Türkiye, 15-16 Kasım’da dünya ekonomisinin yüzde 90’ını, dünya ticaretinin yüzde 80’ini ve dünya nüfusunun yüzde 66’sını temsil eden en büyük uluslararası platform olan G-20’nin Liderler Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak.
Hürriyet'in Ankara kulis bilgilerine göre, Hazine ve Dışişleri bürokrasisi, Antalya’nın yerel yöneticileriyle zirveye hazırlanıyor. Belek oteller bölgesi, hem heyetleri Türkiye’nin konukseverliğiyle tanıştırmak, hem de liderlerin güvenli ve konforlu iki gün geçirmelerini sağlamak için en ince ayrıntıyı bile düşünüyor.
Türkiye, bugüne dek G-20 zirvelerinde hep ‘hükümet başkanı’, yani Başbakan ile temsil edilmişti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakanlığı döneminde zirve toplantılarına eksiksiz katılmıştı. Geçen kasım Avustralya’da yapılan ve Avustralya’nın dönem başkanlığını Türkiye’ye devrettiği zirvede de Türkiye’yi Başbakan Ahmet Davutoğlu temsil etmişti. Normal şartlar altında 15-16 Kasım tarihlerinde Antalya’da yapılacak zirveye de Başbakan olarak Davutoğlu’nun katılması bekleniyordu. Ancak bazı sinyaller ve açıklamalar Erdoğan’ın G-20 konusunda inisiyatifi belli ölçülerde devraldığını gösteriyor.
Hariciye’ye teknokrat bakan mı?
AKP ile CHP arasındaki koalisyon görüşmeleri sürüyor. AKP, görüşmeleri ‘istikşafi’, yani keşif amaçlı görüşmeler olarak görüyor.
CHP ise ‘ön görüşme’ demeyi tercih ediyor. Bugüne dek üç görüşme yapıldı. 10 başlıktan 7’si masaya yatırıldı. Yarın da dördüncü ve son görüşmeye tanıklık edeceğiz. Başlıklarla ilgili iki partinin konumu dördüncü toplantıdan sonra netleşecek ve liderler o heyetlerin 4 görüşmede çizdiği fotoğraftan yola çıkarak koalisyonun kurulup kurulmayacağına karar verecek.
Gerçi, Erdoğan’ın koalisyon yerine Türkiye’yi erken seçime götürecek bir azınlık hükümeti istediğini söyledi. Davutoğlu da MHP ile temasta olduklarını kaydederek CHP ile yapılan görüşmelerden bir sonuç çıkmayabileceğini ima etti ama yine de AKP CHP koalisyonu ile ilgili detaylar kulislerde konuşuluyor. İlginç bir detayı paylaşalım.
CHP istiyor
CHP lideri, Dış Politika konusunda değişim istiyor. AKP de izlediği dış politikayı yanlış bulmak bir yana ‘efsane’ olarak görüyor. Bu çerçevede bakanlıklar dağıtılırken Dışişleri Bakanlığı’nın, yani namı diğer Hariciye’nin hangi partide kalacağı soru işareti oluyor. Bakanlığın CHP’ye verilmesi halinde eski büyükelçilerden CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Özçelik’in isminin Dışişleri Bakanlığı koltuğu için yazılması ihtimali, AKP’yi rahatsız ediyor. Özçelik’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan vize alamayacağı ihtimali dile getiriliyor. CHP de Dışişleri’ni AKP'li birine bırakmamakta kararlı.
Bu kapsamda ilginç bir formül öne çıkıyor: AKP’nin son 6 yılında Dışişleri Bakanlığı Müsteşarlığı görevinde bulunan Büyükelçi Feridun Sinirlioğlu, CHP’nin de itiraz etmediği bir isim. Davutoğlu da Sinirlioğlu’na güveniyor. Formül, bu çerçevede, Dışişleri’nin AKP’ye ya da CHP’ye değil, parlamento dışından Sinirlioğlu’na bırakılması...
Belki de bu formülle Sinirlioğlu, hem CHP’nin desteği ile Ortadoğu politikalarında manevra şansı yakalar hem de Kıbrıs, Ermenistan’la ilişkiler, AB üyelik müzakereleri gibi konularda 2004 ruhuna dönüşün mimarı olabilir.
Seçim etkisi mi?
G-20 üyeleri Çin ve Endonezya’ya geçen hafta gerçekleşen ziyaretler, Erdoğan’ın İtalya Başbakanı Matteo Renzi’yi araması, bu sinyallerden bazıları.
Erdoğan’ın G-20 zirvesini sahiplenmesi konusunda değişik yorumlar yapılıyor. Bir yoruma göre Erdoğan, bir yıl boyunca ‘icranın başı’ olarak hareket ediyor ve G-20 zirvesine de ‘icranın başı’ olarak sahip çıktı. Tabii erken seçime gidildiği takdirde zamanlama olarak konuşulan ‘kasım sonu’ tarihi ile G-20 zirvesinin gerçekleşeceği 15-16 Kasım tarihleri birbirine çok yakın. İş dünyasının önemli bir isminin dile getirdiği
bir yoruma göre, Türkiye, zirvenin yapılacağı tarihten çok kısa bir süre sonra bir seçime gidebilir. O zaman Başbakan olan kişi de arazide seçim çalışması yaparken G-20’ye yeterince zaman ayıramayabilir. Bu nedenle de Erdoğan, zirveyi sahiplenmek zorunda kalabilir.
Bir aksilik olmazsa zirveye G-20 üyelerinin yani ABD, İngiltere, Rusya, Japonya, Kanada, Almanya, Fransa, İtalya, Avustralya, Brezilya, Arjantin, Hindistan, Çin, Endonezya, Meksika, Suudi Arabistan, Güney Afrika ve Güney Kore’nin devlet ya da hükümet başkanları gelecek. Türkiye’nin ev sahibi olacağı zirvede diğer 18 ülkenin liderleriyle birlikte 20’nci G-20 üyesi olarak Avrupa Birliği Komisyonu yönetimi de hazır bulunacak.
ABD yönetimi, başlangıçta Belek’te Başkan Obama ve ekibi için müstakil bir konut hazırlanmasını istedi. Söz konusu konut için hazırlıklar da başladı ve güvenlik için inşaatta özel düzenlemelere de gidildi. Ancak daha sonra Amerikan tarafı Obama’nın konaklama için Belek’te kalmayacağını, bir gemide konaklayacağını bildirdi. Peki bu hangi gemi olacak? Amerikan tarafı güvenlik gerekçesiyle bu bilgiyi hiç kimseyle paylaşmıyor. Bu noktada iki seçenek söz konusu. Birincisi, Amerikan hükümetine ait özel gemide geceyi geçirmesi. Bu arada Ankara’da kulislere yayılan bazı bilgilere göre, Obama’nın Akdeniz’deki 6. Filo’nun uçak gemisi USS Dwight Eisenhower’da kalması da kuvvetli bir olasılık. Bu plan kesinleşirse, Obama Antalya’ya uçakla gelecek, helikopterle Belek’e geçecek, toplantılara katıldıktan sonra yine helikoptere binip, Antalya açıklarına demirleyecek olan devasa nükleer uçak gemisine geçecek.
G-20 için Antalya’ya gelecek liderler
G- 20 zirvelerine genellikle icracı liderler katılıyor. Zirveye gelmesi beklenen liderler şunlar: Arjantin Cumhurbaşkanı Cristina Fernández de Kirchner, Avustralya Başbakanı Tony Abbott, Brezilya Cumhurbaşkanı Dilma Rousseff, Kanada Başbakanı Stephen Harper, Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Endonezya Başkanı Joko Widodo, İtalya Başbakanı Matteo Renzi, Japonya Başbakanı Shinzo Abe, Meksika Cumhurbaşkanı Enrique Peña Nieto, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suudi Arabistan Kralı Salman, Güney Afrika Cumhurbaşkanı Jacob Zuma, Güney Kore Cumhurbaşkanı Park Geun-hye, İngiltere Başbakanı David Cameron, ABD Başkanı Barack Obama, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker.