Rengin Arslan*
4 çocuğunu birden yitiren Emine Ayhan, hâlâ akibeti belli olmayan Ahmet Kalay... Gaziantep'te çoğu çocuk 54 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan intihar saldırısının ardından, çocuklarını yitiren Beybahçe mahallesine giden BBC Türkçe'den Rengin Arslan'ın izlenimleri:
Gaziantep'te herkes birbirine dar, yokuşlu ve eğri sokaklara kurulu boyasız evleri gösteriyor tek tek.
Cumartesi gecesi yapılan kınaya gelip bir daha geri dönemeyenlerin evleri herkesin hafızasında mimli.
Birisi, "Şu evde bir çocuk kayıp. Şu yeşil beyaz boyalı var ya, onda işte..." diyor.
Diğeri, "Şu köşedeki sıvasız evdeki üç aylık bebeğin üzerine annesi kapanmış patlama sırasında. Bebek kurtuldu, anne öldü" diye gözün görmediği, duvarların arkasında kalan hayatları anlatıyor.
'Bir parçasını bulalım'
Herkesin dilinde çocuklar var. Sadece ölmüş, gömülmüş olanlar değil. Kayıp olanlar, 'bir parçası için kurban olunanlar'. Bir tanesi de 7 yaşındaki Abdülhamit Anlı. Dayısı Asım Anlı Abdülhamit'in akibetinin hâlâ bilinmediğini söylüyor.
IŞİD'in düzenlediği açıklanan saldırıda ölenler arasında Abdülhamit'in adı yok.
Saldırıda ölen bir başka çocuğun taziyesinde konuşuyoruz dayısı Asım Anlı'yla.
Öfkeyle konuşuyor: "Savcıya gittim, her gün geri gel bakalım dedi. Nereye kadar dayanabiliriz. Biz bir parçasını bulalım diyoruz. Bu evladımız. Bir parçasını bulalım. Kurban olurum."
'Bunu yapan insan değil'
Bir başka kayıp Ahmet Kalay. Ne bedeni teşhis edildi ne ondan bir haber var.
Bu dar sokakların yeri göğü küçük çocuk. Bir kısmı oyun arkadaşını, okul arkadaşını, kimi kardeşini kaybetti patlamada. Tedirgin gözleri, korkulu tavırlarını aşıp konuşmak zor.
Bazısı kulak kabartıp dinlemeye çalışıyor. Konuyu kapatıyoruz usulca.
Ancak dilden dile dolaşan, hikâyeleri anlatılan arkadaşlarının, karındaşlarının nasıl öldürüldüğünü Cumartesi'den beri dinliyorlar, uzun zaman da dinlemeye devam edecekler.
Onlardan bir tanesi Murat Kalay'ın 12 yaşındaki kardeşi.
Baba Veysel Kalay bize olanları anlatırken kenarda dinliyor, tek gözünden yaş döküyor sessizce.
16 yaşında ölen ağabeyinin Facebook sayfası onun fotoğraflarıyla dolu.
Babası bize o geceyi anlatırken, Murat ağabeyi için hazırlanan taziye yemeğinin dağıtımına yardım etmeye gidiyor. Baba o geceyi anlatıyor:
"Tanınmaz hale gelmişler, hepsi kapkara olmuş, yanmış Bunu yapan insan değil. O çocukların ne günahı var. Kimisi daha iki yaşında, kimisi 10 yaşında kimi 12 yaşında. Yeter buna bir çare bulsunlar. Her gün bir patlama. Bunlara bir çare bulsunlar."
Murat Kalay'ın fotoğraflarını gösteriyorlar. En sonuncusu Temmuz ayında dedesinin mezarını ziyaret ettiğinde çekilmiş.
Onun şimdi dedesinin yanında olduğuna kimse inanmak istemiyor.
4 çocuğunu birden kaybeden Emine Ayhan
Kimsenin inanmak istemediği bir başka şey: Emine Ayhan'ın dört çocuğunu kaybetmiş olması.
Gaziantep'in Akdere mahallesindeki evine gidiyoruz Ayhan'ın. Baygınlaştıktan sonra götürüldüğü hastaneden henüz getirilmiş, yüzünü kapatmış, durmadan ağlıyor.
Başsağlığı dileğinin ve dilenebilecek diğer bütün dilekler beyhude geliyor kulağa.
Mırıldanıyoruz, eline sarılıyoruz; hıçkırıkları durmuyor.
4 evladını kaybetmiş bir anneyi teselli edecek sözler henüz icat edilmedi...
Karanfilleri kurtaranlar yine çocuklar
Patlamanın gerçekleştiği yerde karanfiller var. Yıkık camların önünde, geleceklerini kurmak için hazırlanacakları evin önünde yıkım var.
Parçalanmış pencerelere bakıyorum durmadan. Binanın karaya çalmış sıvasına bakmak cesaret istiyor. Birazdan itfaiyenin gelip, insan parçalarını temizlemek için tazyikli suyla yıkayacağı duvarın önünden karanfilleri yine çocuklar kurtarıyor.
Arkadaşları akrabaları için konulan karanfilleri sıkı sıkı ellerinde tutuyorlar. Fotoğraflarını çekiyorum. Çocuk bu ya, bütün bu trajedinin içinde gülümsüyor.
Bir şehir çocuklarına ağlıyor
Az ötedeki bakkal cam kırıklarını temizliyor. İçinde ve dışında bir çocuğun üzerinde patlatılan bombayla sönmüş rengarenk plastik toplar var.
Evet bu mahallede her şey ölen çocukları hatırlatıyor.
Gaziantep, Türkiye'nin son bir yılında ardı ardına gerçekleşen bombalı saldırılarının sonuncusuna sahne oldu.
Acılar, feryatlar Ankara'dan Suruç'a; Sultanahmet'ten Vezneciler'e uzanıyor. Ama kimse en küçüğü 4 en yaşlısı 38 yaşında olan, 29'u henüz 18'ini doldurmamış bu çocukların kaybına dayanmanın yolunu bilemiyor.
Gaziantep henüz gömülmüş ve bulunmayı ve toprağın altına gömülmeyi bekleyen çocuklarına ağlıyor.