T24 - Telefon dinlemelerinin Ergenekon soruşturmasını da yöneten İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'i de kapsaması ve Yargıtay santralının da dinlenmesinin talep edilmesi yargıyı ayağa kaldırdı. Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, hiçbir mahkemenin Yargıtay'ın telefonlarını dinletemeyeceğini, dinleme için Birinci Başkanlık Kurulu'nun izni ve kararı olması gerektiğini belirterek dinlemelerin usulsüz yapıldığı imasında bulundu. Gerçeker, "Yargıtay ile ilgili bir dinleme varsa takipçisi olacağız" derken 3 Kasım 2008'de İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde alınan dinleme kararları için Yargıtay Başkanlar Kurulu olağanüstü toplandı. Acil olarak konuyu gündemine alan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) Adalet Bakanı ile bakanlık müsteşarı dışında kalan "seçilmiş üyeleri" de sert bir açıklama yaptılar. "Yargının savunma durumunda bırakıldığını, toplumda bir dinleme paranoyası ve korkusu yaratıldığını" duyuran HSYK, "Adalet Bakanı'nın telefon dinlemelerinde talep edilen içtihad girişimini bugüne kadar sonuçlandırmadığı gibi kendisine bağlı müfettişlerce dinleme yaptırması" eleştirildi. HSYK, kurulun başkanı olan Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in yargıyı ayağa kaldıran gelişmelerin önünü açtığı mesajını verdi.
Bakanlık Başsavcı Engin'i de dinletmiş"Yargının yargıyı dinletmesi" kriz yarattı. Dinleme sonrası HSYK bugün (12 Kasım 2009) yaptığı acil toplantıda konuyu gündemine aldı. Toplantı sonrası bir basın açıklaması yapan ve gazetecilerin sorularını yanıtlayan HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, "Toplumda sade vatandaş bile dinlendiği paranoyası içinde. Kurumların içine girebilecek birtakım kanunsuz, hukuksuz dinlemeler noktasına gelmiş iddialar ile karşı karşıyayız" dedi.
Belgelerin henüz HSYK'nın önünen gelmediğini, o nedenle şu an için son dönemdeki dinlemelerle ilgili bir değer yargısı ortaya koyamadıklarını belirten Özbek, "HSYK'ya disiplin yönünde intikal ettiğinde gerekli açıklama yapılacaktır. İncelemelerin bir an evvel sonuçlandırılıp kurumumuza intikalini bekliyoruz" diye konuştu.
HSYK Başkanvekili'nden HSYK Başkanı Adalet Bakanı'na tepkiHSYK Başkanvekili Özbek, adalet başmüfettişlerinin talebi üzerine yapılan dinlemelerin kanuna uygunluğunun yargı süzgecinden geçirilmesi için haziran ayında Adalet Bakanı'na başvurduklarını belirterek, "Kendisi HSYK'nın Başkanı. Ancak HSYK'nın aldığı kararın bugüne kadar Yargıtay denetimine sunulmadığını öğrendik. Ve dinlemeler sürüyor. Bu işin takipçisi olacağız" dedi.
Adalet başmüfettişlerinin dinleme kararlarını geri çevirmede hâkimlerin de sıkıntı yaşadığını söyleyen Özbek, "Tüm teşkilattan beklediğimiz; hiçbir kaygı altında kalmadan, kendilerine intikal eden bu ve benzeri başvurularda adil yargılanma hakkı, insan hakları, yasalara uygun kararlar almaları. Bu kanuna uygun kararların üretilmesi bakımından çok hassastır" dedi.
'Yargı şu anda savunma durumunda'Yargının şu an savunma durumunda bırakıldığını söyleyen Özbek, "Kuvvetler ayrılığı ilkesi, kuvvetler ayrılığı sistemini değerlendirdiğimizde yargının savunma konumuna düşürülmüş olması son derece sıkıntı vericidir. Bunu, tüm yargı mensupları olarak hep beraber yaşıyoruz. Umarım ki bundan sonra yargıyla ilgili konularda son derece duyarlı ve dikkatli davranılır. Çünkü bu Türkiye'nin, sistemin geleceğiyle doğrudan bağlantılı bir durumdur" diye konuştu.
'Salt şüpheye dayanarak dinleme yapılamaz'Yargıtay'da ortaya çıkan dinleme olayının "normal" bir durum olmadığının altını çizen Özbek, salt şüpheye dayanarak dinleme yapılamayacağını vurguladı ve "CMUK'ta koşullar bellidir" dedi.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) seçilmiş üyeleri tarafından yapılan açıklamada, Adalet Bakanı'nın, yüksek kurulun aldığı kararların gereğini yerine getirmediği vurgulanarak, Adalet Bakanlığı'nın kendisine bağlı Adalet Müfettişleri eliyle hakim ve cumhuriyet savcıları hakkında iletişimin tespiti, dinlenilmesi ve kayda alınması uygulamasını sürdürdüğü bildirildi.
HSYK'nın 'seçilmiş' üyelerinin tepkisi
Adalet Bakanı ile müsteşarının "atanmış" üye olarak yer aldığı HSYK'nın toplantısından sonra yapılan açıklamaya, kurulun bu şekilde oluşumuna tepki de içeren bir başlık kondu. "HSYK'nın Seçilmiş Üyelerinin Basın Açıklaması'' başlığıyla yapılan yazılı açıklamada, son zamanlarda kamuoyunu yoğun bir şekilde meşgul eden ve sade vatandaşlarda dahi dinlenildiği ve izlendiği endişesi yaratan iletişimin tespiti, dinlenilmesi ve kayda alınmasıyla ilgili uygulamaların HSYK tarafından dikkatle takip edildiği kaydedildi.
'Günlük yaşamda bile insan hakkı ihlaliyle korku yaratıldı'
''Türkiye'de böyle bir korkunun yaratılmış olması günlük yaşamda bile insan hakları ihlali olarak değerlendirilmektedir'' denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
''HSYK, Adalet Bakanı'nın emri veya onayıyla bakan adına görev yapan Teftiş Kurulu'na bağlı Adalet Müfettişlerinin talebi üzerine CMK'nın 135. maddesi kapsamında hâkim ve cumhuriyet savcılarına ait telefonlarla ilgili iletişimin tespiti, dinlenilmesi ve kayda alınması yolunda bir mahkemece verilen kararın kanun yararına bozulması için Yargıtay'a başvurulması yönünde 11 Haziran 2009 tarih ve 331 sayılı kararı almıştır. Adalet Bakanı'nın da başkanı olduğu Yüksek Kurul'un bu kararın gereği Adalet Bakanlığı'nca bugüne kadar yerine getirilmediği gibi bu konuda Yüksek Kurul'a herhangi bir bilgi de verilmemiştir.
'Adalet Bakanı önlemediği gibi müfettişleriyle dinletti'
Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in, "hâkim ve savcı telefonlarının dinlenmesi yolunda içtihad oluşturulması için Yargıtay'a başvurulması yönündeki girişimi önlediği gibi kendisine bağlı müfettişlerce telefonları dinletmesine" tepki gösterilen HSYK açıklamasında şöyle devam edildi:
"CMK'nın 309. maddesinde düzenlenmiş bulunan kanun yararına bozma müessesesi Adalet Bakanı'na tanınan bir hak değil, anılan madde ile verilen yasal bir görevdir. Verilen kararın hukuka uygun olup olmadığı konusunda Yargıtay denetimine başvurulması istenen HSYK, anayasal bir kuruluştur. Adalet Bakanı, kendisinin başkanı olduğu yüksek kurulun aldığı kararın gereğini yerine getirmediği gibi, aksine kendisine bağlı Adalet Müfettişleri eliyle hâkim ve cumhuriyet savcıları hakkında iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması uygulamasını sürdürmüştür. Bu durum, kabul edilemeyen, anlaşılamayan bir tutum olup, kanun yararına bozma başvurusunda bulunmanın sadece Adalet Bakanı'nın takdirine bırakıldığı görüşüyle açıklamak mümkün değildir. HSYK, aldığı kararların Adalet Bakanlığı tarafından ivedilikle yerine getirilmesini beklemekte olup, bunun takipçisi olacaktır.''
Yargıtay Başkanı Gerçeker usulsüz dinlemeden kuşkulu
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker de, Yargıtay'a gelişinde gazetecilerin telefon dinlemelere ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, Yargıtay Birinci Başkanlığı telefonlarının dinlendiğine ilişkin haberleri hatırlatması üzerine Gerçeker, konunun araştırıldığını, bilgilerin istendiğini ve bilgiler geldikten sonra gereğinin yapılacağını söyledi.
Gerçeker, "Yargıtay ile ilgili bir dinleme varsa biz onun takipçisi olacağız. Yargıtay'ın telefonlarının dinlenebilmesi için Birinci Başkanlık Kurulu'nun izni olması lazım, karar olması lazım. Onun dışında Yargıtay'ın telefonlarının dinlenmesi mümkün değil" diye konuştu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in de örgüt soruşturması kapsamında dinlendiğinin hatırlatılması üzerine Gerçeker, devam eden davalarla ilgili bir şey söyleyemeyeceğini ifade etti.
Yargıtay Başkanı Gerçeker, hâkim ve savcıların dinlenmeleriyle ilgili birbiri ardına belgeler ortaya çıktığının ifade edilmesi üzerine de konunun Yargıtay kurullarında değerlendirileceğini, daha sonra basına ve kamuoyuna bilgi verileceğini söyledi.
‘Yargıtay dinlendiyse durum cidden vahim’Gerçeker, konuya ilişkin olarak, “Böyle bir durum varsa son derece vahimdir. Çünkü, hiçbir mahkeme, Yargıtay’ın telefonlarının dinlenmesi için karar veremez” dedi. Gerçeker, şunları söyledi:
“Dinlemeleri yapan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı devlet tarafından kurulmuş, ancak belli suçlar için mahkeme kararıyla telefonları dinleme yetkisi verilmiş bir kamu kuruluşudur. Yargıtay bağımsız bir kurum olduğu için Yargıtay’da yapılacak telefon dinlemesi, ancak Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu izniyle olur.
Hiçbir mahkeme Yargıtay’la ilgili dinleme kararı veremez. Yargıtay’ın telefonlarının dinlendiğine ilişkin haberleri dikkate alıp Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan istediğimiz raporun gelmesini bekliyoruz. Yargıtay’ın telefonlarının dinlendiği ortaya çıkarsa gereği neyse yapacağız. Eğer hukuka aykırı bir dinleme yapıldıysa vahim bir durum. Bizim telefon dinlemeleriyle ilgili açıklamalarımız, Yargıtay’ın kesinleşmiş kararları var.”
'Çatı yıkılır, hepimiz altında kalırız' Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulu Başkanı Osman Şirin de, NTV'ye yaptığı açıklamada, telefon dinlemelerini ağır ifadelerle eleştirdi. Dinlemeleri hukukilik açısından eleştiren Şirin, "Bu yapı çökerse hepimiz altında kalırız" ifadesini kullandı.
250 hâkim ve savcı dinlenmiş olabilir
NTV'nin ortaya çıkarmasının ardından kamuoyuna yansıyan haberlere göre, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nda yapılan inceleme, Yargıtay 1. Başkanlığı'nın santral telefonlarının Adalet Bakanlığı'nın isteğiyle dinlendiğini ortaya koydu. Radikal, bu santrali kullanan 250 hâkim ve savcının telefon konuşmalarının dinlenmiş olabileceğine işaret etti.
Diğer dinlenenlerAdalet Bakanlığı'nın meslekten ihracını istediği Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YAR-SAV) Başkanı ve Yargıtay Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "kayıp trilyon" davasında yargılanmasını talep eden Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'i de dinlettiği ortaya çıkmıştı.
Ergenekon soruşturmasını İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olarak yöneten Aykut Cengiz Engin'in, ev, iş ve cep telefonu numaralarının, yani bütün telefonlarının dinlendiğinin ortaya çıkmasının ardından Yargıtay santralinin de aynı karara konu olduğu kamuoyuna yansımıştı. (
www.t24.com.tr)