Türk futbolu Mustafa Denizli, Şenol Güneş ve Fatih Terim’den sonra başarılı bir hoca daha kazanıyor. Akhisar Belediye’deki hızlı çıkışıyla Fatih Terim’in Milli Takım’daki yardımcılığına kadar yükselen Hamza Hamzaoğlu’nun dileği ise futbolculuk döneminde “doyamadığı”, Galatasaray’ın başına geçmek. Genç teknik adam günün birinde bunun gerçekleşeceğine inanıyor.
Hamza Hamzaoğlu, genç nesil denilebilecek teknik adamların yükselen yıldızı... Akhisar Belediye’de elde ettiği başarı, onu Milli Takım’da Fatih Terim’in yardımcılığına kadar yükseltti. Başarılı hocanın, İmparator’la ilginç bir serüveninin de olduğu ortaya çıktı. Hamzaoğlu, daha önce Terim’in yardımcısı olacakmış ama tek başına yapabileceklerini görmek istemiş.
Ahmet Çakır’ın Zaman’daki haberine göre, 2011’de üçüncü kez Sarı Kırmızılı takımın başına geçen İmparator, yardımcısı olarak Hamzaoğlu’nu düşünmüş ve bunu da kendisine bildirmiş. Ancak o dönemde başarılı taktisyen takımını bırakıp gitmek istememiş. Bunu, “Tek başıma yapabileceklerimi biliyordum ve bunu ertelemek pek akıllıca olmayacaktı. Ayrıca Akhisar gibi bir kulüp bulabilmek de kolay iş değildi. Bunu da düşünerek Terim’in önerisini değerlendiremedim.” diye dile getiriyor.
Hamza Hamzaoğlu’nun Terim sonrasında Milli Takım’ın başında kalabileceği düşünülse de onun gönlünde başka bir Aslan yatıyor. Günün birinde Galatasaray teknik direktörü olmayı muhakkak ki düşündüğünü ve hedeflediğini Hamzaoğlu daha önceki söyleşilerimizde ifade etmişti. Aynı hedefte yürüyor Hamzaoğlu: “Bunlar, teknik adamlık yapan her futbol adamının doğal özlemleri. Aslında ben Galatasaray’da sadece 4 sezon oynadım. Bunların ikisinde şampiyonluk yaşadım ama Sarı Kırmızılı takıma doyamadım desem yeridir. Dolayısıyla günün birinde teknik direktör olarak bu 4 yılın üzerine yeni süreler koymak tabii ki daha büyük mutluluk olur.”
Bugünkü düşüncesinin Akhisar ve Milli Takım olduğunu da eklemekte yarar görüyor. “Basamakları adım adım çıkmaktan yanayım. Bulunduğum yerden hiçbir şikâyetim yok. Tam tersine her şeyin benim için son derece doğru biçimde geliştiğini söyleyebilirim.” diye devam ediyor. En büyük kulüplerimiz sürekli kurumlaşmadan söz ediyor ama bunun ne kadar uzağında olduklarını, yaşanan olaylar bize çok açık biçimde gösteriyor. Oysa son derece sınırlı olanaklarına rağmen Akhisar Belediye Gençlik bu konuda bile örnek olabilecek özellikler taşıyor. Nitekim, 2-1 kazandıkları Galatasaray maçı sonrasında bile bu kulübün başkanının adını hemen hiç kimsenin bilmediği ortaya çıktı. Doğrusu da buydu. Batı’da gerçekten kurumlaşmış pek çok büyük kulübün başkanının adını da kimse bilmiyordu. Önemli olan, işin patronuydu. O da teknik direktördü.
‘Galatasaray’ı yeneceğimizi biliyorduk’
Hamzaoğlu, kulübün çok önemli bir eksiğinin de giderilmekte olduğunu vurguluyor. Akhisar, bir süre sonra Manisa’da konuk olmaktan kurtulup maçlarını kendi stadında oynayacak. 13 bin kişilik stadın ilk müteahhidi, “Yapamayacağım” deyip çekildiği için iş gecikmiş. İçerdeki maçlarını il merkezinde oynamaktan yakınmıyor ama elbette ki kendi evlerinde olmaları onları daha da rahatlatacak. “Para kazanmak için büyük maçları İzmir’de oynamak düşünülemez mi?” dediğimde Hamzaoğlu, bunun kesinlikle sözkonusu olamayacağını belirterek karşı çıkıyor.
Eksikleri elbette ki önemliydi ama Galatasaray’ın toplam kadro değeri 170 milyon Euro. Akhisar’ınsa bunun 10’da 1’i. Böyleyken Sarı Kırmızılı takımı yeneceklerini maçtan önce de biliyorlardı. “Bizim en büyük gücümüz, kendimizi iyi bilmemiz. Neyi nasıl yapabileceğimizi iyi biliyoruz ve bunu sürekli geliştiriyoruz. Galatasaray karşısında da Mancini’nin çok sürpriz bir durum ortaya koymaması halinde müsabakanın nasıl olacağını baştan biliyorduk. Nitekim herşey düşündüğümüz gibi gelişti ve biz de istediğimizi elde ettik.” diye anlatıyor 2-1’lik zaferi Hamzaoğlu. Galatasaray’a attığı 2 golle dikkatleri üzerine çeken 23 yaşındaki Niasse de unutmuyor. Hiç futbol geçmişi olmayan yani sözü edilmeye değer bir takımda oynamamış bir yeteneğin, Akhisar’da vitrine çıkmasından büyük memnuniyet duyuyor.
Yaşlı futbolcular, gençler kadar önemli
Türk futbolunda genç oyuncu yetişiyor-yetişmiyor tartışmasının gereğinden fazla yapıldığını belirten Hamzaoğlu, “Biz de gençlere önem veriyoruz ama başka bir durumu daha iyi değerlendiriyoruz. Kadromuzdaki bazı oyunculara neredeyse miadı dolmuş gibi bakılıyor. Başta kaptan Emrah (35) olmak üzere Çağdaş (33), kaleci Oğuz (34), İbrahima Sonko (32), Emin Aladağ (30), Bilal Kısa (30) gibi oyuncularımızdan ne kadar iyi yararlandığımızı herkes gördü. Çünkü onların tecrübesi bizim için çok değerli.” diye konuşuyor.
Gekas tam bir golcüydü, bırakmak istemezdim
Yaşlı kategorisinde akla hemen Gekas geliyor. Geçen sezonun ikinci yarısında takıma önemli katkıda bulunan hatta attığı gollerle kimilerine göre kümede kalmayı sağlayan Yunan oyuncunun kalmasını çok istediğini belirtiyor Hamzaoğlu: “İstediği parada anlaşmak mümkün olamadı. Gekas’ı hepimiz seviyorduk ve kalmasını isterdik. Bana göre de çok büyük bir golcü. Hatta ligimizdeki forvetlerin onu daha iyi izleyip birşeyler kapmalarını bile tavsiye edebilirim. Çünkü gol pozisyonlarında tam anlamıyla bir dâhi gibi davranıyor.”