Hürriyet yazarı Mehmet Yakup Yılmaz, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi öncesinde Millî İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) "Hakan Fidan alınacak" ihbarı yapan Binbaşı O.K.'nın burada verdiği ifadede darbe girişiminden söz etmediğini söyledi. Söz konusu ifadesini Genelkurmay Başkanlığı'nda çalışan bir yetkiliye dayandıran Yılmaz, "Binbaşı O.K., üç helikopterin katılacağı bir operasyon yapılacağından, MİT Müsteşarı’nın kaçırılacağından ya da Müsteşar’a yönelik bir suikast girişimi ihtimalinden söz etmiş" diye yazdı.
Yeni Şafak'ta Osman Özgan'ın imzasıyla yayımlanan haberde, Binbaşı O.K.'nın MİT'e verdiği ifadede şunları söylediği iddia ediliyordu:
"Kimlerin bu işin içinde olduğunu bilmediğim için sıralı amirlerime de bu durumu söyleyemedim. Saat 13.55 gibi izinsiz mesaiyi terk ettim. Deniz Binbaşı’ya “ben uçamam” şeklinde mesaj attım. Bindiğim taksi beni saat 14.20 gibi MİT’in kapısına bıraktı. Kapıdaki görevliye kimliğimi göstererek “TSK içindeki paralelcilerle ilgili bilgi vermek için geldim” dedim. 14.30’u biraz geçe beni içeri aldılar, güvenlik kapılarından geçtik ve toplantı odasına vardık. Gelen 2 kişiye “Bir helikopter Hakan Fidan’ı alacak, diğer helikopterin ne yapacağını bilmiyorum” dedim. Bana ne olabileceğini sordular.
"Büyük bir faaliyet olabileceğini hatta darbe faaliyeti olabileceğini söyledim. Bu kişi bana ‘Hakan Fidan’ı almaktan kasıt ne?’ diye sordu. Ben de “çok kan akacak” dediklerine göre bu faaliyetin iyi niyetli bir faaliyet olmadığını söyledim. Hatta kendilerine YAŞ kararlarında FETÖ’cülere karşı büyük bir temizlik olabileceği sürekli yazılıyor, bu nedenle YAŞ öncesinde bir darbe faaliyeti olabileceğini söyledim."
Mehmet Yakup Yılmaz'ın "Binbaşı O.K. ‘darbe ihbarı’ yapmamış" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Binbaşı O.K.’nın 11 Ağustos 2016 tarihinde savcılıkta verdiği ifadede “darbe girişimi ihtimalinden” de söz ettiği ile ilgili haberler üzerine geçen gün bir yorum yazmıştım.
Genelkurmay Başkanlığı’ndan bir yetkili ile dün konuştum. İsmini veremeyeceğimi anlayışla karşılamanızı bekliyorum.
Binbaşı O.K.’nın MİT’te verdiği ifadede “darbe girişiminden” söz etmediğini vurguladılar.
Binbaşı O.K., üç helikopterin katılacağı bir operasyon yapılacağından, MİT Müsteşarı’nın kaçırılacağından ya da Müsteşar’a yönelik bir suikast girişimi ihtimalinden söz etmiş.
MİT’teki ifadesinde “darbe girişimi” ile ilgili bir ihbar ya da imada bulunmamış.
Bu durumda şunu söyleyebiliriz:
Genelkurmay Başkanı ve zamanın İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve MİT Müsteşarı, bu kaçırma planının bir darbe girişimiyle ilişkili olabileceğini değerlendirmemişler.
Gerçi zırhlı birliklerin kışla dışına çıkışının yasaklanması ve Türkiye hava sahasının uçuşa kapatılması ile ilgili emirler vermelerinden bu olasılığı da gözettikleri anlaşılıyor ama belli ki bu emirler yeterli olmamış.
Acaba Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı’nın ifadesinde söylediği gibi birliklerin terk edilmesinin yasaklandığına ilişkin bir emir daha verilmiş olsaydı, durum değişebilir miydi?
Mesela Albay Hakan Keleş’in, tuğgeneral rütbesindeyken darbe girişimine katılan Ünsal Coşkun’un emir-komuta zinciri dışındaki emrini dinlemeyip, Malatya’daki üste her helikopterin başına bir asker dikerek uçuşları engellemesi, darbe girişimcilerinin hesaplarını bozmuş.
Acaba kanunlara ve devlete bağlı diğer askerler de birliklerinde kalabilselerdi, durum değişebilir miydi?
MİT Müsteşarı’na yönelik helikopter ile yapılacak bir kaçırma ya da suikast olasılığı ihbarının alınmasından sonra Genelkurmay Başkanı’nın, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak’a, Kara Havacılık’a gidip, durumu kontrol etmesi emri verdiğini ve Orgeneral Çolak’ın da 18.36’dan, 21.08’e kadar Güvercinlik üssünde denetim yaptığını biliyoruz.
Kara Havacılık’taki darbeciler ile ilgili iddianameye göre, o gün Güvercinlik’te 1. Kara Havacılık Alay Komutanlığı’na ait taarruz helikopterleri tüm bakımları yapılmış, uçuşa hazır olarak uçuş hattında bekletiliyormuş.
İddianameye göre normal olarak, helikopterlerin mühimmatsız olarak hangarlarda bulunması da gerekiyormuş.
Denetleme yapıldığı sırada Sikorsky S-70 tipi helikopterler de park alanında uçuşa hazır olarak beklemedeymiş.
Orgeneral Çolak’ın bu durumu fark etmesinin darbeciler tarafından engellendiği, dikkatinin başka yerlere çekildiği anlaşılıyor.
Orgeneral Çolak bu durumu fark edebilmiş olsaydı darbe girişimi yine yapılabilir miydi, bilmemiz zor.
Ancak darbeye kalkışan grubun hareket tarzına bakınca ve bazı birlikleri doğrudan komutaları altına almış oldukları da hesaba katılınca, bu kalkışmanın yine yapılacağını söylemek de mümkün.