Financial Times gazetesindeki birer haber ve analizde, Türk ekonomisinin "baskı altında" olduğu vurgulanıyor. Daniel Dombey imzalı habere göre, son haftalarda hızla değer kaybeden Türk lirasını korumak için faiz oranlarının yükseltilebileceğini belirtiyor. "Uzun vadeli" ekonomik sorunların, Türkiye'nin bölgede daha büyük rol oynama arzusuna gölge düşürdüğü aktarılıyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise her şeye rağmen Türkiye'nin yıllık %4'lük büyüme hedefini gerçekleştirme ihtimali olduğunu savunuyor.
Faiz oranları yükselecek mi?
Şimşek, İngiliz iş dünyası gazetesine yaptığı açıklamada, 17 Aralık'ta başlatılan yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarının ardından yaşanan siyasi çalkantının bazı yatırımcıları ürküttüğünü kabul ederek şöyle dedi: "Hukuki gelişmelerin doğrudan yabancı yatırım üzerinde olumsuz bir etkisi olup olmayacağını göreceğiz ama yatırım ortamını geliştirmekte kararlıyız."
17 Aralık'tan bu yana Türk lirasının %7,5 değer kaybettiği, borsada %12'ye yakın düşüş görüldüğü belirtilen haberde, Mehmet Şimşek'in yılın ikinci yarısında ekonominin toparlanmasıyla %4'lük büyüme hedefine ulaşılabileceği tahminine yer veriliyor. Ancak son 10 yıllık dönemde kaydedilen ortalama %5'lik büyüme oranının yakalanmasının mümkün olmadığına dikkat çekiliyor.
Daniel Dombey'in kaleme aldığı analizde ise birçok uzmanın ve yatırımcının, Türkiye'nin para birimindeki ani düşüşü durdurmak için faiz oranlarını yükseltmek zorunda kalacağı görüşü aktarılıyor.
Ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın hem Gezi Parkı eylemlerinde hem de yolsuzluk operasyonları sırasında "faiz lobisini" suçladığı hatırlatılarak, hükümetin bu önleme sıcak bakmadığı belirtiliyor.
Dombey şöyle diyor: "Erdoğan taraftarlarının yaşadıkları sancılar nedeniyle yabancı tertipleri suçlamasına rağmen, Türkiye büyük oranda kısa dönemli yabancı sermayeye bağımlı. Mevcut 60 milyar dolarlık bütçe açığının yaklaşık 5'te 4'ü doğrudan yabancı yatırımla değil, sıcak parayla finanse ediliyor.
"Ülkenin özel sektörünün, çoğunluğu uzun dönemli olmak üzere, tam 166 milyar dolar döviz borcu var. Aileler, banka hesaplarını gözden geçirerek, tasarruflarını liradan yabancı paraya çeviriyor."
"Buna karşın, Merkez Bankası'nın yabancı döviz rezervi 40 milyar veya biraz daha az olarak tahmin ediliyor ki bu diğer gelişmekte olan pazarlara kıyasla düşük bir miktar; özellikle bankanın para birimini korumak için Aralık sonu ile Ocak sonu arasında 6 milyar dolar harcayabileceğini açıklaması nedeniyle."
Amerikan yatırım şirketi Paamco uzmanı Alper İnce ise dünya çapında faizler artarken Türkiye'nin de bu adımı atmak zorunda kalacağını söylüyor. Koç Holding Onursal Başkanı Rahmin Koç'un, son 10 yıldaki %13'lük büyümenin %8'inin Türk lirasının değerli tutulmasından kaynaklandığı tahmini de veriliyor haberde. Princeton Üniversitesi'nden Prof. Dani Rodrik ise şu değerlendirmeyi yapıyor: "Büyümeyi sağlayan büyük miktarda yabancı para vardı, peki nereye gitti bu para? Çoğu alınıp satılamazlara, inşaata ve diğer hizmetlere."
Haberdeki bir veri ise Türkiye'ye doğrudan yabancı yatırımın 2007-2012 döneminde 22 milyar dolardan 12 milyar dolara düştüğüne işaret ediyor. Diğer yandan, Bakan Şimşek, Türkiye'nin en büyük ticaret ortaklarının bulunduğu Euro Bölgesi'ndeki ekonomilerin toparlanmasını olumlu gelişmeler hanesine yazıyor.
Gazeteye konuşan üst düzey bir uluslararası diplomat, Türkiye'nin bölgede ve dünyada daha büyük rol üstlenme iddiasının güçlü bir ekonomiyi gerektirdiğine dikkat çekerek, "Ekonominin iskambil kağıdından bir ev olduğunun ortaya çıkması bu yüzden çok önemli." diyor.