10 Haziran 2013 04:30
Hazal Özvarış
Taksim Gezi Parkı eylemlerinin en çok tartışılan gruplarından biri Türkiye Gençlik Birliği (TGB) oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere hükümet ve AKP temsilcilerinin Gezi Parkı eylemlerini "darbelere zemin hazırlayan eylemlere" benzetmesi, dikkatleri, eylemler esnasında sık sık "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganları atan TGB'ye yöneltti.
T24, Kuzey Afrika turundan dönüşte Başbakan Erdoğan'ı Atatürk Havalimanı'nda karşılamaya giden AKP'lilerin ardından, bu kez TGB'lilere mikrofon uzattı.
TGB’lilere darbelere ilişkin görüşlerinin yanı sıra neden eylemde olduklarını, alanda BDP ile TGB’liler arasında çıktığı farklı kesimlerden eylemciler tarafından tekrarlanan gerginlikleri de sormak üzere parka gittiğimizde alanın en hareketli gruplarından biri olarak göze çarpan TGB'nin Genel Başkanı Çağdaş Cengiz, 8 yaşında bir kız çocuğunun Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'ni okuyacağını duyuruyordu.
Kalabalıktan alkışların ardından, Atatürk’e benzerliğiyle dikkat çeken Hasan Özalp’a da Nutuk’tan bir bölüm okuması için mikrofon uzatıldı.
“Türk milleti zekidir, Türk milleti çalışkandır, ne Mutlu Türk’üm diyene” cümlelerini Atatürk’ün ses kayıtlarındakine benzer bir şekilde seslendiren Özalp, konuşmasını “Etnografya Müzesi’nden taşınan Atatürk’ün naaşını Anıtkabir’e koyan askeriyim. Vatanımızda çapulcu sinek bile kalamaz. Biz Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyerek sonlandırırdı.
Hasan Özalp’ın boynunda, Atatürk’ün portresinin işlendiği bir kravat, başında da bir kalpak vardı. 81 yaşında olan Özalp, ellerinde bayrak ve Atatürk posteri olan pek çok kişi onunla fotoğraf çektirmek isterken neden Gezi Parkı'nda olduğu sorumuzu, gördüğü yoğun ilgiden dolayı uzun süre yanıtlayamadı. Tekrar konuşabildiğimizde darbeye dair ne düşündüğünü sorduk:
“Adnan Menderes ki çok daha güçlü bir Başbakan’dı, hayatını ipte verdi. Bu siyasi kültürümüz noksan. Bugün darbe olmaz, olamaz. Darbe olursa Türkiye bölünür, Türkiye parçalanır.
20 küsur mahalli halk var Türkiye’de. Atatürk insan ayırmadı. Ve bu millet ne çapulcu, ne de söylenen yalanlara inanacak durumda. Oğulları askerdeyken, neneleri ayran taşımış bir millet bu. Şimdi Başbakan bize ayran ne demek onu öğretiyor. Siz Başbakan’sınız, çadırda yatan çingenenin de Başbakan’ısınız. Nasıl çapulcu dersiniz bu insanlara?
Tevfik Fikret’in bir şiiri vardır, “Be Hey Dürzü” diye:
Ne ararsın Tanrı ile aramda
Rakı, şarap içiyorsam sana ne
Yoksa sana bir zararım, içerim
İkimiz de gelsek kıldan köprüye,
Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim
Bu şiir, bugünü de anlatıyor. Unutmamak lazım.”
Özalp, ayrılmadan önce darbeye ilişkin sözlerine şunları ekledi:
“Ama kan akarsa darbe olacaktır. Müdahale olduğu zaman kışlasında uyuyan asker darbe yapacaktır. Ama biz bu darbeleri yiye yiye geri kaldık. Artık darbe bize yaramaz.”
TGB standının başında duran üç genç kadından biri Ezgi Kardaşlar, 22 yaşında. İstanbul Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler okuyor. Neden Gezi Parkı’nda olduğunu şöyle anlatıyor:
“Gezi Parkı’nı korumak için, Topçu Kışlası’nı yaptırmamak için buradayım. Topçu Kışlası, işkencelerin yapıldığı bir yerdi. Bu zihniyet bugün devam edemez. Ama bugün sadece ağaç değil, hükümeti istifa ettirmek istiyoruz.”
Kardaşlar, Gezi Parkı eylemlerinde kendisini heyecanlandıran gelişmeleri şöyle sıralıyor:
“1- Alanı kazandık, ayrıca yürütmeyi durdurma kararı aldık. 2- Burada her türlü grupla birlikteyiz. 3- Her şey bedava. Hiç para harcamıyorsunuz.”
Abdullah Öcalan posterleri nedeniyle çıktığı belirtilen TGB ile BDP arasında yaşanan gerginlikleri soruyoruz. Şöyle yanıtlıyor:
“Öyle bir şey olmadı. Tamamen provokasyon. Bizi birbirimize düşürmek istiyorlar. Evet, Öcalan posteri bizde rahatsızlık yaratıyor, PKK’nın da burada olmasını istemiyoruz. BDP’yi de AKP’nin bir kolu olarak görüyoruz. Onlarla siyaseten yan yana olmayız. Ama direnişi beraber kazandık. Onlar da keşke doğru yolu bulsa. Atatürk cumhuriyetinin yanında olsa…”
“Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sözlerini hatırlatarak “Darbe taraftarı mısınız” diye soruyoruz:
“Biz darbeci değiliz. Cumhuriyet devrimini tamamlamak istiyoruz” diyor ve askerin bu süreçteki rolüne dair şunları söylüyor:
“Asker ve halk, eğer birlikte olursa devrim olur. Sonuçta askerler de yardımcı oldu eylemde. Harbiye Orduevi maske dağıttı, kapılarını açtı. İki asker vardır, birincisi NATO’nun, ikincisi Mustafa Kemal’in askerleri. 27 Mayıs gibi düşünün. En özgürlükçü anayasa o zaman gelmişti.”
27 Mayıs 1960 darbesiyle askerin siyasete müdahale ettiğini, Başbakan Adnan Menderes ve iki bakanının asıldığını hatırlatınca Kardaşlar şunları söylüyor:
“Bugün ipe gerek yok. Başbakan Yüce Divan’da yargılansın yeter.”
TGB Genel Başkanı Çağdaş Cengiz de, gündüz gerçekleşen miting sonrasında TGB çadırının bulunduğu yere geliyor. 25 yaşında. Gezi Parkı alanına asılan Öcalan posterlerinin TGB’ye verdiği rahatsızlığı sorunca, Cengiz, TGB ile BDP arasında gerginlik çıktığına dair iddiaları yalanlayarak şunları söylüyor:
“Taksim Gezi Parkı’nda direnenler olarak farklı siyasi görüşlere sahibiz. Ama beraber mücadele verdik. Biber gazıyla buradaki topluluğu dağıtamayınca, Öcalan posteriyle dağıtma yöntemine başvurdu AKP. Ama şu an Taksim ve Gezi’de büyük kitleler Türk bayrağıyla geziyor. Kardeşlik, dayanışma mesajları paylaşılıyor, ‘hükümet istifa’ diyorlar. Biz de burada birleşiyoruz.”
Cengiz, “Darbeci misiniz” diye sorunca gülümsüyor:
“Antiemperyalist, bağımsızlıkçı, vatansever ve devrimci bir birikimin mirasçısıyız biz. Bu ülkedeki tüm darbeler bu birikimi hedef aldı. Ordu milletin emrinde olmalıdır. Ancak halkın örgütlü mücadelesi siyasi iktidarı ele geçirebilir. Türk ordusu, 20. yüzyılda bütün mazlum dünyanın örnek aldığı Kurtuluş Savaşı’nı verdi. Ama tüm darbeler, 12 Eylül’de de olduğu gibi, Atatürk’ü malzeme etmeye yeltendi. Ancak başaramadılar.
Biz Mustafa Kemal’in askerleriyiz, diyenler darbe çağırıcıları değil. ABD’nin piyonluğuna karşılar. Bu slogan, Orta Doğu’da Türkiye’yi kanlı savaşlara sokmaya çalışan AKP iktidarına karşı tertemiz, onurlu direnenlerin sloganıdır.”
Sarıkız, Ayışığı gibi darbe amaçlı planlar içerdiği iddia edilen dosyaların bakıldığı davaları sorduğumuzda TGB Genel Başkanı’nın kanaati kesin:
“Tamamen uydurma.”
“Mesela ordu AKP’ye karşı darbe girişiminde bulunsa karşı çıkacak mısınız” diye sorduğumuzda ise Çağdaş Cengiz’in yanıtı şöyle oluyor:
“AKP iktidarının temsilcileri ABD’nin proje görevlisidir, onların kuklasıdır. Bu sebeple Türkiye’de ordudan AKP’ye karşı darbe yapılma ihtimali sıfırdır. Bu sebepten gerçekleşmeyecek bir şey üzerine cevap vermem mümkün değil.”
Ayşe Hediye Adakaya TGB çadırı içinde bir sandalyede oturuyor. Parka kızı ile gelmiş, 1957 doğumlu. Neden Gezi Parkı’nda olduğunu anlatırken daha önce Cumhuriyet mitinglerinin hepsine katıldığını söylüyor. “Tuncay Özkan grubunda yoğun çalıştım” dedikten sonra ekliyor: “Mustafa Kemal Atatürk'ün dünyanın en büyük lideri olduğunu düşünüyorum. Bugün de bağımsızlığımız için buradayım.”
“Türkiye bağımsız değil mi” diye sorunca, Adakaya, “Atatürk’ten sonra hiç bağımsız olamadık. Hele NATO üyeliğinden sonra hiç…”
“Erdoğan, Bahçeli, Kılıçdaroğlu gibi projenin parçası olanların bizi kandırmamaları için en doğru seçenek milli hükümet” diyor Adakaya. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganını sorunca, “Atatürk’ün askerleri Silivri’de. Ben darbeden değil, devrimden yanayım. Devrim de Silivri’deki subayları içine katmadan olmaz” yanıtını veriyor.
Son olarak Uğur Can Yardımoğlu’nun yanına gidiyoruz. Yardımoğlu, 21 yaşında, İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde okuyor. TGB Yönetim Kurulu üyelerinden. Şunları söylüyor:
“14 gündür buradayım. Burada bulunan insanların yeni dünya kurma özlemi var. İnsanları birleştiren sadece Erdoğan’ın istifasını istemek değil, bu hayal de…”
“Birlikte yaşama hayalinin içinde Kürtlerin yeri var mı” diye soruyoruz:
“Var. Benim kız arkadaşım da, TGB’nin eski başkanı da Kürt. TGB içinde pek çok Kürt var.”
BDP ile TGB arasında gerginlik çıktığı iddialarını o da yalanlıyor:
“Söz konusu değil. BDP’lilerle de konuştuk. Buradaki huzur, alanın güvenliği ortak payda. Zaten ortak sohbetler yapıyoruz oradan arkadaşlarla. Tabii hassasiyetlere dikkat ederek. Geyik yapsak da sulu değiliz.”
“Darbe istiyor musun” diye sorunca “İstemiyorum tabii ki” diyor Yardımoğlu. “Darbenin siyasi bir açıklaması var: ABD, Türkiye ordusuyla yan yana gelirse darbe olur. Bunları savunmamız mümkün değil” diye ekliyor.
“AKP’ye karşı darbe girişimi olursa karşı çıkar mısın” sorusuna “AKP’ye karşı darbe mümkün değil. AKP’ye tepki gösteren subay zaten istifa ediyor. Halk ayağa kalkmadıkça hiçbir darbeyi desteklemeyiz. Darbe asla çözüm değil, devrim olacaksa bunu halk yapacak. Asker ancak parçası olur.”
“Darbe sevdalısı kimse yok mu sizce” diye sorunca da şu cevabı veriyor Yardımoğlu:
“Türkiye’de vardır elbette, ama bizim içimizde yok, bundan emin olun. Biz cumhuriyeti yeniden inşa etmek istiyoruz. İşçilerin ve köylülerin yönettiği bir dünya istiyoruz.”
Kurucu Genel Başkanlığını Ergenekon davası kapsamında tutuklanan ve sonrasında tahliye edilen Adnan Türkkan'ın yaptığı grubun adı kamuoyunda "Balyoz" olarak bilinen davada yer aldı. 2003 tarihli Balyoz darbe planı iddialarına ilişkin belgelerde 2006 yılında kurulan TGB'nin de yer aldığına işaret ederek tepki gösteren grup üyeleri, eylemlerde sık sık attıkları "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganıyla da biliniyor. TGB'liler Ergenekon kapsamında tutuklanan Doğu Perinçek'in genel başkanı olduğu İşçi Partisi ile resmi bir ilişkileri olmadıklarını belirtirken, TGB'nin bir önceki genel başkanı İlker Yücel ve mevcut Genel Başkanı Çağdaş Cengiz İşçi Partili.
© Tüm hakları saklıdır.