Spor

Futbolda şike iddialarına ölüm tehditleri eklendi

Alman polisinin dinleme raporunda bahis mafyası, Eskişehir-Kayseri maçı istenilen skorla bitmeyince, sarı-kırmızılı üç futbolcudan zararın karşılanmasını istedi.

09 Ocak 2010 02:00

T24 - Alman polisinin dinleme raporunda bahis mafyası, Eskişehir-Kayseri maçı istenilen skorla bitmeyince, sarı-kırmızılı üç futbolcudan zararın karşılanmasını istedi. Devrede bulunan Nurettin Günay, Bilal Aziz ile diğer oyuncuları sıkıştırdı.


Günay, Kayserili oyuncudan, “O... çocuğu” diye söz ederken, para vermeye yanaşmayan iki futbolcu için de, “Onlar artık yaşamıyorlar” ifadesini kullanıp, Bilal dahil üçünü de ölümle tehdit etti. Bilal Aziz ödeme için kredi almayı düşündü.

Bahis ve şike skandalında savcılığa ulaşan yeni bilgi ve belgeler, Süper Lig’de sürpriz bir maçı ve sürpriz bir ismi ortaya çıkardı. Henüz savcılığın raporu haline gelmeyen, ancak Kuzey Ren Westfalya Eyaleti Organize Suç Örgütleri Yüksek Komiserliği tarafından, dinleme kayıtlarının bilgileri ışığında dosyaya konmak üzere sunulan bu bilgiler de MİLLİYET’in eline geçti. Buna göre maniple edilmek istenen Eskişehir-Kayserispor maçının başkahramanı da, Kayseri’den Bilal Aziz Özer...

İşte polisin dinleme kayıtlarından ortaya çıkardıkları ve yine komiserliğin yorumları:

Bu maniple edilmiş olan maça karışanların incelersek birçok kişinin bu maçtan umut edilen kazançtan bir parça almak istedikleri fark ediyoruz. Bu maçta maniple olayları ile ilgili en azından iki kişiye odaklanmamızı gerektirir. Bunlar, Kayserispor futbolcusu Bilal Aziz ve Nurettin Günay’dır. Ayrıca Kayserispor’dan kimliği tespit edilemeyen 2 futbolcunun daha olduğu belirtilmektedir. Nurettin Günay’ın genellikle yaptığı gibi etrafındaki kişileri Eskişehir- Kayserispor karşılaşması hakkında bilgilendirip bu karşılaşmaya bahis yatırmaları için yönlendirdiği ortaya çıkmaktadır. Bu karşılaşmalara açık anlamda banko olarak nitelendirdiği görülmektedir.  

Günay ve Tanzer Bulut’un kullandığı telefon bağlantısı arasında geçen bir mesajda bahis parası olarak onların yani (3. Kişilerin) 50 bin Euro sözü geçiyor. Bu bilgi, Nurettin Günay’ın cep telefonuna gelen mesajın içeriğidir. (Telefon Görüşmesi-TG, 02.10.2009- Günay SMS)

Nurettin Günay, Erkan Ergün’ü arıyor.  Ergün, Adanasporlu profesyonel futbol oyuncusudur. Bu konuşma esnasında, Ergün’ün yanında ‘Hoca’ diye hitap edilen bir kişi bulunuyor. ‘Hoca’ diye nitelendirilen kişinin muhtemelen Gebzespor Teknik Direktörü Mustafa Bankoğlu olduğu düşünülüyor. Sadece bu görüşmeye bakıldığında Nurettin Günay’ın amacının, Türk ligindeki futbolcularla direkt bağlantı kurarak, onlar nasıl hareket etmeleri gerektiğini söylüyor ki, maça kupon yatırabilsinler.

Nurettin Günay bu karşılaşma için oynanacak olan bahisleri yönlendirdikten sonra maç gününün sabahı, Marijo Cvrtak tarafından aranıyor, bu görüşmede Nurettin Günay, önce Cvrtak’a telefon ile ulaşamadığı için sitem ediyor ve neden olarak da “Türkiye’deki çocuk, bugün saat 14.00’te oynanacak maç yüzünden bekliyor’ diyor. Eskişehirspor-Kayserispor maçını kastedilğinden yola çıkabiliriz. Burada  ‘Çocuk’ olarak adlandırılan şahıs, büyük olasılıkla Kayserispor’lu profesyonel futbolcu Bilal Aziz’dir.

Nurettin Günay, Cvrtak’ı arayarak bilgi alıyor ve kombi olarak ne oynayabileceğini soruyor. Bu görüşmenin devamında Nurettin Günay, saat 14’de Türkiye’de Kayserispor Süper Lig maçı olduğunu belirtiyor. Bu maç için Günay, Cvrtak’a “Çocukla ilgili her şey iyi” (Kesinlikle bahsedilen kişi Bilal Aziz’dir. Bundan sonra yapılan görüşmeler bunu onaylıyor) Kendisi ‘Bilal Aziz’ ile konuştuğunu kastederek, “Her şey geliyor” yani her şey konuştukları gibi yürüyecek.

Cvrtak bu maçın yüzde 100 garanti olup olmadığını bilmek istiyor. Günay üçünün de (Anlaştıkları üç futbolcunun) oynadığını belirterek, tekrar onaylıyor.  Nurettin Günay kelimesi kelimesine ‘Onlar hep bizde oynuyor’ şeklinde konuşurken, Onların büyük bir olasılıkla ilk defa aktif olmadıklarını, bundan öncesinde de maniple olaylarında yer almış olabileceklerini düşünülebilir.

Cvrtak çok kez Günay’ı arayarak, maçta skorun 0-1 olduğunu bildiriyor. Günay küfrediyor. Bu golün asistinin, futbolcu Bilal Aziz tarafından yapıldığı ortaya çıkıyor. Bu skora rağmen, Günay  olaya optimist yaklaşıyor ve bu maçın ‘Yüzde bin geleceğini’ belirtiyor. Maçın 24. dakikasında Cvrtak’ta ilk şüpheler oluşuyor ve bu oyunun önceden anlaşıldığı gibi bitmeyeceğini anlıyor. Cvrtak’ın Günay ile sürdürdüğü telefon konuşmasında “Kıbrıstakilerin” maçı bozduklarını söylüyor. Olaya bakılırsa bu karşılaşmaya başka müdahale de var. Başka kişilerden maçın nereye kadar maniple edildiği yalnızca tahmin edilebiliyor ve raporların gelişiminde tekrar bu konu açılıyor.

Maç sonunda kızgın olan Günay, küfrediyor ve diğer beş maçın beklenildiği şekilde sonuçlandığını, yalnızca Eskişehirspor maçının tutmadığını öfke ile haykırıyor ve Nurettin Günay bu olaydan Tanzer Bulut’u suçluyor. Günay, ‘bunlar’(3.kişileri kastederek) parayı ne zaman verecekler sorusunu, Tanzer Bulut  ‘Yarın’ diye cevaplıyor.


Günay tarafından şantaj

Kaybedilen maçın akşamında olaya karışan futbol oyuncusu Bilal Aziz, Nurettin Günay ile bağlantıya geçiyor. Anlaşıldığı kadarıyla Aziz, kendini suçlu hissediyor. Nurettin Günay, ne olup bittiğini soruyor. Aziz ise bilmediğini, Günay ile diğerlerinin arasında kaldığını iddia ediyor. Bilal Aziz, “Diğerleri şu anda ödeyemezler” diyor.

Anlaşıldığı kadarıyla Günay, Aziz’den kaybedilen bahis için, para istiyor. Öyle görünüyor ki Aziz ve başka Kayserisporlu futbolcular, maç sonucunu Eskişehirspor’un sahadan galip ayrılması için, bilinçli şekilde maniple etmek üzere Günay tarafından örgütlenmişlerdir. Bu maç sonucuna Aziz, Günay ve başka Kayserisporlu futbolcular bahis oynadılar. Buna rağmen maç Kayserispor’un 1-0’lık  galibiyeti ile sonuçlandı. Şimdi ise Günay; Aziz ve diğer futbolculardan göründüğü kadarıyla ödeyemedikleri bahis paralarını istiyor.

Günay diğer Kayserisporlu futbolcuların isimlerini öğrenmek istiyor, Aziz ise isimlerini vermek istemiyor.

Günay her üçünün de kariyerini bitirmekle tehdit ediyor. Çaresiz kalan Aziz, ne yapacağını şaşırıyor ve Günay’a ne yapması gerektiğini soruyor. Aziz, Nurettin Günay’ın ondan istediği rakamı ödeyebilecek durumda olmadığını belirtiyor. Günay altını çizerek, paranın yarın ödenmiş olması gerektiğini söylüyor. Bunun üzerine, Aziz durumu açıklamaya çalışıyor. Kendisinin diğer futbolculara da ödemelerinin gerektiğini ve ne kadar acil olduğunu söylüyor.  Bunun üzerine diğer futbolcuların  ağlayıp, paralarının olmadığını söylediklerini Günay’a aktarıyor.

Aziz’in açıklamasına rağmen Günay işin peşini bırakmıyor ve başka tehditlerde bulunuyor. Yarın bir arkadaşının Kayseri’ye geleceğini açıklıyor. Açık bir şekilde söylemese de Günay, bu tehditle eğer istenenlere karşılık vermezlerse, Aziz ve takım arkadaşlarının baskı altına alınacağını belirtiyor.

Günay’ın mesajlara cevap vermemesi, Aziz’i daha da endişelendiriyor. Bundan 1,5 saat sonra Günay’a ulaşan başka bir mesajda ise, Aziz o kişilerle konuşabilmek için Günay’dan tekrar zaman istiyor, adeta bir cevap için yalvarıyor. 

Bu mesajı aldıktan sonra Aziz yerine, Tanzer Bulut’u arayan Günay, Bulut’a ‘parasızlardan’ (Aziz ve diğer ortak oyuncular) bahis aldığı için şikayetini belirtiyor. Günay telefonu bölerek, ‘O o..... çocuğu şimdi arıyor’ diyor.

O anda Aziz telefonla Günay’a ulaşıyor, Günay’ın yukarda kullandığı ‘O..... çocuğu’ kelimesinden de açıkça anlaşılıyor ki,  Aziz’e karşı artık hiçbir saygı duymuyor. Günay, Aziz’i sadece amacına ulaşabilmek için kullanıyor ve ikisinin arasında geçen özel konuşmalarda dile getirdiği dostane tavırları aslında gerçeği yansıtmıyor.

Anlaşmazlık devam ediyor. Aziz hafta sonuna kadar zaman isterken,  Günay paraya yarın ihtiyaç duyduğunu söylüyor.

Aziz tekrar endişeli bir şekilde, ‘Böyle bir şeyi bir daha yapmayacağını’ anlatıyor. Günay ise tekrardan o futbolcuların kimler olduğunu öğrenmek isterken, Aziz bunların kimliklerini yine de açıklamıyor.

Aziz, cumartesi günü o kişilerle tekrar konuşmayı bir kez daha teklif ediyor. Ve eğer hâlâ ödemezlerse, Aziz kendisi bankaya gidip, kredi çekerek Günay’a bu borcunu ödemeyi taahhüt ediyor.

Günay bunun üzerine biraz sakinleşiyor ve Aziz’e, ‘Şu ana kadar hep ödemiş olan iyi bir çocuk olduğunu’ söylüyor. Bundan yola çıkarak Aziz ve Günay arasında, çok sayıda maça bahis oynandığı sonucuna ulaşmak mümkündür. Günay’ın sorusuna cevap olarak Aziz, diğerlerinin paralarını Kasım’ın 20’sinde alacaklarını belirtiyor. (Anlaşıldığı kadarıyla, futbolcuların maaş ve primleri kastediliyor burada)

Çok kez sorduğu gibi Günay tekrar diğer ortak oyuncuların isimlerini öğrenmek isteğini tekrarlıyor. Bu nedenle Aziz’e ‘Mehmet Eren’ in de olup olmadığını soruyor. Aziz, bunu yalanlıyor.

Günay, Cvrtak ile kaybedilen maç bahsini ve Aziz’in davranışını değerlendiriyor. Nurettin  Günay, Aziz’i aşağılayıcı bir tavırla ‘O....u Çocuğu (Hurensohn)’ diye adlandırıyor. Cvrtak’a Kayserispor’un kazanmasına Aziz’in neden olduğunu söylüyor.

Günay, Cvrtak’a bahsi kaybetmesine rağmen, aşağı yukarı ‘sıfır’da kaldığını söylerken (bir kaybı ya da kazancı olmadığını belirten ifade) Aziz’e ise Kayserispor maçında kaybının 300 bin Euro olduğunu söylüyor. Buna göre aşağı yukarı sıfıra çıkabilmek için Günay’ın başka bir yerden 300 bin Euro’luk bir kazanç elde etmiş olması gerekir. Bunun hakkında bir bilgi verilmiyor. Ayrıca bu miktarın gerçek bir kayıp olup olmadığı bilinmemekle birlikte, bu durum sadece söylemlerden ortaya çıkıyor.

Günay bu rakamı öne sürerek, Aziz’i kendisine bağımlı kılmak istemektedir.

Maçın ertesi günü sabah, Bilal Aziz, Günay’a mesaj yollayarak parayı hafta sonu ayarlayacağının sözünü verir.

Necmettin Ese’ye karşı Günay, “Eğer Eskişehirspor maçı tutsaydı 300 bin Euro kazanmış olacaktım” der. Bundan hareketle Günay’ın gerçek kaybının 300 bin Euro olmadığını,  kaçırılmış olan kazancın miktarı olarak anlamak mümkün. Gerçek kaybın miktarını henüz söylemek mümkün değil. Günay sadece Bilal Aziz yüzünden bu maça oynamıştır.

Günay, Memik adlı bir şahısla olan görüşmesinde ise, Eskişehirspor maçı tutsaydı, 500 bin Euro kazanacaktım dediği tespit edilmiştir. Nurettin Günay, görüştüğü her kişiye, bu maçtan kazanabileceği rakamı farklı olarak veriyor.
‘Artık herkes biliyor’

09.10. 2009 tarihinde Günay ve Aziz arasında tekrar bir telefon bağlantısı gerçekleşiyor. Günay, Aziz’e onun telefon numarasını, bu paranın alacaklısı olan bir futbolcuya verdiğini açıklıyor. Buradaki futbolcu,  28 yaşındaki Adanaspor’da futbol oynamış ve şu anda kulüpsüz olan ve İstanbul’da ikamet eden bir kişidir.

Bu anlatımdan yola çıkarak, bu kişinin Erkan Ergün olduğunu düşünebiliriz. Bilal Aziz, telefon numarasını başka birisine verdiği için Günay’a, “Artık herkes biliyor. Bu sadece ikimizin arasında kalması gereken bir konuydu, Aziz ve başkalarının arasında olan bir şey değil” diyor.

Aziz yaptığı hataların farkında, eğer yaptıkları kamuoyuna açıklanırsa kariyerinin son bulacağını ve başkalarının bu konudan haberdar olması ile kendisinin başkalarına karşı sorumlu olabileceğinden endişe ettiği gözleniyor. Son seferde de Aziz Günay’ın kendisine güvenebildiğini belirtiyor. Günay ise bunu onaylarken, Aziz’in daha önceki seferde yaptığı hatayı telafi etmesinin 1 yılı bulduğunu söylüyor. Aziz de geçmişteki, “kendilerinin olayı iyi yapmaları halinde, kendisinin bu işten kurtulmuş olacağı’ yönündeki anlaşmayı hatırlatıyor ancak buna karşılık Günay’ın bu sözde durmadığı anlaşılıyor. Daha öncesinde söz konusu olan rakam ise ‘25’ idi. Aziz bu rakamın zamanında kapatılmış bir hesap olması gerektiğini belirterek şikayette bulunuyor.

Bu konuşma da bize göstermektedir ki, Aziz’in daha öncesinde de Günay ile teması bulunmaktadır. Teleffuz edilen “25” rakamının ise, 25.000 Euro’yu kastettiği düşünülebilinir. Aziz’in bu hatasını telafi etmesiyle Günay’a karşı olan sorumluluğu da ortadan kalkacaktır.