Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili ve Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Sezgin Tanrıkulu, son günlerde gazetecilere yapılan saldırılar hakkında Meclis Araştırması Önergesi verdi. Tanrıkulu önergesinin amacını "Gazetecilere yönelik saldırıların kimler tarafından gerçekleştirildiğinin tespit edilmesi, saldırıda bulunanlara dönük yasal süreç başlatılması ve bundan sonra benzer olayların yaşanmaması adına gerekli her türlü önlemin ivedi alınması"na dayandırdı.
Tanrıkulu, "Saldırganların aynı yöntemleri kullanmaları ve ortak özelikler taşımaları saldırıların bir merkezden yönlendirildiği iddialarını gündeme getirirken, söz konusu saldırıların seçim öncesinde artış göstermesi izaha muhtaçtır" ifadesini kullandı.
"Türkiye gazetecilik mesleği bakımından günden güne 'tehlikeli' bir hâl almaktadır. Kamuoyu son dönemde gerçekleştirilen gazetecilere yönelik saldırılarla sarsılmaktadır" diyen Tanrıkulu, "Gazeteci Hakan Denizli, Adana Merkez Seyhan İlçesinde torunu ve kızının yanında silahlı saldırıya uğrayarak yaralanmış; gazeteci İdris Özyol'a kimliği belirsiz kişiler tarafından saldırı düzenlenmiş; Yeniçağ Gazetesi yazarlarından Yavuz Selim Demirağ, Türkiyem TV'de sunduğu programın ardından evinin önünde kimliği belirsiz kişiler tarafından saldırıya uğramış; gazeteci Ergin Çevik Antalya'da kimliği belirsiz 3 kişinin yumruklu saldırısı sonucu yaralanmış; son olarak gazeteci, yazar Sabahattin Önkibar, Ankara Angora Evleri’ndeki evine 300 metre kala saldırıya uğramış ve yaralanmıştır" hatırlatmasında bulundu.
Tanrıkulu önerge metninde şöyle devam etti:
"Gazetecilere yönelik saldırıların kimler tarafından gerçekleştirildiğinin tespit edilmesi, saldırıda bulunanlara dönük yasal süreç başlatılması ve bundan sonra benzer olayların yaşanmaması adına gerekli her türlü önlemin ivedi alınması amacıyla Anayasa'nın 98'inci, TBMM İçtüzüğü 'nün 104 ve 105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz."
Önergenin gerekçesi
Türkiye gazetecilik mesleği bakımından günden güne “tehlikeli” bir hal almaktadır. Kamuoyu son dönemde gerçekleştirilen gazetecilere yönelik saldırılarla sarsılmaktadır. Gazeteci Hakan Denizli, ADANA Merkez Seyhan İlçesinde torunu ve kızının yanında silahlı saldırıya uğrayarak yaralanmış; gazeteci İdris Özyol'a kimliği belirsiz kişiler tarafından saldırı düzenlenmiş; Yeniçağ Gazetesi Yazarlarından Yavuz Selim Demirağ, Türkiyem TV'de sunduğu programın ardından evinin önünde kimliği belirsiz kişiler tarafından saldırıya uğramış; Gazeteci Ergin Çevik Antalya'da kimliği belirsiz 3 kişinin yumruklu saldırısı sonucu yaralanmış; son olarak gazeteci, yazar Sabahattin Önkibar, Ankara Angora Evleri’ndeki evine 300 metre kala saldırıya uğramış ve yaralanmıştır.
Anılan saldırı olayları, son dönemde gerçekleştirilen saldırılardan basına yansıyan birkaçını oluşturmaktadır.
Saldırganların aynı yöntemleri kullanmaları ve ortak özelikler taşımaları saldırıların bir merkezden yönlendirildiği iddialarını gündeme getirirken, söz konusu saldırıların seçim öncesinde artış göstermesi izaha muhtaçtır.
Gazetecilere yapılan saldırıların muhalif halkı sindirmeye yönelik gözdağı niteliğinde gerçekleştirildiği iddiaları mevcutken, bahsi geçen gazetecilere yönelik saldırıların kimler tarafından gerçekleştirildiği tespit edilerek, saldırıda bulunanlara dönük bir yasal süreç başlatılmışsa, yasal sürecin akıbeti ile ilgili olarak kamuoyu da bilgilendirilmelidir.
Gazetecilerin hedef olarak seçilmesinin ardından İçişleri Bakanlığı tarafından önlem alınıp alınmadığına dair sorular gündeme gelmiştir
- Son 17 yılda saldırıya uğrayan gazetecilerden kaçının faillerinin yakalandığı ve bahse konu failler hakkında ne tür yasal işlemler yapıldığı kamuoyuna açıklanmalıdır.
- Ayrıca yine son 17 yılda kaç gazetecinin öldürüldüğü ve faillerinin yakalanıp yakalanmadığı ve öldürülen gazetecilerden kaçının failinin meçhul kaldığı da izaha muhtaçtır.
- 2018 yılı Mayıs ayında açıklamış olduğum Türkiye'de Basın Özgürlüğü İhlalleri Raporunda (2002-2017 yılları) yer alan Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Örgütünün yayınladığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre, Türkiye'nin 2017 yılında bir önceki yıla göre iki basamak gerileyerek 180 ülke arasında 157. olduğu, Türkiye’de 2002-2017 yılları arasında -en az- 535 gazeteci tutuklandığı ifade edilmiştir.
-
Türkiye’de gazeteciler cezaevine girmekte ve on bine yakın gazeteci, AKP’nin siyasi operasyonları sonucu işsiz bırakılmış durumdadır. Yüzlerce basın kuruluşunun kapatıldığı bir ortamda, iktidar yanlısı yayın yapmayan tüm gazeteciler yoğun bir baskı ve sansür ortamında olup, ayrıca saldırıya uğramaktadır.
Silahlı saldırıya uğrayan Gazeteci Hakan Denizli, kimliği belirsiz kişilerce saldırı düzenlenen Gazeteci İdris Özyol, evinin önünde kimliği belirsiz kişiler tarafından saldırıya uğrayan Yeniçağ Gazetesi Yazarlarından Yavuz Selim Demirağ, Antalya'da kimliği belirsiz 3 kişinin yumruklu saldırısı sonucu yaralanan Gazeteci Ergin Çevik ile Ankara Angora Evleri’ndeki evine 300 metre kala saldırıya uğrayıp, yaralanan Gazeteci, Yazar Sabahattin Önkibar'a yapılan saldırılarda, saldırganların aynı yöntemleri kullanmaları ve ortak özelikler taşımaları göz önüne alındığında, saldırıların bir merkezden yönlendirildiği ve söz konusu saldırıların seçim öncesinde artış gösterdiği iddiaları ile gazetecilere yapılan saldırıların muhalif halkı sindirmeye yönelik gözdağı niteliğinde gerçekleştirildiği iddialarının araştırılarak, bahsi geçen gazetecilere yönelik saldırıların kimler tarafından gerçekleştirildiğinin tespit edilmesi, saldırıda bulunanlara dönük yasal süreç başlatılması ve bundan sonra benzer olayların yaşanmaması adına gerekli her türlü önlemin ivedi alınması elzemdir.
Türkiye Yayıncılar Birliği'nden açıklama
Gazetecilere dönük saldırılarla ilgili olarak Türkiye Yayıncılar Birliği'nden de açıklama geldi. Açıklamada, "İfade özgürlüğü ayrımsız bir şekilde herkes için vazgeçilmez ve korunması gereken bir haktır" denilerek, "Bu hakka yönelik yapılan her türlü müdahale ve bu müdahalelere cesaret veren cezasızlık hali, yeni şiddet olaylarını doğurmakta ve cesaret vermektedir" ifadesi kullanıldı.
Türkiye Yayıncılar Birliği'nden yapılan açıklama şöyle:
Türkiye Yayıncılar Birliği olarak gazeteci ve yazarlara karşı artarak devam eden saldırıların ülkemizdeki ifade özgürlüğünü tehdit etmeye başlamasından dolayı kaygı duyuyoruz.
25 Mayıs Cumartesi günü, gazeteci ve yazar Sabahattin Önkibar’ın Ankara’daki evinin yakınlarında saldırıya uğramasıyla beraber mayıs ayında yaşanan gazeteci ve yazar saldırılarına bir yenisi daha eklenmiş oldu.
Sabahattin Önkibar bir yazar olarak geçmişte de saldırıya maruz kalmış ancak saldırganlar ceza almamıştır.
Yine geçtiğimiz günlerde gazeteci yazar Yavuz Selim Demirağ ve gazeteciler İdris Özyol, Ergin Çelik ve Hakan Denizli’ye karşı da saldırılar gerçekleştirilmiş, saldırganlar cezasız kalmıştır.
İfade özgürlüğü ayrımsız bir şekilde herkes için vazgeçilmez ve korunması gereken bir haktır. Bu hakka yönelik yapılan her türlü müdahale ve bu müdahalelere cesaret veren cezasızlık hali, yeni şiddet olaylarını doğurmakta ve cesaret vermektedir.
Saldırıları kınıyor; gazetecilere ve yazarlara ve ifade özgürlüğüne yönelik art arda yaşanan saldırılara seyirci kalınmamasını ve gereken cezaların verilmesini talep ediyoruz. Türkiye Yayıncılar Birliği olarak saldırıya uğrayan gazeteci ve yazarlara, yazarların yayınevlerine ve gazetelerine geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz.