Dünya

Gazze'de hem bombalarla hem dalgalarla savaşıyorlar

Sörf kıyafetlerini giymiş, tahtaları kollarının altına kıstırmış bir grup Gazzeli genç adamın suları şapırdatarak sörf yapması fikri sürreal geliyor.

23 Nisan 2010 03:00

T24 - Sık sık İsrail operasyonlarıyla, Hamas füzeleriyle, çatışmalarla ya da şiddet olaylarıyla gündeme gelen Gazze'nin sörfçüleri, basında Filistinlileri terörist gibi gösteren haberlerden ve yeni sörf tahtalarının bölgeye girişine engel olan İsrail ablukasından şikayet ediyor.

Güzel, güneşli bir günde bile Gazze’nin plajlarının göz okşayıcı bir görüntüsü yok. Birkaç genç çöplerin arasında futbol oynuyor. Arkalarında İsrail’in geçen yılki hava operasyonunda yıkılan binaların hala kaldırılmamış molozları var.

Dolayısıyla sörf kıyafetlerini giymiş, tahtaları kollarının altına kıstırmış bir grup Gazzeli genç adamın suları şapırdatarak sörf yapması fikri sürreal geliyor. Part-time güvenlik görevlisi olarak çalışan Muhammed Ebu Cayab, “Sörf yapmak güzel şey. Gazze’de hayat zor ama sörf yapmak bana kendimi özgür hissettiriyor” dedi.

Gazze Sörf Kulübü’nün merkezi de çok parlak bir durumda değil; tuvalet kabini büyüklüğünde paslanmış demirden, yıkık dökük bir kulübeden bahsediyoruz. Ama kulübün an itibariyle 40 tane üyesi var.

Başkan Mafuz Caberetti, “Filistinliler de dünyanın başka yerindeki herkes gibi insandır. Hayatı seviyoruz, sporu ve sörfü seviyoruz. Ama sorun şu ki basın-yayın organları Filistinlileri sadece teröristler gibi, kötü insanlar gibi gösteriyor. Bu doğru değil” dedi.


Kanalizasyon sahile akıyor

Ama dalgalar gerçekten kötü olabilir. Gazze’nin çevresindeki sahiller, her gün buraya akmakta olan en az 60 milyon litrelik kanalizasyon dolayısıyla ciddi anlamda kirlenmiş durumda. Ebu Cayab, “Hangi günlerde sörf yapacağımıza dikkat etmemiz gerek. Bir de sahilin bazı noktaları diğerlerinden daha temiz” dedi.

Sörfçülerin büyük bir kısmı 20’lerinde ve 30’larındaki genç erkekler. Caberetti, bir çoğunun işsiz olduğunu ve bol bol vakitleri olduğunu söylüyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre de Gazze’de işsizlik oranları yüzde 40’ın üzerinde.

Kulüp üyeleri suda olmadıkları zamanlarda genellikle sahildeki kulüp evinde oturarup çay ve nargile içiyor. Kulüpte her seviyeden sporcu var. Bazıları tahtalarının üzerinde durmakta zorlanırken bazıları 2 metrelik dalgalarla neşeyle başa çıkıyor.

Gazze’de bir sörf kulübü kurulması için ilk ilham kilometrelerce uzaktan, California’dan gelmiş. Doc olarak da tanınan Dorian Paskowitz tam bir sörf efsanesi. 89 yaşındaki Paskowitz hayatının 70 yılını sörf yaparak geçirmiş, halen de devam ediyor.


Abluka sörfçüleri de etkiliyor

Paskowitz, birkaç yıl önce Los Angeles Times’da Gazze’de bir grup adamın sörf yaptığına dair bir haber okumuş. BBC’ye konuşan Paskowitz, “Gazetede iki Arap’ın fotoğraflarını gördüm. Aralarında sadece kırık dökük, eski bir sörf tahtası vardı. Bu iş böyle olmaz diye düşündüm” dedi.

Gazze neredeyse üç yıldır İsrail’in ve Mısır’ın ağırlaştırılmış ablukası altında. Bölgeye sadece insani yardımın girişine izin veriliyor. İsrail bunun Filistinli militanların eline geçecek silahların bölgeye kaçırılmasını önleyeceğini ve bölgeyi kontrol altında tutan, şiddet olaylarına bir son vermemekte ve İsrail’i tanımamakta direnen Hamas’ın üzerinde bir baskı oluşturabilmek için gerekli olduğunu söylüyor.

Ancak bu abluka aynı zamanda sörfçülerin Gazze’ye sörf tahtası sokamamaları anlamına geliyor. Kendisi de Yahudi olan Paskowitz, 2007 yılında Gazze’ye 15 yeni sörf tahtası getirmeye karar vermiş. Ancak Gazze’ye girişteki en önemli kontrol noktası olan Erez sınırına geldiğinde İsrail güvenlik güçleri ne Paskowitz’in girişine ne de Gazzeli sörfçülerin gidip tahtaları almalarına izin vermiş.


Bir gün inşallah Hawaii

Paskowitz, “O zaman askere, ‘Ben dünyanın öbür ucundan bu tahtaları getirmek için geldim. Yaşlı bir Yahudi’yi yolda mı bırakacaksın? Bu çocuklar 30 metre uzaktalar. Bir izin ver de gelip tahtalarını alsınlar’ dedim” diye anlattı.

Paskowitz, daha sonra Filistinli sörfçülerin gelip de tahtaları almasına izin veren askeri eğilip öptüğünü söyledi. Bugün bile Gazze’nin plajlarında biraz eskimiş olmalarına rağmen Paskowitz’in getirdiği sörf tahtaları kullanılıyor.

Ebu Cayab tahtası kolunun altında sudan çıktıktan sonra titreyerek, seyahat engelleri yüzünden 1996’dan bu yana Gazze’yi terk etmediğini söyledi. Ancak bir gün Hawaii’de ya da Avustralya’da da sörf yapmak istiyormuş. Gökyüzüne bakıp, “İnşallah” diyerek bu dileğinin en kısa zamanda gerçekleşmesi için elinden geleni yapıyor.