Merve DUNDAR-Ömer HASAR / İSTANBUL, (DHA)- ÇOCUKLARIN uğradığı hak kayıplarının önlenmesi için devletleri sorumluluk almaya çağıran Çocuk Hakları Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler tarafından 20 Kasım 1989\'da imzalandı. Türkiye\'nin de dahil olduğu sözleşmenin imzalandığı gün olan 20 Kasım ise her yıl \"Dünya Çocuk Hakları\" günü olarak kutlanıyor. Bu gün kapsamında bir panel düzenleyen Altınbaş Üniversitesi çocuk haklarını çeşitli açılardan ele aldı. Panelde \'cezaevi ve çocuk\' ilişkisine dikkat çeken Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fulya Giray Sözen, \"Cezaevindeki 12-18 yaş arası çocuk sayısı yaklaşık 2 bin civarında\" dedi.
Altınbaş Üniversitesi\'nin Mahmutbey Yerleşkesi\'nde düzenlenen panel İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü tarafından organize edildi. Etkinliğin konuşmacılarından Sosyal Hizmet Uzmanı Mansur Seyitoğlu \'Devlet Korumasındaki Çocuklar\', Altınbaş Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fulya Giray Sözen \'Cezaevi ve Çocuk\', Altınbaş Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Sosyal Hizmetler Programı Öğretim Görevlisi Hülya Türk Çataloluk ise \'Aile ve Çocuk\' başlıklı birer sunum gerçekleştirdi.
\"RAKAMLAR YÜKSEK, HAK KAYIPLARI KRİTİK\"
Cezaevinde olan çocuk sayısının fazlalığına dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Fulya Giray Sözen, \"12-18 yaş arası cezaevinde olan çocuk sayısı 2 bin civarında. İşin daha trajik kısmı bu çocukların cezaevinde olma nedenleri. Suç işlediği veya suç işlediği şüphesi olduğu için yargılanmasına devam edilen çocukların dışında bir de annesiyle birlikte cezaevinde kalmak zorunda olan 0-6 yaş çocuklar var. Bu çocukların sayısı da 500 civarında. Bu rakamlar dünya geneline göre oldukça büyük. Rakamların trajikliğinin yanı sıra yaşanan hak kayıpları ve ihlalleri de kritik durumda\" dedi.
\"BAKANLIKLAR ARASI İŞBİRLİĞİ ARTMALI\"
Çözüm için öncelikle bütüncül bir çocuk politikasına ihtiyaç duyulduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Sözen, bakanlıklar arasında işbirliğinin artması gerektiğine işaret ederek şöyle devam etti:
\"Sivil toplum örgütleri ve üniversitelerin bu konuda önünü açmak ve gerektiğinde onlardan destek almak gerek. Bu konuda uygulanan iyi modeller var. Bu modellerden bize ve ihtiyacımıza uygun olanı almak çözüm getirebilir. 0-6 yaş arası çocuklarla ilgili Avrupa\'daki örneklere baktığımızda çocukların cezaevinde kalması çok fazla önerilen bir yaklaşım değil. Bunun yerine çocuklar dışarıda bakım verenleriyle birlikte kalabiliyor. Ancak düzenli olarak, asla bağı koparılmadan anne ile iletişim de bu sırada devam ediyor. Çocuğa bakacak kimse yoksa ve çocuk annesiyle birlikte kalmak zorundaysa da çocuk ve anne için ayrı üniteler hazırlanabiliyor. Bu birimlerde çocuğun bütün gelişim haklarını destekleyen çalışmalar yapılıyor. Öncelik tamamen çocuğun haklarını korumak ve sağlıklı bir gelişim süreci geçirmesini sağlamak üzerine oluyor.\"
\"KORUNMAYA MUHTAÇ ÇOCUKLAR 20 SENE ÖNCESİ İLE AYNI DEĞİL\"
Beden, ruh ve ahlak gelişimleri risk altında olan çocukların korunmaya muhtaç çocuk olduğunu dile getiren Sosyal Hizmet Uzmanı Mansur Seyitoğu, \"Çocuk ve ailelerin profilleri değişiyor. 20 sene önce korunmaya muhtaç olan çocukla bugünkü çocuk aynı değil. Müdahale de aynı değil. Veriler de değişiyor\" dedi. Refakatsiz çocukların tüm dünyada sorun olduğunu söyleyen Seyitoğu, \"Göç ettikten sonra yanlarında yetişkin olmayan, kimliği olmayan çocukların çoklu travmadan geçtikten sonra ayakta durmaları çok zor. Bu çocukların belki binde biri Aile Bakanlığı tarafından açılan Yeldeğirmeni Çocuk Gençlik Merkezi\'nde bakılıyor ama onun dışındakilerin nerede oldukları, nasıl yaşadıklarına dair hiçbir bilgimiz yok\" diye konuştu.