Gündem

(Görüntülü) Bankadan çektiği krediyi ödeyemeyince başına gelmeyen kalmadı

Ramazan ÇETİN/DENİZLİ, (DHA)- DENİZLİ'de, daha önce güvenlik görevlisi olan Emrah Hazır'ın (34), 7 yıl önce çektiği bir krediyi ödeyemeyince başına gelmeyen kalmadı

08 Haziran 2018 19:10

Ramazan ÇETİN/DENİZLİ, (DHA)- DENİZLİ\'de, daha önce güvenlik görevlisi olan Emrah Hazır\'ın (34), 7 yıl önce çektiği bir krediyi ödeyemeyince başına gelmeyen kalmadı. Geçmişte bir iş yerinde güvenlik görevlisi olarak çalışan Emrah Hazır, 2011 yılında bir bankadan çektiği krediyi ödeyemedi. 7 bin 500 liralık ödenmeyen kredi nedeniyle banka haciz işlemi başlattı. Haciz işlemi Emrah Hazır\'a kefil olan arkadaşına uygulandı. Hazır da krediyi çekerken \'İşsizlik kredi destek sigortası\' yaptırdığını ve ödenmeyen kredinin bu sigortadan karşılanması gerektiğini belirterek, haciz işlemi başlatan bankaya, 2013 yılında Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi\'nde maddi ve manevi tazminat talebiyle dava açtı. Hazır, haciz işlemini başlatan banka avukatına da Denizli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi\'nde görevini kötüye kullandığı iddiasıyla maddi ve manevi tazminat davası açtı. Dava kapsamında Hazır, mahkemeye icraya verildiğini için bunalıma girdiğini ve bipolar bozukluk tedavisi gördüğünü belirterek, sağlık raporunu sundu. Bankaya yönelik Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi\'nde açılan davada hakim, Hazır\'ın verdiği sağlık raporu gerekçe gösterip, Denizli 3. Sulh Hukuk Mahkemesi\'ne yazı yazıp, dava açma ehliyetinin yerinde olup olmadığının araştırılmasını istedi. 3. Sulh Hukuk Mahkemesi de Hazır\'ın dava açma ehliyetinin yerinde olup olmadığının belirlenmesi için 3 ayrı hastaneden rapor alınmasını istedi. Pamukkale Üniversitesi Hastanesi, Denizli Devlet Hastanesi ve İstanbul Adli Tıp Kurumu\'ndan alınan 3 ayrı raporda, Hazır\'ın dava açma ehliyetinin bulunduğu raporu verildi. Mahkeme Hazır\'ın tazminat talebini yerinde bulmadı. Ancak Hazır, mahkemenin bu kararına itiraz etti. Yargıtay 11\'inci Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Ancak bu defa da 3. Asliye Hukuk Mahkemesi\'nde banka avukatına yönelik açılan davada, avukatın talebi üzerine, Hazır\'ın yine dava açma ehliyetinin olup, olmadığının araştırılması için 2. Sulh Hukuk Mahkemesi\'ne yazı yazılıp, araştırılmasını istendi. Ne olduysa bundan sonra oldu. İddiaya göre davacı Hazır\'ın babası Sami Hazır, 2. Sulh Hukuk Mahkemesi\'ne giderek, oğlunun küçük yaşta hiperaktif olarak görüldüğünü, yaşının ilerlemesiyle sorunların büyüdüğünü, rahatsızlıklarının arttığını söyleyip, kısıtlanması istedi. \'RAPORDA BAŞKA İSİM İDDİASI\' 2. Sulh Hukuk Mahkemesi hakimi, davacı Emrah Hazır\'ın akli rahatsızlığının olduğunu, vesayet altına alınması gerektiğini belirtti. Babanın, oğlu için \"Küçük yaşta hiperaktif olarak görüldüğünü, yaşının ilerlemesiyle sorunların büyüdüğünü, rahatsızlıklarının arttığını, kısıtlanması istenilen \'Ozan\'ın aşırı derecede borçlanma, uyumama, uyum sağlamakta zorlanma gibi problemlerinin olduğunu\" belirttiğini vurguladı. Bu nedenle kısıtlanarak babasının vasi olarak atanmasına karar verdi. Hazır, mahkemenin kararını okuduğunda şoke oldu. Kararın ardından araştırma yapan Hazır, babasının mahkemeye kendisinin ruh sağlığıyla ilgili bir beyanda ve talepte bulunmadığını ve mahkemenin verdiği kararın da \'Ozan\' isimli başka bir kişiye ait olduğunu, yanlışlıkla verildiğini belirtip, itiraz etti. Baba Sami Hazır da kendisinin bir başvurusu olmadığını ve oğlunun ruh sağlığının da yerinde olduğunu belirten bir dilekçeyi mahkemeye sundu. İtirazın ardından mahkeme tekrar rapor istedi. İstanbul Adli Tıp Kurumu\'ndan alınan sağlam raporuna rağmen, mahkemenin verdiği karar değişmedi. \'SONUNDA BENİ DELİ EDECEKLER VE RUH SAĞLIĞIMI BOZACAKLAR\' Emrah Hazır, mahkemenin kararının hayatını kararttığını belirterek, \"Benim için verilen karar aslında başkası için verilmiş. Benim dosyam ile \'Ozan\' isimli kişinin babasının aynı mahkemeye verdiği dilekçe karışmış. Benim babam, benimle ilgili mahkemeye hiç gitmedi. Mahkemeden yapılan hatanın düzeltilmesini istedik, ancak yaptığımız bütün itirazlara rağmen düzeltme yapılmadı. Benim için verilen kararla dava açma ehliyetim elimden alındığı için, diğer açtığım davalar tek tek düşüyor. Kaç kere akli dengemin yerinde olduğunu belirten sağlam raporları almama rağmen, mahkemeler sürekli hastanelere sevk ediyor. Sonunda beni deli edecekler ve ruh sağlığımı bozacaklar. Alınan bu karar bir an önce düzeltilmeli\" dedi. Hazır, kararın düzeltilmesinin ardından, kendisine bu mağduriyeti yaşatanlar hakkında suç duyurusunda bulunacağını da kaydetti.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir