edilip kurumsal güvenceden yoksun bırakılmış bir düzende güvenilir bir sistem yoktur. Siyasi iktidarın, ya da başka güç odaklarının müdahalesine yüzde 100 kapalı bir sistemi kurmaya ihtiyacımız var. Maalesef Anayasa değişikliği 16 Nisan Anayasa paketi yargıyı güvenilirlilik kılacağına dünden de daha az güvenilir bir konuma taşımıştır. Bizim meselemiz budur. Gülen cemaati Türkiye\'yi yargıyı ele geçirerek teslim alma noktasına gelmişti. Diken battığı yerden çıkarılır. Dolayısıyla yargıyı düzeltmeden Türkiye’nin ana sorunu olan keyfiliği çözemeyiz\" ifadelerinde bulundu.
\'BİR CÜMLEYLE AÇIKLANABİLİR\'
Feyzioğlu, kendisine yöneltilen, \'FETÖ’den tutuklu bir subayın kardeşi Cumhurbaşkanı\'nın yanında çalışmaya başladı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz\' şeklindeki soruyu ise şu şekilde yanıtladı:
“FETÖ diye tabir edilen ve biz F tipi suç örgütü olduğunu söylediğimiz çünkü 17-25 diye bir milat kabul etmiyoruz biz. F tipi diye nitelendirdiğimiz bu örgütle bağlantısı olan bir kişinin uzak hısımlarının işten atıldığı bir dönemden geçiyoruz. Böyle bir dönemde yine darbeye kalkışan hainlerin içinde yer aldığı söylenen bir eski subayın kardeşinin sayın cumhurbaşkanın yanında görevlendirilmesi elbette cezaların şahsiliği ilişkisiyle sorunsuzdur. Bunda bir sakınca yoktur. Ama adalet duygusunun vicdanı zedeleyen durumu, onun orada görevlendirilmesi değildir, uzak hısımların bile KHK’ların ekinde işten atılması veya mahalle baskısıyla özel sektörden atılmasıdır. Herkes kendinden sorumlu böyle bir durumda. Sayın Cumhurbaşkanı\'nın bir mesaj verip vermediğini bilmiyorum ama çünkü mesaj vermek için çok daha iyi imkanları olan birisi Sayın Cumhurbaşkanı. Bir muhtarlar toplantısında düz bir cümleyle bunu açıklayabilir. Herkes daha rahat anlar.”
CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI SORULDU
Feyzioğlu, Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili bir soruya da “Böyle yerlere talip olunmaz. Bu çok yüce bir makamdır. Ve yüce bir görevdir. Türkiye Cumhuriyeti\'nin bekası için Türk milletinin üstün menfaati için milletim çatıya çık gözcülük yap desin yaparım, aşağı in bekçilik yap desin yaparım, ama makama talip olunarak hizmet edilmez. Millete hizmete talip olursunuz, biz ona talibiz. Başka da hiçbir talebimiz dün de olmadı, bugün de olmadı, yarın da olmayacak. Böyle bir yerin peşinde koşulmaz” yanıtını verdi.
\'PUSULA GÖREVİMİZİ YAPACAĞIZ\'
Türk milletinin pusulası olma yolunda çalıştıklarını da dile getiren Feyzioğlu, “Türk milletine yılmadan, yorulmadan doğruları anlatmamız gerekmektedir. Türk milletinin kutup yıldızı, pusulası olmalıyız hepimiz. Biz buna soyunduk. Her türlü baskıya, tehdide ve engellemelere rağmen pusula görevimizi nefesimizin sonuna kadar yapacağız” diyerek konuşmasını tamamladı.
Feyzioğlu, daha sonra Giresun Baro Başkanlığı\'na seçilen Soner Karademir’i de ziyaret etti.