Türkiye, Pozantı ve Osmaniye cezaevlerinde yaşananlara karşı neden ‘üç maymunları’ oynadı? Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nden Zafer Kıraç’a göre cezaevlerinde olup bitenlerin cezaevinde kalmasında Cezaevi İzleme Kurulları’nın ‘işlevsizliği’nin önemli payı var.
Umay Aktaş Salman'ın Radikal'de yayınlanan haberi şöyle:
“Her cezaevini izlemek ile yükümlü İzleme Kurulları vardır. Bu kurullar o illerdeki doktor, eczacı, psikolog gibi kamu görevililerinden oluşur. Bu kurullar daha bağımsız, sivil toplumun, üniversitelerin de içinde yer alabileceği kurumlar olmalılar. İzleme kurulları bu yapıda olsaydı belki bugün Pozantı, Osmaniye’den bahseder durumda olmayacaktı. 140’a yakın İzleme Kurulu var. Buradaki kişilerin insan hakları eğitiminden geçmiş, izlemenin kriterlerini öğrenmiş olması gerekiyor. Oysa çok kısa bir eğitimden geçiyorlar. İzleme Kurulu üyelerinin en büyük şikâyeti eğitim yetersizliği. ‘Biz seçiliyoruz ama ne yapacağımızı bilmiyoruz’ diyorlar.”
“İzleme kurulları 10 kişiden oluşuyor. Yasa gereği mutlaka en az bir kadın üye olması gerekiyor. 10 tanede 1 kadın, iyi bir yaklaşım değil.”
“Üyelerin gönüllü olması gerekiyor. Oysa gönüllüden çok ‘Hakim bey istemiş’ diye üye olunan yerler var. Bir izleme kurulu üyesi ‘Turizmin güzide bir iliyiz. Yabancılar geliyor. Cezaevinde Kürtler var, onların aileleri ziyarete geliyor. Görüntü kötü oluyor. Bu mahkumlar başka yere taşınamaz mı?” diyebiliyor. Kuruldakilar insan hakları eğitiminden geçmiş olmalı.”
‘Denetime geliyoruz, araç yollayın!’
“İzleme kurullarının yazdığı raporlar sadece bakanlıkta kalıyor. Kamuoyuyla paylaşılmalı. Kurullar en az iki ayda denetlemeye gitmek zorundalar ve habersiz gitmeleri gerekiyor. Fakat bizde bu uygulanmıyor. Çünkü bir çok İzleme Kurulu cezaevine gitmek için araç istiyor. Dolayısıyla cezaevinin önceden haberi olmuş oluyor.”
‘Turizmin güzide bir iliyiz...’
Toplum adına cezaevlerini izleyen bir kurul üyesinin “Turizmin güzide iliyiz. Kürt mahkûmların aileleri geliyor. Görüntü kötü. Başka ile taşınsınlar” diyebildiğini belirten Kıraç’a göre izleme kurulları doğru dürüst işleseydi ‘Pozantı olayı’ hiç yaşanmayabilirdi.
Cezaevi İzleme Kurulu üyesi nasıl olursunuz?
İzleme kurullarına gönüllü olarak başvurulabiliyor. Ancak üye seçileceği kimi yerlerde hiç ilan edilmezken kimi yerlerde sadece adliyelerde ilan ediliyor. Başvuruları illerdeki adalet komisyonları veya ilgili yerin mülki amiri değerlendiriyor. Şartlar:
35 yaşını doldurmuş olmak... Tıp, eczacılık, hukuk, kamu yönetimi, sosyoloji, psikoloji, sosyal hizmetler, eğitim bilimleri ve benzeri alanlarda en az 4 yıllık yükseköğretim kurumlarından veya bunlara denkliği kabul edilen yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmak ve mesleği ile ilgili olarak kamu kurum ve kuruluşlarında ya da özel sektörde en az 10 yıl boyunca çalışmış bulunmak... Kişisel nitelikleri ile çevresinde dürüst, güvenilir ve ahlaklı olarak tanınmış olmak... Herhangi bir siyasi partinin merkez, il veya ilçe teşkilatlarında görevli bulunmamak.
246 psikologla o yasa işlemez!
Aşırı kalabalık cezaevleri, Cumhurbaşkanı Gül’ün onayını bekleyen ‘Denetimli Serbestlik Yasası’ ile bir nebze boşalacak. Koşulları yasaya uygun çocuklu, ağır hasta veya sakat mahkumlar dahil 15 bin kişi, yani halen cezaevinde bulunanların yaklaşık yüzde 11’i çıkacak.
‘Çıkan mahpusla kim iletişim kuracak?’
Türkiye’de tüm cezaevleri için sadece 246 psikoloğun görevli olduğunu, daha Denetimli Serbestlik bürolarının bile hazırlanmadığını vurgulayan Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nden Zafer Kıraç, salıverilenlerin yeniden cezaevine dönebileceğini söyledi. Kıraç, Denetimli Serbestlik için sivil toplumu ve üniversiteleri harekete geçmeye çağırıdı. Kıraç şölme konuştu:
“Denetimli Serbestlik, yasa ile daha anlamlı bir hale geldi. Çok mutluyuz dernek olarak, ama çok hazır olmak gerekiyor. 15 bin insan çıkacak dışarıya, bunun 4 bini İstanbul’dan. Daha Denetimli Serbestlik Şubesi binası bile hazır değil. Bunun için savcılar çaba sarf ediyor. Oralarda çıkan mahpusla ilişki kurabilecek kişiler lazım. Onlara iş bulunacak, koruma kurullarına yönlendirilecekler. Endişemiz çıkanların tekrar suç işleyip bu kez kapalı cezaevlerine girmeleri. Ödül olan şey, cezaya dönüşebilir. Belediyeler, valilikler, ve sivil toplum kuruluşları, üniversiteler buraları desteklemeli. Her ilde üniversite var. Bu çok büyük şans. Denetimli Serbestlik şubelerine destek olmalılar. Çağrıda bulunuyoruz sivil topluma.”
Kıraç, “Türkiye’de 376 cezaevi var. Buralarda 246 piskolog var. 132 bin mahpus, 50 bin çalışan var. 180 bin kişi ile ilgilenmesi için 246 psikolog var sedece. 100 kadar cezaevinde hiç psikolog yok” dedi.