Hükümet temsilcileri Gezi Parkı eylemleri sürerken yaptıkları açıklamalarda direnişi "modern darbe" olarak niteledi.
Eylemcilere "çapulcu" ve zaman zaman "terörist" olarak adlandıran AKP kurmaylarının Gezi olaylarıyla ilgili yaptıkları açıklamaları derleyen Taraf'ta yayımlanan (17 Haziran 2013) haberin bir kısmı şöyle:
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış: İnşaat durdu, Başbakan Erdoğan yargı kararının bekleneceğini söyledi. Yargı, kararı olumlu bulsa bile İstanbul halkının görüşü alınmadan bir adım atılmayacak. Eylemlerle hedeflenen noktayı biz ilan etmişiz. Onun için bu saatten sonra yapılan eylem sadece ülkenin birlik ve beraberliğini bozmak isteyen, vandalizmi, terörizmi öncelikli konu hâline getirmeye çalışan bir takım bölücü örgütlerin ekmeğine yağ sürecektir. Ben özellikle bu eylemlere bugün destek veren tüm vatandaşlarımızdan rica ediyorum. Lütfen evlerine dönsünler. Şu saatten sonra orada bulunan her kişiyi devlet maalesef terör örgütünün mensubu olarak değerlendirmek zorunda kalacaktır.
AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş: Gezi Parkı olaylarının “modern bir darbe yöntemi uygulaması” olduğunu söyleyen Elitaş, şunları söyledi: “Önce halkın iradesi ile seçilse dâhi yöneticilerin diktatör, otoriter olduğuna dikkat çekeceksin deniyor. Sonra birbirleriyle biraraya gelemeyecek insanları ortak bir paydasını bulmaya çalışacaksın diyor. O da bulunuyor, ağaç sevgisi... ‘Onları biraraya toplayacaksın, o topladığın kişilerle şiddetsiz, seni durdurmaya çalışan güvenlik güçleriyle kardeş olacaksın, onları da yanına çekeceksin. O kişilerin dayandıkları güçleri alırsan sen muktedir olursun’ diyorlar. Bunlar Sırbistan’da, Ukrayna’da Mısır’da yaptıkları devrimleri anlatıyorlar.”
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ: Eğer Türkiye’de otoriter yönetim olsaydı bu eylemleri yapmayı birileri akıllarından dâhi geçiremezdi. Bugün sanal medyada provokatörlük yapanların, iftira atanların elleri o tuşlara bile varmazdı. Eylem yapanların hepsi için demiyorum büyük bir kısmı, demokratik olgunluk sınırları içerisinde tepki göstermemiş olsa bile, Türkiye’de bunun 19-20 gün sürmüş olması, parkta ve kamuya açık yollarda dâhi Anayasa “eylem yapılamaz” kuralı ortaya koymuş olmasına rağmen hükümetin, polisin bu eylemlerin sağlıklı bir şekilde olması konusunda bugüne kadar bunun devam etmiş olması Türkiye’deki demokratik olgunluğu gösterir. Aynı anda İzmir’de aynı anda Paris’te. Bir baba bile kendi evindeki çocuklarını böyle birlikte hareket ettiremiyor da bu kadar büyük bir yapı birlikte hareket ettirilebiliyorsa, bunları yöneten bir aklın olmadığını söylemek, kendilerince biraraya geldiler demek biraz safdillik olur. Bunu herkesin görmesi lazım.