Gündem

Gelecek Partili Özdağ, YSK ile ilgili sözleri nedeniyle ifade verdi

"Kesinlikle halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek gibi bir niyetimiz de cümlemiz de yoktur; asla olmaz"

27 Ocak 2022 18:20

Gelecek Partili Selçuk Özdağ, Yüksek Seçim Kurulu üyeleri ile ilgili sözleri nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında bugün Ankara Adliyesi'ne giderek Cumhuriyet Savcılığına ifade verdi.

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Selçuk Özdağ, Yüksek Seçim Kurulu üyeleri ile ilgili sözleri nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan 'heyet halinde çalışan kamu görevlilerini alenen tehdit' ve 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik' suçlamalarıyla hakkında başlatılan soruşturma kapsamında Ankara Adliyesi'ne giderek Cumhuriyet Savcılığına ifade verdi.

İfadesinin ardından basın açıklamasında bulunan Özdağ, "Bir suç işleme kastımız yoktur, kesinlik bir tehdit dilimiz yoktur. Kesinlikle halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek gibi bir niyetimiz de cümlemiz de yoktur. Asla olmaz. Biz Gelecek Partisi olarak kamplaştırmaya, kutuplaştırmaya, ötekileştirmeye değil barışa ve kardeşliğe doğru yürüyoruz” dedi.

Partililer eşlik etti

İfade vermek için adliyede bulunan Özdağ’a; Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcıları Ayhan Sefer Üstün, Feramuz Üstün, Aile ve Sosyal Politikalar Başkanı Seren Yıldız Öztürk, Adalet Politikaları Başkanı Ali Aydın, Parti Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Seymen, Manisa İl Başkanı Nurten Onultmak, Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkan Yardımcıları Hakverdi Altuğ, Tacettin Türeli, Mehmet Erman, Buket Döndü Bal, Pursaklar İlçe Başkanı Zekeriya Ersarı, Ankara İl Başkanlık Kurulu üyeleri ve Gençlik Kolları başta olmak üzere çok sayıda partili ‘yalnız değilsin’ mesajı vererek eşlik etti.

"Kamplaştırmaya, kutuplaştırmaya, ötekileştirmeye değil barışa ve kardeşliğe doğru yürüyoruz"

Savcılık ifadesinin ardından basın açıklamasında bulunan Özdağ, “Zamanında yapılacak bir seçimde Sayın Erdoğan’ın üçüncü kez aday olup olmayacağı sorulduğunda, anayasanın 101. maddesi açık ve sarihtir: Aday olamaz, ancak bir erken seçim kararı alındığında aday olabilir. Buna rağmen ‘velev ki’ diye bir gazeteci ‘Yüksek Seçim Kurulu Üyeleri sayın Erdoğan’ın adaylığını kabul ederlerse bir siyasetçi olarak ne yaparsınız?’ diye sordu. Biz de meşru, hukuki, ahlaki zeminde Yüksek Seçim Kurulu Kararları yargıya götürülmediği için ‘milletimize şikayet ederiz, demokratik hakkımızı kullanır, bir yandan seçim sathı mahalinde görevimizi yaparız, diğer yandan milletimize anayasayı çiğnediklerini anlatır ve çiğnetmeyiz, çiğnetmeyeceğiz deriz’ şeklinde konuştuk ve ifademizi de bu şekilde verdik. Bu bir ifade özgürlüğüdür bizler demokratik tepkilerimizi herkes hukuk sınırları içinde kalsın diye veriyoruz. Bir suç işleme kastımız yoktur, kesinlik bir tehdit dilimiz yoktur. Kesinlikle halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek gibi bir niyetimiz de cümlemiz de yoktur. Asla olmaz. Biz Gelecek Partisi olarak kamplaştırmaya, kutuplaştırmaya, ötekileştirmeye değil barışa ve kardeşliğe doğru yürüyoruz” dedi.

"Özdağ’ın sözlerinin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerekiyor"

Özdağ’ın ardından konuşma yapan Gelecek Partisi, Politika İzleme Kurulu, Aile ve Sosyal Politikalar Başkanı Avukat Seren Yıldız Öztürk, "Türkiye Cumhuriyeti Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini kabul etmiş ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) yargı yetkisini tanımış bir devlettir. AİHM kararlarında da ifade özgürlüğü demokratik bir toplumun gelişmesi ve bireyin güçlenmesi için temel koşullardan kabul edilir. Yine AİHM sivil yurttaşlara oranlar siyasetçilerin ifade özgürlüğünün kapsamı daha geniştir diye belirtir. Çünkü siyasetçilerin bir de muhalefet etme özelliği vardır. Selçuk Bey bundan 1 yıl evvel bir saldırıya maruz kaldı. O saldırıda dahi kendisine yönelik eylemlerden dolayı kışkırtıcı, bölücü, ayrımcılık içeren hiçbir ifadesi olmadığı gibi saldırıda bulunanlara yönelik hep ‘sizler gençsiniz kullanılıyorsunuz, kendinizi kullandırmayın’ diyerek o saldırgan gençleri mağdur olarak nitelemiştir. Dolayısı Sayın Özdağ’ın sözlerinin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek ifadesini verdik” şeklinde konuştu.

"Muhalifler adliyeye getirilmek zorunda bırakılıyor"

Bir sonraki konuşmayı Gelecek Partisi Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Hasan Seymen yaptı. Seymen, “Müvekkilimiz ifadesini verdi. Türkiye’de iktidar kanadının söylediği hiçbir şey suç teşkil etmezken, muhalefet kanadından söylenenler hiçbir suç unsuru barındırmamasına rağmen maalesef kavuşturma sebebi yapılıp, muhalifler adliyeye getirilmek zorunda bırakılıyor. Biz hukukçular olarak ifade ve basın özgürlüğünü savunmaktayız. Müvekkilimiz bir siyasetçi, siyasetçi sıfatı ile ülkenin durumu ve seçimlerle ilgili ifade vermekte serbesttir bu kısıtlanamaz. Türkiye bir hukuk devletidir. Biz hukuk çerçevesinde siyasetimizi yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

"Gösterilen tavır çifte standarttır"

Gelecek Partisi Politika İzleme Kurulu, Adalet Politikaları Başkanı Avukat Ali Aydın ise adliye önünde yaptığı açıklamada, “Selçuk Bey özü itibari ile ‘Sayın Cumhurbaşkanının 3. kez aday olma’ ihtimaline karşı görüş ve düşüncesini ifade etmiştir. Yüksek Seçim Kurulunu hukuka uygun davranma konusunda ihtar etmiştir. Kamu görevlilerinin anayasaya uygun davranmaları hususunda yapılan bir ihtarın bir suç soruşturmasına konu edinilmesi ülkemiz adına talihsizdir. Bunu kapalı toplum anlayışı olarak görüyorum. Sayın Süleyman Soylu’nun geçmişte çok daha ağır ifadeleri vardır Yüksek Seçim Kuruluna karşı maalesef adliyemiz hukukumuz o konuda bir soruşturma açmamışken Selçuk Beye gösterdikleri tavır bir çifte standarttır” diye kaydetti.

"Özdağ'ın söylemleri her zaman kucaklayıcı olmuştur"

Son olarak konuya dair konuşma yapan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Avukat Ayhan Sefer Üstün, Selçuk Özdağ’ın 30 yıldır siyaset yapmakta olduğunu, son 15 yıldır kendisini yakinen tanıdığını ifade ederek, “Selçuk Özdağ’ın söylemleri her zaman kucaklayıcı olmuştur. Son beyanatında da yine Yüksek Seçim Kurulu Üyelerine anayasal görevlerini hatırlatmıştır. Bu beyanları karşısında Yüksek Seçim Kurulu dahi bir rahatsızlık duymamış, herhangi bir şikâyette de bulunmamıştır. Fakat son yıllarda karşılaştığımız bir olay olan ‘resen’ soruşturma açmak gibi bir uygulama başladı. Türkiye’de ağzını açana soruşturma daha ilerisi tutuklama gibi bir yönteme geçildi. Söylenen sözlerin bir suçla ilgisi alakası yok. Tamamen ifade hürriyeti çerçevesinde eleştiri mahiyetli sözlerdir. Savcımıza bu konuda gerekli açıklamalar yapıldı. Biz bu dosyanın takipsizlikle sonuçlanacağından eminiz ama sadece bize yapılan bu işlemleri ortaya dökmekle kalmıyor diğer vatandaşlarımıza da yapılmaması için örnek teşkil etmesini istiyoruz. Türkiye artık uluslararası standartlarda ifade özgürlüğünün, adaletin yerleştiği bir ülke olsun istiyoruz. Selçuk Özdağ bu tür yargılamalardan ürkecek birisi değildir ama normal vatandaşımız bu kadar cesur olmayabilir. Türkiye’yi bu tür anlamsız soruşturmalara konu eden ülke olmaktan artık çıkarmalıyız!” dedi.