“İnsanlarla bu şekilde oynanmamalı.” Duisburg-Essen Üniversitesi profesörlerinden Ferdinand Dudenhöffer Amerikan otomobil devi General Motors’a olan kızgınlığını bu sözlerle ifade ediyor. Zira yaklaşık 5 yıldır ana şirketin Avrupalı kardeş firmaları Alman Opel ve İngiliz Vauxhall çalışanları işlerini kaybetme tehlikesiyle burun buruna yaşıyor. General Motors daha şimdiden binlerce işçinin işine son verdi ancak buna rağmen Avrupalı şirketler zarardan kurtulamadı.
Avrupa’da yaşanan borç krizi nedeniyle otomobil satışları düşmüş durumda. General Motors da bu nedenle üretimi azaltma yoluna gidecek. Söylentilere göre önce İngiliz Vauxhall Ellesmere Port Fabrikası kapatılacak, Opel’in Astra modelinin üretimi buraya kaydırılacak. Zafira modelinin ise Bochum kentinde üretimine son verilecek ve buradaki tesisler kapanacak. Üretim Frankfurt yakınlarındaki Rüsselsheim kentindeki tesislere taşınacak. Ancak tüm bunlar söylenti, iddia ve kulaktan dolma bilgi olmaktan öteye gitmiyor. Opel’in sözcüsü ise bu haberler hakkında şu yorumu yapmakla yetiniyor: “Bir dizi şey düşünülüyor ancak henüz bir karar verilmedi.”
'Kovboy zihniyeti'
“Bu bir kovboy zihniyeti” diyen Dudenhöffer şunları belirtiyor: “General Motors’un iletişim politikası tam bir felaket. Sürekli ortaya birkaç lokma atıyorlar ve böylece basını ve kamuoyunu Opel’e karşı hassas hale getiriyorlar.” Dünyada hiçbir otomobil üreticisinin böyle bir iletişim yoluna gitmediğini belirten Dudenhöffer “Sadece General Motors şirketleri ve markaları için sürekli negatif manşetler attırıyor ve insanları da derin bir belirsizliğin içine sokuyor. Kötü olan bunun sürekli yapılması” diyor.
General Motors’un Avrupa’da eşzamanlı olarak bir dizi sorunu var: Kötü satış rakamlarının yanı sıra şirket yüksek işçilik maliyetiyle de karşı karşıya. Dudenhöffer’in verdiği rakamlara göre “Bir Opel Astra’nın Almanya’da üretilmesi, şirkete Macaristan’da ya da Polonya’da üretilmesinden 1500 euro daha pahalıya geliyor.” Güney Kore’de ise üretimin çok daha ucuz olduğunu ekliyor.
'Avrupa dışına açılmak mümkün değil'
Üretimi canlandırmak için Avrupa dışı pazarlara açılmak da bir çözüm değil, zira bu kez de dile getirilmese de Çin'in yüzde 30'luk ithalat vergisi gündeme geliyor. Otomobil uzmanı Dudenhöffer, Opel'in Almanya'da ürettiği otomobilleri Asya pazarında satmasının tamamen imkansız olduğunu belirtiyor: “İş birkaç tane otomobili gemiye yükleyip Çin’e göndermekten ibaret değil. Yüzlerce milyon euroluk bir işletme ağı kurmak ve reklam yapmak gerekli.” Otomobil uzmanı bunun yerine Opel’in modellerini tıpkı Volkswagen’in yaptığı gibi Çin’de üretmesinin çok daha mantıklı olduğunu belirtiyor. Zira bu durumda ithalat vergisinden kurtulmuş olunuyor. Tabi bu durumda Alman fabrikalarında çalışan işçiler de işini kaybediyor.
Rüsselsheim, Bochum, Kaiserslautern ve Eisenach’ta çalışan 22 bin işçi endişeli. Prof. Dr. Dudenhöffer bir tek Rüsselsheim’daki merkez üretim tesislerindeki çalışanların gerçekten güvenli olabileceklerini ancak burada dahi bir takım küçülmelerin yaşanmasının mümkün olduğunu söylüyor.
'Siyaset kurumu da hatalı'
Almanya'da siyaset kurumunun Opel'e ilgi göstermemesini de eleştiriyor ve bu konuda İngiltere ile bir kıyaslama yapıyor: “Besbelli ki İngiliz siyasetçiler, kapanmaya namzet olan Ellesmere Port fabrikasının kapatılmamasını sağlayacak şekilde, General Motors ile konuşmanın gereğini kavradılar.” Alman siyasetçiler ise adeta bir “yorgun savaşçı” gibi hareket etti. Kuzey Ren Vestfalya eyalet yönetimi Opel gibi kaybeden bir kuruluşla işbirliğine yapmak istemedikleri yönünde bir izlenim yarattı.
Bu izlenim kısa süre sonra değişti. Üretimin Bochum’dan İngiltere ve Polonya’ya kaydırılabileceği gündeme geldikten sonra Opel fabrikalarının bulunduğu dört eyaletin başbakanları yüzünü General Motors’a döndü. “Çalışanların arkasındayız” mesajı veren ortak bir açıklama yapıldı. Ancak Ferdinand Dudenhöffer bu destek konusunda çok geç kalındığına inanıyor ve tüm bu değerlendirmelerin sonucunda Bochum’daki Opel tesislerinin 2015 yılında kapanacağını öngörüyor.
(Deutsche Welle Türkçe)
