T24- "Gazze'ye Özgürlük Filosu" adlı girişimle 4 kargo ve 5 yolcu gemisi hazırlayan insani yardım kuruluşları, 5 bin tondan fazla yardım malzemesini, aralarında milletvekilleri, gazeteciler ve sanatçıların bulunduğu 600 kişiyle birlikte Gazze'ye ulaştıracak.
Cımhuriyet gazetesinin haberine göre, Brüksel'de basın toplantısı düzenleyen Gazze'ye İnsani Yardım İçin Avrupa Girişimi Başkanı Arafat Şükri, herhangi bir doğal felakette mahsur kalan birkaç insan için helikopter, uçak ve gemilerini seferber eden Batılı ülkelerin Gazze'de ambargo altında en temel ihtiyaç maddelerinden bile yoksun olarak hayatlarını idame ettirmeye çalışan ve "insan yapımı felaketle boğuşan" bir buçuk milyon insan için hiçbir şey yapmamasının "modern zamanların en büyük ikiyüzlülüğü" olduğunu söyledi.
İsrail'in Gazze'ye insani yardım götüren bir gemiyi geçen yıl Haziran ayında batırarak içindekileri tutukladığını hatırlatan Şükri, İsrail yönetimini "bu tür zalimce eylemlerden caydırmak için" her kesimden daha büyük bir kalabalıkla ve daha çok insani yardımla ambargoyu delme kararı aldıklarını anlattı. Şükri, İsrail'in tüm engelleme çabalarına rağmen, adını İsrail ordusuna ait bir buldozerin ezdiği Amerikalı barış eylemcisi Rachel Corrie'den alan ilk yardım gemisinin İrlanda'dan hareket ettiğini, Akdeniz'de Türkiye ve Yunanistan'dan kalkacak gemilerle birlikte "dayanışma filosu" oluşturarak Gazze'ye ulaşacağını bildirdi.
'Tek korkum annemi bir daha görememek'
"Gazze'ye Özgürlük Filosu" için İsveç'te yardım kampanyası düzenleyen İsrail doğumlu Yahudi sanatçı Dror Feiler, "Gazze'de yaşanan dramı bildiğimiz halde tepki vermeyerek insanlık onurumuzu kaybediyoruz. Gazze'deki insanlara yardım ederken kendi insanlık onurumuzu da kurtaracağız" dedi. Feiler, İsrail yönetiminin Gazze halkını "yaşa dışı ve toplu cezalandırma" yönteminin ve buna destek olan ya da ses çıkarmayan ülkelerin uluslararası hukuku ihlal ettiğini söyledi.
Dror Feiler, "İş konuşmaya gelince AB çok başarılı. Bazı Avrupalı bakanlar Gazze'deki dramı yerinde görüyor ve insanlığa karşı işlediği suçlar nedeniyle İsrail'i kınıyorlar. Döndüklerinde hiçbir şey yapmıyorlar. Doğruyu konuşuyorlar, ama icraatları sorunlu. İnsanlığa karşı suç işleyen İsrail'i Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyesi yaparak ödüllendiriyorlar. Hükümetler bir şey yapmıyorsa bizim elimizden geleni yapmamız lazım" diye konuştu. Yaşadığı ülke İsveç'te halkın çoğunluğunun İsrail'in saldırgan politikalarına karşı olduğunu, fakat hükümetin buna uygun politikalar izlemediğini kaydeden Feiler, yeni kampanyalarla İsveç hükümeti üzerindeki baskıyı artıracaklarını ifade etti. Avrupa'daki Yahudilerin büyük çoğunluğunu "İsrail'in apartheid (ayrımcı) politikalarını gözü kapalı desteklemek" ile suçlayan Feiler, "Bence bu büyük bir hata. Avrupa'daki Yahudiler kendilerini ırkçı ve zalim bir rejimle aynı safta görünmemeli. Böyle bir rejimin uzun vadeli olması mümkün değil" şeklinde konuştu.
Feiler, "Yahudiler geçmişte ayrımcılığa uğradı, yalnız kaldılar, terk edildiler. Şimdi bizim çıkıp 'İsrail Yahudileri temsil etmiyor' diyebilmemiz çok önemli. İsrail maalesef orada yaşayanları temsil ediyor. Avrupalı Yahudiler İsrail'i desteklemek zorunda değil. Biz İsrail hükümeti için oy kullanmadık. İsrail bizim adımıza konuşmasın" dedi. Gazze'ye insani yardım götürecek filoda kendisinin de olacağını belirten Feiler, "Bence İsrail bizim gemilere saldıracak, bizi durdurmaya çalışacak. Korkum benim İsrail'e girişimi yasaklamaları. Çünkü annem İsrail'de yaşıyor. Eğer gemilerimize baskın düzenleyip beni yakalarlarsa pasaportuma 'İsrail'e giremez' mührü vuracaklardır. Annemi bir daha görememe ihtimali beni korkutsa da bu yolculuktan vazgeçemem. İnsan hakları için mücadeleden vazgeçersek bazılarının diğerlerinden üstün olduğunu kabul etmiş oluruz ve kaybederiz" diye konuştu. Feiler, annesinin de bu mücadelede kendisine destek verdiğini belirterek, "bazı fanatiklerin çılgınlıklar yaparak" İsrail'de yaşayan yakınlarına zarar vermesinden endişe duyduğunu ifade etti.