Kulüp televizyonuna açıklamalarda bulunan futbol takımının doktoru Yener İnce, Gomis'in bayılmasının normal bir durum olduğunu ifade ederken, " Bundan sonra da bu konuyla ilgili yorulmasını ve Gomis’in daha çok üstüne gidilmesini istemiyorum. Hakikaten bunu biz belki ilk kez yaşıyoruz belki ama o 40 kere yaşamış ve 'yeter artık' noktasında" diye konuştu.
Yrd. Doç. Dr. Yener İnce, şu ifadeleri kullandı:
“Tabii bütün herkesi çok korkutan çok da böyle bizim alışık olduğumuz, yani bütün detaylarıyla bildiğimiz ama doğal olarak televizyon ekranlarında maç esnasında çok korktuğu, alışık olmadığı bir görüntü vardı. Gomis ilk gün geldiğinde, İstanbul'a ilk ayak bastığında bir basın toplantısı yapmıştık. O basın toplantısında bunları yaşayacağımızı, bunların normal olduğunu söylemiştik. Çünkü oyuncu ile yaptığımız araştırmanın hem Paris'te hem İstanbul'da yaptığımız tüm hastane muayenelerinin, konuştuğumuz kardiyolog ve nörologların ortak kararı olarak söylediğimiz şuydu; bu vazovagal senkop hastalığında bu oyuncu her an bu bayılmayı yaşayabilir. Bu bayılmadan sora bir müdahalemiz var, daha önceden senaryolarını yazdığımız… Dış sahada, antrenmanda, saha içinde olursa ne yapacağımız şeklinde senaryolarını yazdığımız hazırlıklı olduğumuz bir tablo bu.”
"Anormal bir bilgi kirliliği var"
İnce, Gomis'in durumu hakkında yapılan yorumlarla ilgili yakınarak sözlerine devam etti:
“Gomis Türkiye’ye ilk ayak bastığında, bir demeç vermiştim. Bunların hepsinin normal olduğunu ve olabileceğini söyledim. Bu olay oldu, doğal olarak da bir karar verildi. Karar üzerine çok fazla spekülasyon yapılıyor. Önceliğinde ona bir cevap niteliğinde olsun, bunu söyleyeyim. Bilgi sahibi olan insanların, yani konuyla ilgili lisans sahibi olan insanların hangisi istiyorsa bu konuyu onlarla detaylıca tartışabilirim. Ama konu o kadar teknik ve tıbbi bir konu ki bununla ilgili anormal bir bilgi kirliliği var. Konuşan insanların çoğu 'bence...' şeklinde başlayan cümleler kuruyorlar. Tabii bu bence veya sence olmuyor. Gomis'in o anda oyundan çıkmasını arzu ettim. Israr da ettim. Nedeni de şu; kalan sürede kendini nasıl hissedeceğini bilmiyordum. O da bana çok iyi hissettiğini, sıkıntı olmadığını ve devam etmek istediğini söyledi. Bu tıbbi bir karar. Tıbbi bir karar olarak da vazovagal senkop oyuncunun dinlenme yerine egzersiz sürdürmesini tercih eder. Gomis'in kendi hayatındaki bu deneyimleme belki 40'ın üstünde. Burada adres göstermek istemiyorum ama birçok yerde Gomis bu hastalığı aynı biçimde yaşayıp aynı biçimde de devam etti. Hem biz, bizim deneyimimiz hem tıbbi gerçekler hem oyuncunun arzusu bir araya geldiğinde devam etmesine karar verdik. Karar tamamıyla sağlık ekibine ait bir karardır. Bu karar ile ilgili ‘Oyuncu istese de şöyle yapılması lazım’, ‘Teknik ekip şöyle bir karar vermeli’ tarzındaki spekülatif konuşmalar rahatsız edici. Çünkü bu karar çok önceden verilmiş bir karar. Gomis bayılırsa, tüm yaşamsal fonksiyonları, vital bulguları yerindeyse ve biz kendi fikrimiz buna kanaat getirirsek, oynayabileceğini bir seçenek olarak kendi arzusuna bağlı olarak bir kenarda, cepte tutuyoruz. Çok önceden beri tutuyoruz. Tıbbi bir karar olduğu için bizim inisiyatifimizde olan bir karar. Kaldı ki vazovagal senkop hastalığı sadece futbolcularda yok. Doktorlarda var. Böyle deneyimimiz de var. Ameliyat esnasında bayılıp ayıldıktan sonra sterilizasyonunu sağlayıp ameliyata devam eden doktor var. Her meslek grubunda aynı şekilde. Burada egzersizin devam etmesi hastalığın tekrar ortaya çıkmasının önündeki bir engel. Bu bayılma olayından sonra da her seferinde olduğu gibi tüm hastane raporları tekrarlanıyor. Tüm tetkikleri tekrar ediyoruz ama bu 40 kere yapılmış, hep aynı sonuca varılmış, yine aynı sonuca vardık. Dün de hem hocamız da çok net bir şekilde ‘Tekrar o raporlar gelmeden yeniden bir maça çıkmasına izin vermem’ demişti. Onun üzerine tekrar yaptırdık bu tetkikleri ve aynı sonuca vardık. Bugün de bayılsa 3 dakika sonra çıkıp idman yapmasında bir sakınca olmadığına dair elimizde Türkiye'nin en yetkili kardiyologlarından alınmış raporumuz var. Türkiye'nin bu konuda en yetkin nörolog ve kardiyologlarından oluşan ciddi bir konsültasyon daha yapıldı. Konunun speküle edilmesi Gomis’e yardım etmiyor. Bilgi olmadan fikir yürütüldüğü için, Türkiye'deki en büyük sıkıntılardan biri bu, aslında bizi ve çocuğu daha çok strese sokuyor. Bizi geçtim, Gomis'i daha çok strese sokuyor. Şöyle düşünün; stres kaynaklı bir sıkıntımız var olduğu söylenip sonra daha çok stres yaratmaktan başka bir işe yaramıyor. Hepimizden daha rahat Gomis aslında. Çok fazla deneyimlediği bir şey olduğu için, birkaç yerde daha aynı biçimde maça devam edebilecek düzeyde olduğu için kendisi bizden çok daha fazla güvene sahip bu konuda. Ama biz tabii ona bırakmıyoruz kararı. Öyle bir algı da var. Benim orada 'Hayır' deyip hocaya 'Asla olmaz' deme şansım da var. Ama böyle bir şeye inanmadığım için, o gün orada oyuna devam ederse hiçbir sıkıntı olmayacağına inandığım için böyle bir karar verdik. Bu kararı verirken de o anki ruhsal durumumuzla değil geçmişten gelen çok ciddi bir araştırmanın sonucu olarak verdik. Bazı arkadaşlarımız 'Bence şöyle olmalıydı' diyebilirler. Saygı duyuyorum. Hiçbir fikre ben tamamen almadan karşı çıkmam ama bu fikre ulaşabilmek için çok ciddi bir bilgiye sahip olmak lazım. Biz, St.Etienne'de altyapı oyuncusuyken Gomis, kendisini takip eden, bu hastalıkla ilgili ilk teşhisi koyan doktordan başlayarak, kendisini görmüş doktorlarla çok uzun bir konsültasyon yaparak buraya geldik. Şimdi de bu konuda Türkiye'de çok yetkin olan profesör düzeyinde birden çok, belki 8-10 tane konsültasyon sonrasında bugün oynamasına izin verdik. Bugün bayıldıktan sonra aynı biçimde aynı konsültasyonlara devam ediyoruz. Bu hem oyuncuyu riske etmemek için hem de teknik ekibin bu konuda rahatlamasını sağlamak için. Maç devam ederken oyuncunun bu şekilde tekrar kalkıp oynaması ilk kez olmuyor. Vazovagal senkop hastalığını gerçekten bilen hekim arkadaşlar da anlayacaktır ki çoğunlukla buralarda egzersizin devamını öngörürüz. Bundan sonra da bu konuyla ilgili yorulmasını ve Gomis’in daha çok üstüne gidilmesini istemiyorum. Hakikaten bunu biz belki ilk kez yaşıyoruz belki ama o 40 kere yaşamış ve 'yeter artık' noktasında.”
Yener İnce, takımın dier sakat oyuncuları Cedric Carroso, Serdar Aziz, Jason Denayer ve Fernando Reges’in son durumlarıyla ilgili olarak da şunları söyledi:
“Cedric'in iç menüsküsünde bir yırtık var. Onu ameliyat ettik, gayet de güzel geçti. Bugün de taburcu oldu hastaneden. Bir sıkıntısı yok. Çok kısa sürede, yaklaşık 2-3 hafta içerisinde idmanlara başlamasını planlıyoruz. Serdar, penaltı pozisyonu sonrası maç esnasında dizinde bir ağrı hissettiğini söyledi. Esnemeden dolayı. Yapılan muayene ve MR'larında korkulacak bir şey yok. O nedenle idmana takımla birlikte çıkıyor. Denayer ise ciddi bir sakatlık geçirdi. Üçüncü derecede bir yırtık arka adalede. Bunlar genelde çok uzun sürer. 2 aya kadar, belki daha uzun sürebilen bir sakatlık. Ama daha erken dönebilmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Bugün düz koşulara başlatıyoruz. Ama idmana çıkacak olarak algılanmasın. Sadece süreci değerlendirebilmek ve test edebilmek için. Daha sonra gelecek olan sonuca göre konuşabiliriz. Fernando için bizim söylemediğimiz tarihler üstünden ve hiç konuşmadığımız konular üstünden çok fazla spekülasyon oldu. İç yan bağında tama yakın yırtık var. Neredeyse tamamen kopmuş. Bu genelde cerrahi gerektirmeyen, ameliyatsız çözebildiğimiz bir süreç. Ameliyat etsek, sezonu kapatma riski vardı. Ameliyatsız da olsa normal süreleri 10 ila 12 haftayı bulabilen bir sakatlık bu. Burada bağın iyileşmesinden sonra ağrı kontrolünün doğru yapılıp, oyuncunun saha içinde oynayabilir hale gelmesi gerekiyor. Çok şükür bağı iyileşti, 7. haftasındayız. Beklenenden daha erken aslında aramızda olacak. Çok ciddi çabaladı ve verdiğimiz programı tamamen uyguladı. Antrenmanda gözlemlenecek. Ne kadar erkene çekebilirsek sağlığını riske etmeden çekeceğiz."