Ekonomi

Gedik Yatırım: Sıkı para politikası korunursa TL mevcut seviyelerde dengelenir; hatta dışsal faktörlere bağlı olarak bir miktar değerlenebilir

28 Nisan 2021 13:56

Gedik Yatırım, Türkiye ve dünya piyasalarını mercek altına alan Gedik Yatırım Nisan 2021 Strateji Raporu’nu açıkladı. 2021 yılının ikinci çeyrek ve ötesi beklentilerine yer verilen raporda kısa vadede TCMB’nin (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası) faiz politikasında değişiklik yapmayabileceği, ancak yılın ikinci yarısından itibaren parasal gevşeme konusunda geçmişe göre daha cesur davranabileceği öngörülerine yer veriliyor. Buna bağlı olarak, bozulan yabancı yatırımcı algısında bir iyileşmenin zaman alabileceği vurgulanıyor. Raporda mali teşvik paketlerinin de desteğiyle, ABD ekonomisi başta olmak üzere küresel büyüme sonucu emtia ve navlun fiyatlarındaki artışların, küresel çapta enflasyonun yükseleceği endişelerini beslediğine de yer veriliyor. 

Rapora göre, aşılama hızında ABD ve İngiltere dışında hedeflerin çok gerisinde kalınmasına ve tüm dünyada vaka artışları ve kısıtlamalara rağmen, global ekonomik aktivitedeki ivmelenme ilk çeyrek boyunca devam etti. Küresel ekonomik aktivitenin artması sonucu IMF yüzde 5,2 seviyesindeki 2021 yılı global ekonomik büyüme tahminini, Ocak’ta yüzde 5,5’e, Nisan’da da yüzde 6,0’ya revize etti. En dramatik revizyon ise hem aşılamaya ilişkin daha hızlı gidişat, hem de 900 milyar dolar  ve 1,9 trilyon dolarlık iki ayrı mali teşvik paketinin desteğiyle ABD ekonomisi için oldu. IMF ABD ekonomisine ilişkin büyüme tahminini, Ocak raporunda yüzde 3,4’ten yüzde 5,1’e, Nisan raporunda ise yüzde 6,0’ya revize etti. ABD’nin 2021 yılı büyümesine ilişkin olarak, piyasada yüzde 8,0’e varan tahminler bulunuyor.

Yabancı yatırımcı algısında önemli bir bozulma oldu

Yurt içinde ise mart ayında Merkez Bankası'ndaki değişiminin, TL varlıklarda çok ciddi volatiliteye yol açtığına işaret edilen raporda, bozulan yabancı yatırımcı algısında kısa vadede önemli bir iyileşme olması beklenmediği vurgulanıyor. Raporda son 1 aylık dönemde hisse senedi ve tahvillerden yaklaşık 2,5 milyar dolarlık sermaye çıkışı yaşandığına da dikkat çekildi.

Raporda önümüzdeki dönemde sıkı para politikası duruşunun korunması halinde, TL’nin mevcut seviyelerde dengelenmesini, hatta dışsal faktörlere de bağlı olarak bir miktar değerlenmesi olasılığına da yer veriliyor.

TL, 2013 yılından beri negatif ayrışıyor

Mevcut enflasyon eğiliminin kısa vadede para politikasında gevşemeye izin vermediği belirtilen raporda, politika faizinin yıl sonunda yüzde 17,0 olacağı beklentisine yer verilirken, TCMB’nin yılın geri kalanında daha yüklü bir indirim süreci yürütmesi ihtimaline de işaret ediliyor.

Gedik Yatırım Nisan 2021 Strateji Raporu’nda, TL’nin yılın genelinde zayıf kalabileceği ve daha önce 7,90 olarak öngörülen yıllık ortalama dolar /TL kurunun halihazırda 8,20-8,25 olarak beklenildiği belirtiliyor.  

Raporda daha önce nisan ayında kabaca yüzde 17,0 seviyesinde zirve yapmasını beklenen TÜFE enflasyonunda mayıs ayında yüzde 18’li seviyelerine ulaşması öngörülüyor. Gedik Yatırım aynı zamanda daha önce yüzde 11,3 olarak açıkladığı sene sonu TÜFE enflasyonu tahminini yüzde 15,0 olarak revize ediyor.

Raporda turizm ve inşaatta yaşanan devam eden zayıflığa karşın, imalat sanayi aktivitesinin halen çok güçlü seyrettiğine vurgu yapılırken, son dönemde parasal koşullardaki sıkılaşmanın, özellikle iç talepte kayda değer bir geri çekilme ihtimaline de yer veriliyor. Raporda, yılın ikinci yarısında negatif büyüme öngörülerine karşın, mevcut büyüme momentumu da dikkate alınarak tüm yıla ilişkin GSYH büyüme tahmini yüzde 3,5’te muhafaza ediliyor.

Bütçe açığına ilişkin olarak raporda, devam eden güçlü vergi tahsilat performansı, kurumlar vergisi oran artışı ve hedeflerin çok üzerinde enflasyon nedeniyle, hükümetin 2021 yılı vergi geliri projeksiyonunun yaklaşık 65-70 milyar TL kadar aşılabileceği vurgulanırken, faiz-dışı harcama tarafında, yüzde 9,2’lik nominal artış hedefinin tutturulması da pek mümkün görünmediğine dikkat çekiliyor. Raporda “Bunlara bağlı olarak, 2021 yılı sonunda merkezi bütçe açığı/GSYH oranının yüzde 4,0’ün biraz üzerinde (yüzde 4,1 civarında) gerçekleşebileceğini düşünüyoruz” deniliyor.

Kısa vadede para politikasında gevşeme yok

Öte yandan, rapora ilişkin bilgiler veren Ekonomist Serkan Gönençler, mevcut enflasyon görünümünün kısa vadede para politikasında bir gevşemeye izin vermediği söyledi. Gönençler, sıkı para politikası duruşunun korunması ve kurda ek değer kayıplarının önlenmesi durumunda, üçüncü çeyrek içinde, muhtemelen Ağustos ya da Eylül’de bir faiz indirim süreci görülebileceğine dikkat çekti. “Mevcut durumda, politika faizini sene sonunda yüzde 17,0 civarında öngörmekle birlikte, TCMB’nin daha yüklü bir indirim süreci yürütmesi ihtimalini göz ardı etmiyoruz. Son PPK metninden “gerekmesi durumunda ek faiz artışı yapılacağı ifadesinin” çıkarılması, TCMB’nin şartlar izin verdiğinde faiz indirim sürecini başlatma niyetini yansıtıyor olabilir.  Özetle, bozulan yabancı yatırımcı algısında kısa vadede önemli bir iyileşme olmasını beklemesek de, sıkı para politikası duruşunun korunması, TL’nin mevcut seviyelerde dengelenmesini, hatta dışsal faktörlere de bağlı olarak bir miktar değerlenmesini sağlayabilir. Öte yandan, yapılacak erken bir faiz indirimi TL’de sert satışlara yol açarak, sonrasında para politikasında ek sıkılaştırma ihtiyacı doğurabilir. TCMB’nin kademeli faiz indirimine ilişkin zamanlaması, iç politikaya ilişkin ve jeopolitik gelişmeler (ABD, Rusya ve AB ile ilişkiler) ile birlikte küresel risk iştahının seyrine de (özellikle ABD 10-yıllık tahvil faizlerine ilişkin gelişmeler) büyük ölçüde bağlı olacak “şeklinde konuştu.