Spor

Futbolun vatanından bir basketbol yıldızı

O ne bir NBA yıldızı ne de bir Amerikalı. O dünyanın en fazla futbolcu yetiştiren ülkesinden çıktı. Hiçbir basketbol severin duvarında onun posteri yok...

15 Kasım 2008 02:00

O ne bir NBA yıldızı ne de bir Amerikalı. O dünyanın en fazla futbolcu yetiştiren ülkesinden çıktı. Hiçbir basketbol severin duvarında onun posteri yok...



ARA GÖZBEK / Tempo24


O ne bir NBA yıldızı ne de bir Amerikalı. O dünyanın en fazla futbolcu yetiştiren ülkesinden çıktı. Hiçbir basketbol severin duvarında onun posteri yok. Ne bir oyuncunun üzerinden smacı var de de peşinde sponsorları Aslında düşündüğünüzde o sıradan bir adam, sıradan bir basketbolcu. Neden bu oyuncunun portresini yaptık derseniz cevabı çok basit...Phoenix Suns'ın sıradan ama vazgeçilmez adamı. İşte sizlere futbol sanayisinde üretilmiş son model bir basketbolcunun çok uzun olmayan geçmişi.

Üretim yeri: Brezilya

Leandro Mateus Barbosa...asıl adı uzun değil ama akıllarda kalması gerçekten zor. Türkiye'de bir çok kişi onu 'Karayip Korsanları' filminde bir karakterin isimden çağrıştırılan 'Kaptan Barbosa' diye anıyor olabiliyor. 28 Kasım 1982'de Brezilya'nın Sao Paulo şehrinde dünyaya gelen Barbosa, şu anda Brezilya'nın basketbol gururudur.

Barbosa kariyerine 17 yaşındayken Palmeiras takımında başladı. Kısa bir süre içinde Sao Paulo şampiyonası'nda oynama fırsatını buldu. Ona takımda bu şansı veren hocası Lula Ferreira gelecekteki Brezilya Milli Takımı'nın koçu olacaktır.

18 yaşına geldiğinde Palmeira'nın büyükler takımında oynayan Barbosa, maç başına 14.2 sayı ortalaması tutturdu. Hemen ardından Bauru Tilibra takımına takas edilen Barbosa, profesyonel olmuş oldu. Profesyonel olduğu ilk yılında koçu Jorge Guerra çok özel bir hocaydı. Barbosa maç başına 15.8 sayı, 6.4 asist, 1.7 top çalma ortalamaları tutturdu ki bunun dışında ligin üç sayılık yüzdesi sıralamasında 4'üncü sırada yer aldı.

2002-2003 sezonunda maç başına 28.3 sayı ortalaması ile oynayan Barbosa, ligin sayı krallığında ikinci sırayı elde etti ve bir bakıma da 'burada ne işim artık' misali NBA scoutlarına işaret verdi.

NBA yorumcuları: “Bu Brezilyalı da kim”

NBA Draft'lerinde seçilen uluslar arası oyunculara şöyle bi baktığımızda genelde uzun boylu, orta mesafe hatta üç sayılık şut atabilen 'fundamental'i yüksek oyuncular oluyor. Ama Leandro Barbosa'ya dönüp bir baktığım baktığımızda 1.91m boyunda çelimsiz bir adam görüyoruz. 2003 yılında San Antonio Spurs tarafından seçilen Barbosa Spurs forması giymeden Suns'a gönderildi. Aslında düşündüğümüzde yıllarca uzun menzilli şut atabilen bir oyuncu arayan Spurs'ün ne denli bir hata yaptığını anlıyoruz.

NBA'ye ilk turdan 28inci sıradan adımını atan Barbosa, bir çok NBA yorumcusu tarafından tartışıldı. Dünyaya en fazla futbolcu yetiştiren ülkesinden ne kadar iyi bir basket çıkabilir ki? Ya futbol izleyerek ve oynayarak büyüyen bir adam ne kadar basketbol zihniyetine sahip olabilir? Bu aslında sadece NBA yorumcularının değil, herkesin aklındaki sorulardı. Gerçi böyle şeyler her zaman oluyor...tabular, imajlar ve önyargılar. NBA'ye ilk Dirk Nowtizki geldiğinde adamın saç modeline bile takmışlardı. Adama söylemediklerini bırakmamışlardı. Ama sonunda ne oldu? Nowitzki yıllarca All-Star oldu ve en önemlisi 2007 yılının En Değerli Oyuncusu ödülünü aldı. Leandro Barbosa'nın da durumu buna benzer aslında.

Barbosa ilk sezonunda 80 maçın tam 72'sinde forma giydi. Bu 70 maçın 46'sında ilk beşte yer aldı. Çaylak sezonunun Ocak ayının 5'inde Chicago Bulls'a karşı 27 sayı kaydetti ki bu onun o sezon bir maçta ulaştığı sayı rekorudur. Üçlük atışlarıyla dikkatleri üzerine çeken Barbosa çaylak sezonunda %395 gibi bir üçlük yüzdesi tutturdu.

2005-2006 sezonu başladığında kendini bulmaya başlayan bir Barbosa vardı sahada. Takımı için önemli işler yapan, benchten gelip ceza sayıları kesen bir oyuncu haline gelen Barbosa, Suns'ın yavaştan vazgeçilmez oyuncularından biri haline gelmeye başladı. Sayı ortalamasını 7.0'dan 13.1'e yükselten Barbosa, Suns playoff'lardaki en kilit oyuncularından biri haline gelecekti. İlk turda Lakers ile eşleşen Suns, 1-0 öne geçtiği seride 3-1 geriye düştü. Ardından 3 maç üst üste kazanıp Lakers'ı playoff'tan elemekle kalmayıp NBA tarihinin en iyi geri dönüşlerinden birini başardı. Kazanılan son 3 maçta Lakers'ın başına bela olan oyuncu Barbosa oldu. Amare sakattı oynamadı. Tüm savunma Steve Nash ve Shawn Marion'a odaklanınca Barbosa Lakers'a oynadığı her dakikada üçlük çizgisinin gerisinden ceza sayısını kesti.

Başarıyı tescilleme zamanı

2006 yazı itibariyle Barbosa yeni bir döneme başladı desek büyük olasılıkla yanlış olmaz. 2006 playoff'larında Barbosa'nın kalitesini gören Suns yönetimi Barbosa'ya 33 milyon dolara 5 yıllık bir kontrat önerdi. (yazım yanlışlığı yok..otuz üç milyon dolar) Kontrat kabul edip imzalayan Barbosa çıtasını daha da yükseltti. Bir zamanlar 'Brezilyalı ne anlar basketten' dedikleri adamın önüne servet dökmüş oldular. O sezon Amare döndü. Suns iyice yenilmez hale gelmişti. Sayı ortalamasını 18.1'e yükselten Barbosa sezon sonunda çok önemli bir başarıya imza atmış oldu. NBA onu yılın En iyi 6'ıncı adamı seçti. Bu da Barbosa'nın başarısı tasdiklemiş oldu. Çünkü o sezon herkes biliyordu ki Barbosa NBA'de yedeklerin MVP'siydi yani En Değerli Oyuncusuydu. Suns, playoff'larda yine ilk turda Lakers'la eşleşti. O sezon fırtına gibi esen Kobe Bryant'a adeta oyun oynattırmadılar. Amare pota altında canavar gibiydi. Nash yine aynı Nash, Marion yine aynı Marion. Ama asıl 'x faktör' Leandro Barbosa'nın havasını iyice yakalamasıydı. Çok fazla kritik sayılar kaydeden Barbosa, Lakers'ın ipini çeken adam oldu. Ama Suns yine ezeli rakibi San Antonio Spurs'e elendi ve şampiyonluk rüyası suya düştü.

2007-2008 sezonu gerçek bir kaos sezonuydu Suns için. Barbosa yine istatistiklerini yakalıyordu ama Suns havasını kaybetmişti. O yüzden menajer Steve Kerr, Shawn Marion'ı Miami göndererek karşılığında 36 yaşındaki Shaquille O'Neal'ı takıma getirdi. Hızlı hücum oynayan Suns'ta Shaq transferi ne kadar mantıklıydı? Bu herkesin merak konusuydu. Ama bu Barbosa için iyiydi. Çünkü sutör için Shaq ile oynamak adeta piyango gibiydi. Çünkü Shaq'e karşı oynayan rakipler hep içeri gömülüyordu ve dış şutörler hep boş şut kullanma şansı yakalıyorlardı. Takımın kimyası tam oturmadığı için sezonu erken kapayan Suns, bir sonraki sezona bakıyordu.




Bu sezon Suns ve Barbosa

2008-2009 sezonu başlarken Suns'ın nasıl bir basketbol oynayacağı şüphe uyandırıyordu. Çünkü hızlı oynayan bir takım ve yanlarında tek pota oynayan Shaq var. Barbosa'nın sayı ortalaması bir hayli düştü ama Suns rakiplerini bir bir eziyordu. Pota altında Shaq ve Amare, kenardan ceza sayıları kesen ve Barbosa ve başlarında setleri oynatan ve topu paylaştıran takımın tabir-i caizse 'Şef-garson'u Steve Nash.

Bu sezon nereye varacakalrı meçhul olan Barbosa ve Suns'ın sezon sonunda şampiyon oldukları takdirde kimseyi şaşırtmamış olacaklar. Ama playoff'lara kalamazlarsa kimse şok da olmayacak. Yani Suns'ı böyle bir sezon bekliyor. Tabi Barbosa oynayacak, sayı atmaya devam edecek ama NBA'de saygın olabilmek için başarı şart. Tıpkı Nowtizki'nin 2006'da Dallas'ı NBA Final'ine taşıdığı gibgi. Aslında kıyaslamak yanlış ama işler böyle yürüyor. Sonuçta bir zaman NBA'ye ilk geldiğinde kimse ondan bir başarı beklemiyordu ve hatta 5-10 maç oynayıp evine döneceğini düşünüyordu. Ama o 2007 yılında ligin en iyi altıncı adamı ödülünü aldı dahası da ufukta gözüküyor.





[email protected]