Sabah yazarı Hilal Kaplan, CHP'nin gündeminde olan olağanüstü kurultay tartışmalarını ve imza sürecini köşesine taşıdı. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun koltuğunu sağlamlaştırdığını kaydederek, "Tek başına kendi partisinden % 8 fazla oy alan İnce, bu gidişle yakında siyaset sahnesinden tamamen silinecek. Geride "81 ilde, 7 bölgede, Muharrem İnce" diye sayıklayan 'şizofrenler' kalacak gibi" diye yazdı.
Yazar, kurultay kararı için toplanan imzalarla ilgili, "Yeterli imza toplandığını iddia eden muhalifler bir türlü kameraların karşısına çıkıp gerçek rakamı telaffuz edemedi. Biri hesap uzmanı, diğeri fizikçi olmakla övünen iki kişi arasında, "625 imza var mı, yok mu?" diye soru işaretlerine gark olmuş, tenis topu takip eder gibi atışmaları izleyen yılgın ve bıkkın CHP seçmeni kaldı" dedi.
Hilal Kaplan'ın "Muhalefetin halleri" (01 Ağustos 2018) başlığıyla yayımlanan yazısında şu ifadeler yer alıyor:
"Muharrem İnce, bir süre gerçekten Erdoğan'a rakip olabileceğini sandı. O yüzden 24 Haziran akşamının hüsranı ile insan içine bile çıkamadı.
Süreci doğru yönetemedi. "Parti örgütü gereğini yapar" dedi. "İstemem, yan cebimekoyun" diyerek örgütü de harekete geçiremedi. Kılıçdaroğlu'na rakip olduğunu ilan ederek işi sağlam tutmak yerine, kaçak dövüştü. Son anda televizyonlara çıkıp çağrı yaptı ama rüzgârın yönünü değiştirmeye yetmedi.
Seçimden önce İnce'nin adaylığının Kılıçdaroğlu için bir "kazan-kazan" olacağını yazmıştık. Gelinen noktada bir taşla iki kuş vuran Kılıçdaroğlu, hem İnce'yi rakip olarak elemiş görünüyor hem de partideki koltuğunu sağlamlaştırmış oluyor. Bir sonraki kongrede, İnce taraftarı delegeleri de tasfiye ederse, değmeyin keyfine!
Olan yine CHP seçmenine oldu. Tek başına kendi partisinden % 8 fazla oy alan İnce, bu gidişle yakında siyaset sahnesinden tamamen silinecek. Geride "81 ilde, 7 bölgede, Muharrem İnce" diye sayıklayan 'şizofrenler' kalacak gibi.
Kurultay kararı için yeterli imza toplandığını iddia eden muhalifler bir türlü kameraların karşısına çıkıp gerçek rakamı telaffuz edemedi. Biri hesap uzmanı, diğeri fizikçi olmakla övünen iki kişi arasında, "625 imza var mı, yok mu?" diye soru işaretlerine gark olmuş, tenis topu takip eder gibi atışmaları izleyen yılgın ve bıkkın CHP seçmeni kaldı.
İyi Parti cephesi ise ayrı hikâye... MHP lideri Bahçeli'nin elini öpen, halini hatırını sormaya giden İyiP'liler, kendisine açıktan eleştiri getiren ve istifa eden Ergenekon mağdurları ve teşkilat üyeleri derken İPin ucunu kaçırdığını fark eden Akşener, istifa blöfüyle kendisini konsolide etmeye girişti. Evinin önüne toplanacak birkaç bin kişiyi de organize edince, sahne hazırdı. Böylelikle; 'geri dön ana' mizanseni başarıya ulaştı. Şimdilik koltuğunu sağlama almış olsa da, Meclis'teki grubunun başında olmayışı ve ideolojik olarak en ucu açık tabana sahip oluşu sebebiyle İyiP'in pek de uzun süre dağılmadan var olamayacağını ve yerel seçimlerde de CHP'nin 'koltuk değneği' olarak işlev gördükten sonra kısa vadede dağılacağını öngörmek mümkün.
Seçimden önceki sloganları "Tamam, sıkıldık" idi. Artık bunu deme sırası bizde..."