Ekonomi

Gazdaki kesilme Türkiye’yi nasıl etkileyecek?

Enerji Uzmanı Pamir, Ukrayna üzerinden gelen gazın kesilmesinin hafife alınmaması gerektiğini belirterek, “Her şey yolunda’ demek doğru değil. Bu kış için risk var” dedi.

06 Ocak 2009 02:00

Enerji Uzmanı Pamir, Ukrayna üzerinden gelen gazın kesilmesinin hafife alınmaması gerektiğini belirterek, “Her şey yolunda’ demek doğru değil. Bu kış için risk var” dedi.

Ukrayna üzerinden gelen Rus gazının kesilmesi sonrasında Türkiye’nin nasıl etkileneceği tartışılıyor. Enerji Uzmanı Necdet Pamir, Batı Hattı’ndaki 40-45 milyon metreküplük kesintinin hafife alınmaması gerektiğini belirterek, “Bu kış için risk var. Tek tesellimiz talebin düşmüş olması” dedi.

Pamir şunları söyledi: “Türkiye’nin kış aylarında günlük tüketimi yaklaşık 130 milyon metreküp düzeyinde. Kış aylarında biliyorsunuz tüketim artar, bir taraftan da gaz fiyatlarının aşırı yüksek seyri nedeniyle talepte de daralma var. Bunların sonucunda 130 milyon metreküp tüketiyoruz. Şimdi Türkiye bildiğiniz gibi Rusya’dan Azerbaycan’dan İran’dan bunun yanı sıra da sıvılaştırılmış gaz biçiminde Cezayir ve Nijerya’dan gaz alıyor. En fazla gaz aldığımız yer Rusya. Bu ülkeden iki ayrı hattan gaz geliyor. Batı Hattı bu Ukrayna, Moldova ve Bulgaristan üzerinden geliyor. Dolayısıyla bu hatta bir sorun var onun dışında Mavi Akım’da direkt Rusya’dan gelen hatta bir sorun yok İran’dan günde 15 milyon metreküp civarında bir geliş var; burada da sıkıntı yok ancak olabilir. ‘Her şey yolunda’ demek doğru değil. Doğalgaza bağımlılığımızı azaltmak, depo kapasitemizi maksimize etmek yerli kaynaklara dönmek durumundasınız. Mavi Akım’dan gelen gaz miktarı birkaç milyon artırılabilir. Azerbaycan’dan 17 milyon metreküp geliyor bunda bir sorun yok. Depo kapasitemizi günde 16 milyon metreküpe kadar günde çekebiliyoruz. Sıvılaştırılmış gaz da yine 15 milyon metreküp civarında.

Sorunun kaynağı Ukrayna

Ukrayna’dan gelen hatta günde 42-45 milyon metreküplük bir kesinti söz konusu. Rusya’nın Makedonya’ya, Yunanistan’a Bulgaristan’a, Romanya’ya ve Türkiye’ye gelen gazı herhangi bir nedenle kesmesi için bir gerekçesi yok. Onun için burada kesintinin temel kaynağı Ukrayna’dır. Yani Ukrayna, Rusya ile arasındaki sorunu öyle halleder, böyle halleder ya da halledemez ama bize gelen gazı kesme hakkı yok. Maalesef kendi ihtiyacı olan 90 milyon metreküplük gaz kesildiği için Türkiye’ye gelen gazda da kesinti olduğu anlaşılıyor. Ukrayna üzerinden Avrupa’ya ve Türkiye’ye gelen gaz 326 milyon metreküplük bir geçiş var. Burada Ukrayna’nın ikna edilmesi lazım. Sayın büyükelçi ile sayın Güler’in yapacağı görüşme nereye kadar etkili olur onu bilemem ama sorunun temelinde Ukrayna var. 40 milyon veya 45 milyon metreküplük kesinti diğer hatlarla ve depodan karşılamakta güçlük çekeceğiniz bir kesintidir. Kaldı ki, deponuz da sonsuz bir depo değildir 16 milyon metreküplük bir depo 45 milyon metreküplük açığınızı kapatmaz. Mavi Akım’dan alabileceğiniz ek gaz da sınırlıdır. LNG ile bunu bir yere kadar kapatırsınız; o piyasa hem pahalıdır hem bulmakta zorluğunuz söz konusudur. Önemli olan doğalgaza bağımlılığınızı azaltmak ve Ukrayna’ya da aşırı baskı yaparak haksız çektiği bu gazın kesintisinin bir an önce durmasını sağlamak durumundayız. Bu kış için tek tesellimiz -ne kadar teselli trajikomik bir şey ama- talebin düşmüş olması. Dolayısıyla ancak bizi rahatlatabilen hadise bu.

Uzun vadeli olduğunu biliyorum ama hükümetler 8 sene 10 sene hükümet ediyorlar. İlk günle bugün arasında hiçbir fark olmayınca o zaman bu uzun erimli çözümlerden de bahsetmenin alemi yok. 6-7 yıldır aynı laflar söylenip hiç tedbir alınmıyorsa o zaman bu faturanın altına birilerinin elini sokması lazım.

Hafife alınacak durum değil

Hacim fazla, bu hafife alınacak bir durum değil. Bu kış için risk var, sıkıntımız olur sadece enerji tasarrufuyla bu sürerse 45 milyon metreküp çok ciddi bir kesintidir. Tedarik yollarına fiziki olarak bakınca ‘sorun yoktur’ diyemezsiniz. 3-5 gün bunu idare edersiniz ama bu ciddi bir sorundur. Kısıntının haricinde çözüm getiremezsiniz maalesef deponuz 16 milyon metreküp. LNG ile biraz besleseniz faturası var; fırtınalı havada LNG tankerinin gelmesi... bunların ciddi sıkıntıları var. Önümüzde eğer Ukrayna ile çözemezsek sıkıntılı bir dönem söz konusu olabilir. Yeni bir depo 8-10 seneden önce devreye girmez. Bunlar kapıya gelmeden önce çözülmesi gereken şeyler.

Ukrayna bu krizde haksız

Ukrayna’nın gaz krizinde haklı olmadığını belirten Pamir, şöyle devam etti: “Ukrayna Rusya’dan 179 dolardan gaz alıyor. Bizim 450-500 dolar verdiğimiz gaza Ukrayna uzun süredir 179 dolar ödüyor. Gazprom, 250 dolara çıkarıyor ve kademeli olarak uluslararası fiyatları uygulamaya çalışıyor ama Ukrayna 218 dolar gibi bir rakamda ısrar ediyor. Yani haklı olduğu bir taraf yok. Dolayısıyla Ukrayna’nın piyasa fiyatları da dikkate alınarak uluslararası kamuoyu tarafından özellikle Avrupa Birliği tarafından ikna edilmesi lazım. Onların da ekonomik sıkıntıları var anlıyorum ama bu, bize gelen hattan Bulgaristan’a Romanya’ya giden hattan Avrupa’ya giden hatlardan yasa dışı yollardan gaz çekmelerini haklı kılmaz. Bu Türkiye-Ukrayna ilişkileri açısından da sağlıklı bir durum değil bunu bir an önce düzeltilmesi lazım. Çare kendi ekonomilerini düzeltmeleri, enerjiyi daha verimli kullanmaları ve hakça fiyat ödemeleri bence böyle.”

Kumbaroğlu: Ciddi sıkıntı kapıda

Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gürkan Kumbaroğlu da Necdet Pamir’in görüşlerine katıldığını belirterek şunları kaydetti: “Görünen manzara sıkıntının Ukrayna’dan kaynaklandığıdır. Ukrayna’nın verdği düşük fiyat Rusya ile aralarında anlaşmazlığa yol açtı.

Eğer bu sıkıntı devam ederse Türkiye’ye çok olumsuz yansımaları olabilir. Ciddi bir sıkıntının kapıda olabileceğini düşünüyorum. İran geçen yol Ocak ayında gaz akımını neredeyse durdurdu. Çünkü kendi ihtiyacı vardı; mecburen kesme noktasına geldi. Şimdi yeniden doğuda çok zor kış şartları var. İran kendi ihtiyacını karşılamada ne derece yeterli, orası şüpheli. Gazı artırabilir mi sorgulanmalı. İran bundan önce de gazı kesme noktasına geldi. Umarım artırabilirler. Ama bunun ne kadar sürebileceği konusunda endişelerim var. Bu sıkıntı bir süre daha devam ederse İran gazının da uzun süre gelebileceğini mümkün görmüyorum.

Sıkıntı sürerse BOTAŞ’tan ‘kesintili tarife’den gaz alan sanayicilerin gazı kesilecek. Onların bu durumda ne yapacaklarını hesaplamalarını gerekir. Elektrik üretiminin yüzde 48’i gaza bağlı. Bu noktaya geleceğini sanmıyorum ama bu olumsuzluğu bir ders olarak da görüyorum. Nükleer santral içinde de Rusya’ya bağımlılığı daha da artıracak tek teklif geldi. Enerji poliktikalarında çeşitlilik artırılmalı.”