Gündem

'Gezi çekişmesi'ne yargıç kararı: Gözlük ile barete derhal beraat

Siyasetçilerin, toplumbilimcilerin üzerinde tartıştığı ve uzlaşamadığı Gezi Eylemleri’ne ilişkin yargı sürecinde de eylemlerin kendisi kadar çarpıcı gelişmeler yaşanıyor

13 Aralık 2013 13:14


Yargıç ile savcı arasında "Taksim'e yüzmeye mi gittiler" sözüyle polemik havasına bürünen dosyada mahkeme, "Gözlük, baret, sirke delil olmaz. Ortada yürüyüş bile yok" yönündeki gerekçelerle 23 kişiye beraat verdi.

İstanbul ’da, Cumhuriyet Savcısı Nazmi Okumuş’un mahkemeyle arasında “gözlük polemiği”ne de yol açan davada 50. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkemesi yargıcı Halil İbrahim Çelebi, sanık ve tanık ifadelerine başvurma gereği duymadan 23 kişi hakkında beraat kararı verdi.

Burcu Ünal'ın Milliyet gazetesinden yer alan haberine göre, İstanbul’da 12 Haziran’da gözaltına alınan yurttaşlardan 23’ü hakkında Savcı Nazmi Okumuş bir iddianame hazırladı. Suçlamalar şöyleydi: ”Halkı kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne kışkırtma, toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama, görevi yaptırmamak için direnme.”

50 Asliye Ceza Mahkemesi, bu iddianameyi atfedilen suçlar ile sunulan deliller arasında bir uyum olmadığı, başka bir deyişle suçların delilsiz olduğu iddiasıyla reddetti. Ret kararında şu ifade vardı: “Maske, baret deniz gözlüğü, motorcu kaskı, flama, sirke, solüsyon, sargı bezi silah değildir. Bazı şüphelilerin atılı suçu silahlı işlediğine dair delillerin ne olduğu iddianamede yer almamaktadır.”

Savcı Nazmi Okumuş, iddianameyi tekrar yollarken, mahkemeye tepkisini şöyle dile getirdi: “Şüphelilerin deniz gözlüğü ve gaz maskeleri ile Taksim’de bulunan bir havuza yüzmek amacıyla gelmedikleri, amaçlarının olay çıkarıp güvenlik kuvvetleriyle çatışmaya girme amacı taşıdığı dosyanın münderecatı ile yapılan eylemlerden bellidir.”

Mahkemenin ikinci kararı da ilki gibi büyük bir sürpriz içeriyordu: İddianame kabul edildi, ancak sanıklar, tanıklar çağırılmadan herkese beraat kararı verildi. Mahkeme böylece, Türkiye ’de savcıların çok sık başvurduğu “dosya mündericatı” ifadesinin karar için yetmeyeceğini ortaya koydu.

Mahkemeye göre iddianame sanıkların “herhangi bir toplantı ve gösteri yürüyüşünde bulundukları, polis memurlarına karşı direndikleri”ni kanıtlamıyordu. İki sanık üzerinden çıkan biber gazlarının bir olayda ya da polise karşı kullanılmadığını kaydeden mahkeme, “ilk bakışta eylemin suç oluşturmayacağının anlaşıldığını” vurguladı ve “sanıkların derhal beraatine” karar verdi. Yine mahkemeye göre sanıklar zaten “eylem ve toplantı olmadan gözaltına alınmışlar”dı, bu dosyadan net biçimde anlaşılıyordu.